Beştaş: Saldırının üstü örtüldü

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beştaş, PM üyeleri Karataş'a yönelik saldırının örgütlü bir saldırı olduğuna dikkat çekerek, yaptıkları incelemeleri açıkladı. Beştaş, suçun 'yaralama' diye gösterilerek dosyanın kapatılmak istendiğini belirtti.

Beştaş: Saldırının üstü örtüldü
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beştaş, PM üyeleri Karataş'a yönelik saldırının örgütlü bir saldırı olduğuna dikkat çekerek, yaptıkları incelemeleri açıkladı. Beştaş, suçun 'yaralama' diye gösterilerek dosyanın kapatılmak istendiğini belirterek, olay yerindeki mobese kayıtlarının da soruşturma dosyasına alınmadığını bildirdi. Saldırganın kullanımında olan telefon hattı ve irtibatlı olduğu telefonlar üzerinden hiçbir teknik araştırma yapılmamasını, saldırganın var ise banka hesap hareketleri ve ifadesinde geçen özgeçmişinin gerçek olup olmadığının araştırılmamasını eleştiren Beştaş, "Tüm demokratik kamuoyunu partimize yönelik saldırılara ve tehditlere karşı vereceğimiz mücadelede yanımızda olmaya çağırıyoruz" dedi.


HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Parti Meclisi üyeleri Ahmet Karataş'a yönelik saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Beştaş, saldırının mahiyetine bakıldığında ve soruşturma dosyası üzerinde yaptıkları incelemeler sonucunda, saldırının bireysel değil, örgütlü ve planlı olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.

"Bu saldırıdan önce, özellikle 8 Ekim’den sonra Genel Merkezimiz sürekli olarak tehdit telefonları ile karşı karşıya kalmıştır. 6-8 Ekim tarihlerindeki Kobanê eylemleri bahane edilerek, partimiz, gerçekleşen saldırıdan hemen önce, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet Sözcüsü tarafından hedef tahtasına konulmuştur. Her fırsatta tehditlerini savuranlar, bu saldırının zeminini de hazırlamışlardır" diyen Beştaş, PM üyeleri Ahmet Karataş’ın bıçaklandığı haberi üzerine, Genel Merkez yöneticilerinin ve hukukçularının çok kısa bir süre zarfında olay mahalline vardıklarını hatırlattı. Olay yerindeki delillerin karartılmaması ve yok edilmemesi için ciddi bir çaba sarf edildiğine ve binanın kamera görüntülerine ulaşılarak saldırganın eşkalinin hemen tespit edildiğine dikkat çeken Beştaş, çok kısa bir süre sonra Emrah Akman isimli saldırganın yakalandığını, alelacele tutuklanarak cezaevine gönderildiğini anımsattı. 

'BİNAYI TANIYOR, KAMERALARIN YERİNİ BİLİYORDU'

Beştaş, soruşturma dosyası üzerinde yaptıkları incelemede şu hususların dikkat çektiğini açıkladı:

"Saldırgan olay günü sabahın erken saatlerinden itibaren partimiz Genel Merkezi’nin telefonunu aramıştır. Genel Merkez telefonu parti çalışanımıza yönlendirilmiş olduğu için, henüz partimiz açık olmamasına rağmen, saldırgan birkaç defa parti çalışanımızla telefon görüşmesi yapmıştır. Saldırgan, her telefon görüşmesinde, partinin ne zaman açılacağını ve yetkilinin ne zaman geleceğini sormuştur.

Saldırgan, Parti Meclisi üyemiz Ahmet Karataş parti içerisinde iken bina kapısını çalmış, ancak parti yöneticimiz durumdan emin olmadığı için saldırganı bir süre içeri almamıştır. Saldırgan tekrar parti çalışanımızla görüşme yaparak tuvaleti kullanma gerekçesiyle içeriye girmiş, tuvalete yönelmiştir. Parti Meclis üyemiz Ahmet Karataş’ın salona geçtiğini gören saldırgan hızla salona yönelip arkadan boğazına bıçağı dayayarak, 'sizi yaşatmayacağız, siz kimin ülkesinde posta koyuyorsunuz' diyerek boğazını kesmiş, parti yöneticimizin kendini savunmasıyla boğuşma sırasında saldırgan bıçak darbeleriyle parti yöneticimizi öldürmeye çalışmıştır.

