17 bin 500 faili meçhul cinayetin işlendiği Türkiye’de akıbeti öğrenilemeyen bir kayıp da Kamuran Arslan. 1970 yılında Ağrı Taşlıçay Yukarı dumanlı köyünde doğan Kamuran Arslan, 1986 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. Ortaokulu bitirdikten sonra, tekstil işinde çalışıp kendi yerini kuran 24 yaşındaki Kamuran’dan 23 Kasım 1994 tarihinden beri haber alınamıyor. 

SİVİL POLİSLER TARAFINDAN TAKİP EDİLDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ 

Kaybolmadan önce oğlunun arkadaşlarını ziyaret etmek üzere sık sık Bayrampaşa cezaevine gittiğini belirten baba Bahri Arslan, “Kamuran kaybolmadan bir yıl önce bir sohbet esnasında bana cezaevine ziyarete gittiğinden beri sivil polislerin kendisini takip ettiğini söyledi. O zaman pek umursamadım çünkü oğlum politik bir insan değildi. İşinde gücünde birisiydi. O nedenle işe gitmek üzere 23 Kasım 1994 tarihinde evden çıkıp bir daha ondan haber alamadığımda aklıma kötü bir şey gelmedi” diye anlattı. 

ÖYLE BİR KATILIM YOK 

Kamuran kaybolduktan bir hafta sonra kendini Kamuran’ın arkadaşı olarak bir şahsın evi aradığını anlatan Arslan, yaşananları şöyle aktardı: “Batman Samsur’dan aradığını söyledi. Kamuran’ı aramayın o PKK’ye katıldı’ dedi ve telefonu kapattı. Önce şaşırdım ama rahatladım, en azından halkı için mücadele etmeye gitti dedim. Böylece aradan 6 sene geçti. Ancak oğlumu tanıdığım kadarıyla dağa çıksa da en azından bize bir telefon açardı. O nedenle araştırmaya koyuldum. Yakınlarımız Kandil’e gidip sordu. Ancak listede böyle bir katılımın olmadığı ortaya çıktı. O zaman çok korktum. Hemen İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesine müracaat ettim. Onların da tüm çabalarına rağmen oğlumdan ne ses ne de soluk çıktı. En son YAKAY-DER’e gittim. Onlar da çok yardımcı oldu ancak yine bir ize rastlayamadık”. 

DİRİ YA DA ÖLÜ OĞLUMU İSTİYORUM 

Oğlundan tam 20 yıl 6 aydır haber alamadığını belirten 87 yaşındaki baba Arslan, oğlunun devlet tarafından kaybedildiğine emin olduğunu söyledi. Oğlunun her gece rüyalarına girdiğini dile getiren acılı baba, “1990’lı yıllarda bu devlet çok insanı kaçırıp öldürdü. Benim oğlum da o zaman polisler tarafından izlendiğini söylemişti. Korkudan o dönem hiçbir karakola gidip soramadım” diye konuştu. Diri ya da ölü oğlunu istediğini vurgulayan baba Arslan devlete şöyle seslendi: “Ben artık oğluma ne olduğundan geçtim. Tek istediğim bir kemiğine kavuşabilmek. En azından ziyaret edebileceğim bir mezarı olsun istiyorum” dedi. / anf