TZP Kurdî, "21 Şubat Dünya Anadil Günü” nedeniyle etkinlik düzenledi. Koşoyulu Parkı'nda bir araya gelen ve aralarında DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Gülten Kışanak, Eğitim-Sen üyelerinin yanı sıra katılan yüzlerce kişi İl Mili Eğitim Müdürlüğü'ne yürüyüş düzenledi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşte, “Zımani me hebüna me ye, jin yiyan zıman e’ pankartları eşliğinde yürüdü.
İl Mili Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan kitle adına Kirmanckî lehçesinde bir açıklama yapan KURDİ-DER Şube Başkanı Sabahattin Gültekin, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devletin tekçi zihniyetinden vazgeçmediğini belirterek, bu tekçi politikalarıyla bütün dilleri yasakladığını ve hala da yasaklamaya devam ettiğini belirtti. Gültekin, "Buna rağmen Kürt halkı kendi dilini yaşatabilmek için mücadele vermiştir. Kürt halkı yıllarca kimliği üzerindeki baskıları mücadele ederek kaldırdı. Ama hala Kürt dili üzerindeki baskılar kalkmış değil. Kürtlerin dili Kürtler için kırmızı çizgileridir. Artık eğitim dilinin Kürtçe yapılmasını istiyoruz" dedi.
ÖCALAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİ YAPARKEN AFİŞLERİ SÖKÜLÜYOR
Gültekin’in ardından Eğitim-Sen Yönetim Kurulu üyesi Özlem Kaçar da yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kapitalist modernitenin yarattığı ulus devlet mantığı sonucunda ulus devletlere bağlı olarak yaşayan farklı toplumların kimliklerine, inançlarına, dillerine uygulanan asimilasyon politikaları sonucunda ya farklı toplumları yok etmişler ya da kendilerine benzetmek için baskı uygulamışlardır. Bilindiği gibi 1923 Lozan anlaşmasından beri Türkiye’de politik ulus kimliği, Türk-Müslüman-Sünni kimliği üzerine kurgulanmıştır. Bu yüzden Türkiye’de uygulanan kimlik politikaları politik, siyasi ve ekonomik güç ilişkilerinin bir sonucu olarak belirlenmiş günümüze kadar da etkisini sürdürmüştür. Ulus Devlet mantığı kendisi dışındaki bütün her şey reddetmekte ve çatışmalı bir toplumsal yapının oluşmasına neden olmaktadır. Tüm bu olumsuz geçmiş; ancak demokratik ulus mantığının yerleştirilmesiyle çözülebilinir. Ulus Devletin retçi mantığı; günümüzde de sürmektedir. Bunun en iyi örneklerinden biri İmralı’da Sayın Öcalan’la barış görüşmeleri yapılırken Diyarbakır’da billboardlara asılan afişlere müdahale ederek halk provoke edilmeye çalışıldı bu kabul edilebilir bir durum değildir."
Rojava’daki halkların oluşturduğu sisteme ulus devlet mantığının karşı olduğunu belirten Kaçar, “Ama Rojava’da yaşanan statü ile orada yaşayan toplumlar kendi kültürlerini, dillerini ayakta tutmaya çalışarak her gün bedeller ödemeye devam etmektedirler. Çok kültürlü, çok dilli bir toplumda bir arada gönüllü ve demokratik bir birlik için tüm halkların eşit haklara sahip olması gerekmektedir. UNESCO’nun 1999 yılı uyarısında dünyada 2473 dil, ülkemizde ise 18 dil kaybolmayla karşı karşıyadır. Bu dillerden biri de Kürtçe’nin lehçelerinden biri olan Kirmançki (Dimılki) lehçesidir. Eğitim-Sen Genel merkezi ve biz Eğitim-Sen Diyarbakır şubesi olarak anadille ilgili bu yasakçı, tekçi toplumu ötekileştiren, yaralayan tüm yasal engellerin kaldırılarak, bu taleplerin hayat bulması adına her türlü demokratik hakkımızı sonuna kadar zorlayarak kullanacağımızı ve mücadelemizi devam ettireceğimizi bildiririz. Bu çerçevede bu gün 21 Şubat Dünya Anadil Günü'nde başta Amed olmak üzere örgütlü olduğumuz tüm alanlarda iki ders saati Kürtçe eğitim vererek bu doğal talebi yaşama geçirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
'ZEKA GERİLİĞİ' HAKARETİNE TEPKİ
Kürt çocuklarının başarısızlığını "zeka geriliğine" bağlayan Bağlar ilçe milli eğitim müdürüne tepki gösteren Kaçar, “İlçe milli eğitim müdürü olan zat Kürt coğrafyasında eğitimde yaşanan başarısızlığı adeta alay edercesine zekâ geriliğine ya da mevsimlik işçiliğine bağlaması trajiktir. Sanki mevsimlik işçilik devletin Kürt sorununa faşizan yaklaşımının bir sonucu değil de, kendi başına bir sebepmiş gibi ele alıp aslında cahilliğini ifade etmiştir. Oysa biliyoruz ki merkezi sınavlarda bölgemizde yaşanan bu başarısızlık doksan yıldan beri uygulanan anadilden yoksun tek dil politikasının somut olarak iflasıdır. Eğitimde tüm toplumların kendilerini özgürce ifade edecekleri ve geliştirebilecekleri, kültürlerini yaşayabileceklerini toplumsal düzenlenmelidir. İnsanların özgür, bilinçli ve eleştirel bireyler olabilmeleri için toplumların kendi anadilin eğitim alması, cinsiyet eşitlikçi- ekolojik ve bilimsel niteliklere sahip ve parasız bir biçimde herkese sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından eylem sona erdi. / anf
Güncelleme Tarihi: 22 Şubat 2014, 10:33