Kamera görüntülerinden de tespit ettiğimiz verilere baktığımızda, saldırganın binayı tanıdığı, bina içerisindeki güvenlik kameralarının yerlerini bildiği açıkça görülmüştür. Bina güvenlik görevlisi, saldırganın binaya giriş sebebini sormuş olmasına rağmen, saldırganın soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisine yanıt verdiği görülmüştür."

'MOBESE KAYITLARI SORUŞTURMA DOSYASINA ALINMADI'

Soruşturma dosyası kapsamında sanığın beyanları ve elde edilen deliller incelendiğinde ise saldırgan Emrah Akman’ın, ağabeyinin evine varmasından 15-20 dakika sonra polislerin eve gittiğinin anlaşıldığını belirtti. Saldırganın 2009 yılında BBP Alperen Ocaklarına kayıt yaptırdığı, Alanya’da Ocak Başkan Yardımcılığı ve İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı ve üzerinde 5301 numaralı basın üye tanıtım kartı bulunduğunu ifade eden Beştaş, 4 Kasım 2014 tarihli saat 15.00’te tanzim edilen tutanakla, Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan ve saldırının gerçekleştiği Ahenk Apartmanı’nın girişini ve çevresini gösteren çevredeki işyerlerine ait kameraların ya bozuk olduğu ya da sadece binanın içini gösterdiği tespit edildiğini kaydetti. Saldırının gerçekleştiği olay yerine yakın mobese kayıtlarının soruşturma dosyasına alınmadığı ve bu konuda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığına vurgu yaparak, soruşturma dosyasında bulunan görüntü kayıtlarının; sadece Ahenk Apt. yönetiminin bina güvenlik kayıtlarının saat 09.00-10.00 arasında çekilen görüntüler olduğunu bildiren Beştaş, soruşturma dosyasında, saldırganın olay gününden çok önce 16 Ekim 2014 tarihinden itibaren Parti Genel Merkezi’ni gözetlediği ve izlediğini, partileri hakkında çok sayıda not ve bilginin saldırgan tarafından rapor altına alındığı, saldırganın çok sayıda keşif notunun bulunduğunu kaydetti.

'CEBİNDE TİNERLE GELDİ'

Saldırganın cebinde tinerle gelerek parti binasını yakmayı hedeflediğinin, güvenlik görevlisi olduğu ve daha önce bir güvenlik firmasında çalıştığının taraflarınca tespit edildiğine değinen Beştaş, şöyle devam etti:

"Dosyada dikkat çeken hususlar değerlendirildiğinde, saldırının örgütlü ve planlı olduğu ortaya çıkmıştır. Saldırganın her aşamada kararlı ve kendinden emin bir şekilde hareket etmesi, savunma ve saldırı konusunda eğitim almış olması ve siyasi olarak örgütlü bir yapının gençlik kolları başkanlığını yapacak düzeyde olması, saldırganın gerçekleştireceği saldırının politik sonuçlarını hesap edebilecek bilinç ve düzeyde olduğunu göstermiştir.

Nitekim failin ifadesinde de örgütlü bir şekilde hareket eden bir kişinin güveni vardır. Parti binası Ankara’nın merkezidir. Saldırganın uzun süre Parti Genel Merkezi’ni takip altına alması ve keşif yapması, saldırının bir anlık bir heyecanla olmadığının en açık göstergesidir.

Saldırganın böylesi ağır bir eylemi işleyebilmesi için öncesinde örgütlü bir yapıyla birlikte tartışmış olması gereklidir. Saldırgan hem özel güvenlik eğitimi almış hem de beli bir siyasi yapı çevresinde bulunmuştur. Saldırganın teknik ve psikolojik bir eğitimden geçtiği, ısrar ve kararlılık içerisinde olduğu da düşünüldüğünde, eylemin bireysel olmadığı açıkça görülecektir."

