İlçeye girişinde izdiham yaşanan Baydemir ilk açılışı yapılacak büroya kadar Suruçlular ile birlikte yürüdü. Buradan, HDP’nin merkezi seçim bürosunun açılışına geçen Baydemir, Suruçlulara hitap etti.
İnsanlık tarihinin zulüm tarihi olduğu kadar, direniş tarihi de olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Baydemir, “Direniş tarihini görmek isteyenler Kürtlerin tarihine baksın. Şeyh Said’den bugüne, Mele Mustafa Barzani’den bugüne, Seyid Rıza’dan bugüne, Üstad Bediüzzaman’dan bugüne, Mazlum Doğan’dan Necmettin Büyükkaya’dan Leyla Sakine’ye, Kobanê şehitlerimize kadar bu halk hiçbir zaman zulmün önünde boyun eğmemiştir. Bundan sonra da eğmeyecektir” dedi.
“Bugün çağrım sınırın öte yanınadır” diyen Baydemir şöyle konuştu: “Sınırın öte tarafındaki kardeşlerim, şunu bilin ki, biz sınırın bu tarafındakiler size borçuluyuz. 80 yıl boyunca ne zaman devletten zulüm görsek Rojava’ya Kobanê’ye, Cizire’ye, Qamışlo’ya sığındık. Şimdi sıra kuzeydedir. Sıra sınırın bu tarafındadır. Şengal’e, Kerkük’e, Mahmur’a ve Kobanê’ye vahşi, insanlık dışı saldırılar oldu. Şükür ki hem Mahmur, hem Kerkük, Hem Şengal hem hem de Kobanê’de Kürt halkının çocukları olan HPG, YPG, YPJ ve peşmerge el ele verdiler, yürek yüreğe verdiler hem ülkeyi hem de insanlık değerlerini savundular. Birlik olduğumuzda özgürlüğün temelini atarız. Kobanê destanı buna örnektir. Kobanê destanında bütün Kürt güçleri tek yürek oldular ve ülkelerini savundular. İttifak özgürlüğü getirir.”
Kobanê direnişi döneminde Suruç’un oynadığı role dikkat çeken Osman Baydemir, “Suruç 40 milyon Kürdün yüz akı oldu. Kobanê’den gelen 100 binlerce kardeşinize evinizi açtığınız, suyunuzu ekmeğinizi paylaştınız. Kardeşlerinizle yüreğinizi paylaştınız” dedi.
‘HÜKÜMET SURİYEDE ATEŞE BENZİN DÖKTÜ’
Hükümetin Suriye politikasını “ateşe benzin dökmek” şeklinde niteleyen Baydemir’in konuşmasındaki diğer satır başları şöyle: Hükümet bir kez daha kirli ve karanlık ellerini DAİŞ’e uzattı. Barbarizme el uzattı. Başbakan Kobanê düştü düşecek dedi. Kobanê düşmedi, onların maskesi düştü. Suriye’de dökülen her damla kanda AKP hükümetinin vebali vardır, payı vardır. AKP hükümeti sınırı sadece ve sadece DAİŞ çetelerine giden tırlara açtı. Öyle bir noktaya geldi ki sizler burada aylarca, 7 gün 24 saat kendinizi kalkan yaptınız. Siz DAİŞ’e silah gitmemesi için sınırı korudunuz. Kobanê’deki kardeşleriniz dedi ki, Suruç arkamızda olsun DAİŞ’ten bir korkumuz olmaz.
Kobanê’de yeni bir yaşamın inşa edilmesi, Rojava paradigmasının bütün Ortadoğu’da hayat bulması için HDP’nin parlamentoya taşınması şart.
‘HDP’SİZ PARLAMENTO BARIŞI SAĞLAYAMAZ
HDP’nin olmadığı ir parlamento barışı sağlayamaz. Kürtlerin haklarının anayasaya girmesi, çözüm sürecini yürüten heyetin ve Sayın Öcalan’ın elinin güçlenmesi için, onurlu bir barışın inşa edilmesi için HDP’nin barajı yıkması şart. Nasıl ki Urfa ve Suruç ellerini Kobanê’deki kardeşlerine uzattıysa, aynı ruhla bütün ellerini buradaki kardeşlerine de uzatmalılar. HDP’nin açtığı kapı hepimizin kapısıdır. AKP kapısında bu halk için hayır ve bereket yoktur. Düşünceleri bizim düşüncemiz olamaz, duyguları bizim duygularımız olamaz. Biz kardeşlerimiz için ağlarken onlar düştü düşecek diyordu. Biz kardeşlerimiz için kalkan olurken onlar bize gaz sıkıyordu. Öyle Suruç’ta öyle bir tarih yazalım ki, Ankara bilsin ki Kürtlerin ittifakını hiçbir güç, hiçbir yalan boşa çıkaramayacak.
‘HESAP SORMANIN GÜNÜ VARDIR’
Yıllarca bölgeler arası gelişmişlik farkını derinleştirerek, Urfa coğrafyasını bu muazzam zenginliğine rağmen neredeyse nana muhtaç eden AKP hükümetinden hesap sormanın elbette günü vardır. Urfa’yı Surucundan Harranına, Bireciğinden Akçakalesine kadar 48 tane ilin amele pazarına dönüştüren AKP hükümetine hesap sormanın elbette günü var. Demokrasilerde halkın mahkemesi sandıkdır. Mahkeme 7 Haziran günü kuruluyor kardeşlerim. Hakim de sizsiniz, savcı da sizsiniz, avukat da sizsiniz. Yeni bir yaşamın kapısını aralayan da yine siz olacaksınız.
Değerli anneler sandığa gittiğinizde mührünüzü öyle bir basın ki Ankara’nın sağır kulakları bile duysun.
‘AKP’Yİ KORKU SARDI’
İnsanımızın tertemiz duygularını suiistimal etmeye çalışıyorlar. Şimdi hükümetin dilinde kara bir propaganda var, HDP dini ortadan kaldıracakmış. Bu bir yalandır. Yalan iftira onların işi, onlar işlerini yapıyorlar.
Bu halk itikat sahibidir. Ama biz imanı da itikatı da Diyanet İşleri Daire Başkanlığı’ndan elhamdülillah öğrenmedik. Seydalarımızdan öğrendik, medreselerden öğrendik. Selahaddini Kurdi’den bu yana bu coğrafya, inancımızın muhafazasının da en üst görevini üstlendi. HDP şu çağrıda bulunuyor, ey devlet kirli elini benim özgür inancımdan, tertemiz inancımdan çek. Dini inancımı siyasetine malzeme yapma diyor. Bu öyle bir şey ki, bu beytülmaldan çalarlar, mazlumun hakkını çalarlar öte yandan da Kuran-ı Kerim’le alay ederler, bu halkın dini duygularını suiistimal etmekte başarılı olacaklarını sanırlar. Bu halk Kobanê’de nasıl maskenizi düşürdüyse, inanç ve itikata bakış açısı ile bir kez daha maskenizi indirecektir.
HDP Kürt, Arap, Türk, Türkmen, Laz, Çerkez tüm halkların ittifakıdır. HDP çoğulculukta birliktir. HDP, ittifak etmekte hayır vardır diyenlerin yeni buluşma adresidir. Bütün bunlardan kaynaklı AKP’yi büyük bir korku sarmıştır. / Firatnews
Güncelleme Tarihi: 27 Nisan 2015, 12:20