'YARALAMA' DENİLEREK DOSYA KAPATILMAK İSTENDİ

Soruşturmayı yürütenlerin soruşturmayı yürütme şekli ve suçu ilk anda 'yaralama' olarak nitelemesinin, örgütlü suç kapsamında değerlendirmemesini, 'dosyayı kapatma çabasının açık bir göstergesi' olarak ele alan Beştaş, "Saldırganın binaya giriş ve çıkış görüntüleri çok açık bir şekilde binanın planı ve güvenlik donanımı konusunda bilgi sahibi olduğunu göstermesine rağmen, hakimlik sorgusu dahil olmak üzere soruşturma mercii hiçbir aşamada saldırganın eylemin gerçekleşme aşamasını nasıl planladığını ve bina planlarından ve güvenlik kameralarından nasıl haberdar olduğunu, bir kez dahi soru olarak yöneltmemiştir" dedi.

Saldırganın kullanımında olan telefon hattı ve irtibatlı olduğu telefonlar üzerinden hiçbir teknik araştırma yapılmadan, saldırganın var ise banka hesap hareketleri ve ifadesinde geçen özgeçmişinin gerçek olup olmadığı araştırılmadan, Cumhuriyet Savcılığı salt saldırganın bu zamana kadar herhangi bir örgütlü yapı ile ilişkisi olmadığından bahisle soruşturma dosyasını adli bir vaka olarak değerlendirilmesini eleştiren Beştaş soruşturma makamlarının daha soruşturmanın ilk dakikalarında esasen elde etmek istedikleri sonucun ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur" diye ekledi.

'ÖRGÜTLÜ GÜÇ OLMADAN MÜMKÜN DEĞİL'

"Benzer saldırılarda olduğu gibi, karanlık örgütlü güçler bu saldırı sonrasında da imzalarını, saldırganın bayrakla birlikte ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarı başında çekilen fotoğraflarını saldırgan tutuklandıktan hemen sonra basına sızdırarak bir kez daha atmışlardır.

Türkiye’de gerçekleşen karanlık birçok suikast, faili meçhul ve katliamda olduğu gibi, Hrant Dink, Paris katliamı, Rahip Santoro vb. katliamlarda da eylemi yapan, son tahlilde ortaya çıkan bir kişidir. Fakat manevi güç veren, maddi kolaylaştırıcı imkân sağlayan örgütlü bir güç olmadan bu düzeyde katliamların gerçekleştirilmesi elbette mümkün değildir."

"Adana’da gazete emekçisi Kadri Bağdu’yu katleden akıl ile bu saldırıdaki aynı organize akıldır" diyerek, bu saldırıların hedefinin demokratik hak ve özgürlükler, demokratik siyaset olduğuna işaret eden Beştaş, "Partimize ve yöneticilerine, üyelerimize, demokratik hak ve özgürlüklere yönelik tüm saldırılarda belli organize güçlerin bizlere vermek istediği gözdağından çekinmediğimizi, demokratik siyasetin her alanında verdiğimiz mücadeleden geri durmayacağımızı bir kez daha tekrarlıyoruz" dedi.

'YANIMIZDA OLUN'

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, şu çağrıda bulundu: "PM üyemiz Ahmet Karataş şahsında, partimize yönelik yapılan bu organize saldırının arkasındaki karanlık, çeteci güçlerin açığa çıkarılması için gerekli tüm hukuki mücadeleyi vereceğimizi ve bu organize saldırının arkasındaki güçlerin mutlaka ortaya çıkacağını bir kez daha buradan beyan ederek, tüm demokratik kamuoyunu partimize yönelik saldırılara ve tehditlere karşı vereceğimiz mücadelede yanımızda olmaya çağırıyoruz" / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 08 Kasım 2014, 10:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER