24 Haziran’da, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçileceğini tahmin ettiğini kaydeden Ali Nesin, “Gördüm ve hatta İnce’yi Facebook sayfamdan uyardım. ‘Birisi söylesin, yanlış siyaset güdüp, yanlış propaganda yapıyor’ dedim. ‘Apoletlerini sökerim’ ve ‘Diploması yok’ söylemleri çok yanlıştı. Türkiye’de diploması olmayan milyonlar var” ifadelerini kullandı.
‘ÜNİVERSİTE SINAVINI 6 SAAT YAPARIM’
Nesin Matematik Köyü Kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin, Habertürk Televizyonu’da Kübra Par’ın sorularını yanıtladı. “Türkiye’de eğitim sistemi nasıl olmalı?” sorusu üzerine Ali Nesin, “Ben üniversite sınavı yapacak olsam, benim bölümüme girecek öğrencilere, çok zor, imkansız bir soru sorarım ve 6 saat sürer veririm. 6 saat sonunda kim kalmışsa onları alırım” dedi.
‘DÜŞÜNMEK, UZUN SÜRE SORUYLA BOĞUŞMAK HOŞLARINA GİDİYOR’
Matematik Köyü’ndeki derslerde bu yöntemi uyguladığını anlatan Nesin, şunları aktardı:
“Çocuklar bazen iki saat düşünüyorlar. Önce, on, on beş dakika boyunca herkesin problemi anladığından emin oluyorum. Sonraki on, on beş dakikada cevap vermelerini engellemeye çalışıyorum. Sonra, ‘Şimdi sıra sizde’ diyorum. Bir, bir buçuk saat boyunca kenara çekiliyorum. Öğrenciler, beni yan gözle görebilirler. Psikiyatristlerde olduğu gibi; hasta yatar, psikiyatrist kenardadır. İki saat boyunca düşünüyorlar. Çoğu cevabı buluyor; bir kısmı da bulamıyor. Önemli değil. Sonra ben anlatıyorum. Sorular da kolay değil; değme bir hocaya versen yapamayabilir, yapamıyorlar da zaten çoğu zaman. Ben yaptığım zaman ‘Tabi tabi’ diyorlar çünkü benim gibi yapamıyorlar ama ona benzer şeyler yapmışlar ya da hissetmişler. ‘Çok güzeldi’ diyorlar. ‘Ne hoşunuza gitti?’ diyorum, ‘Ders’ diyorlar. ‘Ben ders vermedim ki, siz düşündünüz’ diyorum. Düşünmek, emek vermek, uzun süre soruyla boğuşmak o kadar hoşlarına gidiyor ki, hiç yapmadıkları bir şey.”
‘BÜTÜN BİR ÜLKEYE TEK BİR KİTAP YAZILMAZ’
Herkese yönelik bir matematik kitabı yazılamayacağını söyleyen Ali Nesin, “Kitabı yazıyorum sonra köyden telefon geliyor, ‘Hocam fen lisesinden öğrenciler geldi’ diyorlar. Ders vermeye gidiyorum. ‘Bunlar benim yazdığım kitabı okuyup anlayamazlar”’ diyorum. Kitabı basitleştirmeye çalışıyorum. Sonra bir telefon daha geliyor, ‘Hocam bir fen lisesi daha geldi’ diyorlar. ‘Bunlar da canavar gibi, bunlara da kolay gelir’ diyorum. Olmaz, bütün bir ülkeye tek bir kitap yazılmaz. Üç kitabım çıktı, dördüncüsünün üzerinde çalışıyorum. Bütün ülkeye yazmaktan vazgeçtim” dedi.
Kübra Par’ın, “MEB o kitapları belli başlı fen liselerinde mi öğretecek?” sorusu üzerine, “Sunmadım bile. Nabi Avcı benden rica etmişti. O bakanlıktan ayrıldıktan sonra sunmadım. Kabul edilmezdi; kabul edilseydi yine de kötülük yapmış olacaktım. Herkese kitap yazılmaz” diye ekledi.
‘TÜBİTAK’IN MATEMATİK KÖYÜ’NÜ DESTEKLEMEMESİNE ÇOK ÜZÜLDÜM’
TÜBİTAK’ın kendilerine destek vermediğini dile getiren Nesin, “Yüz kişilik, küçük bir köy istiyordum. Lisans ve lisansüstü öğrencilere odaklanmak istiyordum. O zamanlar hesaplamıştık, bize 30-40 bin lira yetiyordu. 30-40 bin lira para değil ki; vermediler. Bunu bizden esirgediler. Çok üzüldüm. Kendim için değil; ülke için üzüldüm” şeklinde konuştu.
‘SOYADIMIN NESİN OLMASI DIŞINDA NE YAPTIM BEN ONLARA?’
“TÜBİTAK gibi bilimi, eğitimi desteklemesi gereken bir kurum, buna destek vermezse neye destek verir?” diyen soran Ali Nesin, şöyle devam etti:
“Kusura bakmasınlar ama belli bir konuma ve yaşa gelmiş, kitaplar yazmış, saçı sakalı ağarmış birisiyim. Güle oynaya birisi geliyor, ‘Ben eğiteceğim, yapacağım’ diyor ve sen ‘Hayır’ diyorsun. Korkunç bir şey, hainlik bu. Ben onlara ne yaptım ki? Soyadım Nesin, bundan başka bir şey yapmadım ben onlara” şeklinde konuştu.
‘DEVLETE KIZGINIM’
Nesin, Kübra Par’ın “Devlete kırgın mısınız?” sorusu üzerine Ali Nesin, şu yanıtı verdi:
“Kırgın değilim kızgınım. Buna hakları yok. Ben bu ülkenin düşmanı değilim. Farklı düşünebilirim, farklı inançlara sahip olabilirim ve yaşam biçimim farklı olabilir; ama ben kimsenin düşmanı değilim. Ben bu ülkeye bir şey yapmak için geldim. Ne arabam ne evim var. Hiçbir şeyim yok. Bir tek kitaplarım var, onları da köye bağışladım. Hiçbir şeyim kalmadı, çocuklarım var o kadar. Daha kötüsünü söyleyeyim; Nesin Vakfı’nın önünde vızır vızır işleyen bir yol ve viraj var. ‘Dikkat! Çocuk’ tabelası koydurmam 15 yılımı aldı. 15 yıl boyunca reddettiler. Ve 15 yılın sonunda birinin torpiliyle aldık.”
‘BABAMLA SİYASİ KONULARDA ANLAŞAMAZDIK, BAZEN YILLARCA TARTIŞIRDIK’
Farklı düşüncelere “düşmanca saldırıldığını” söyleyen Nesin, “Farklı bir şey söylüyorum. Eleştirilmem önemli değil. Çok düşmanca saldırıyorlar. Tamam, aynı düşünmüyoruz da niye bana düşmansın? Ben babamla da aynı düşünmezdim. Yıllar boyunca babamla tartışmışızdır” dedi.
Kübra Par’ın “Aziz Nesin’le Ali Nesin hangi konularda ayrışırlardı?” sorusunu yönelttiği Ali Nesin, siyasi konularda anlaşamadıklarını ifade etti.
Nesin, “Siyasi konularda anlaşamazdık. O, 27 Mayıs’a sadece son yıllarında karşı çıktı. Ama daha önce 27 Mayıs’ı hep korurdu. Ben 27 Mayıs’a karşıydım. Başlangıçta ben de herkes gibi düşünürdüm. Bir zaman sonra ben de 27 Mayıs’ın doğru bir şey olmadığını anladım. Ama o, 27 Mayıs’a uzun süre karşı çıkmadı. Aramızda çok kaliteli ve yıllar süren tartışmalar geçerdi. Çok hoştu onunla tartışmak” şeklinde konuştu.
‘HAKARETİN SUÇ OLMAMASI GEREKİR’
Ali Nesin Geçen hafta Anıtkabir’de Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret suçlaması yöneltilen Safiye İnci’nin tutuklanmasını eleştirdi.
Nesin, “Olacak iş mi yani? Bence, hiçbir hakaret suç olmamalı. İftira suç olabilir. Bir hakaret sana zarar vermez ki. Hakaretin suç olmaması gerekir. Ama bu toplum böyle. Yoksa insanlar kendi hesaplarını kendileri görürler, adaleti kendi ellerine alırlar. Tamam, hakaret suç. Ama birine hakaret ettin diye bir insan tutuklanmaz ki. Olmaz ki bu. Ben hukuk adamı değilim. Ama bu kadarını da biliyorum sanki” dedi.
‘BİR PARTİ 80 YIL BOYUNCA KAYBEDİYORSA ‘NEREDE YANLIŞ YAPTIM’ DİYE DÜŞÜNMELİ’
CHP’yi eleştiren Ali Nesin, “Çok şey yaptılar, bu halka çok eziyet çektirdiler. CHP değil, o zihniyet ve bakış açısı. Cumhuriyet boyunca işadamlarından başka kimse Cumhuriyet’ten faydalanmadı ki. Solcular mı, ülkücüler mi, Aleviler mi, Müslümanlar mı, Kürtler mi faydalandı? Hangi zümre buradan bir şey kazandı?” diye konuştu.
CHP’nin nerede yanlış yaptığını düşünmesini öneren Nesin, şunları söyledi:
“Siyasetçi değilim ki ben. Eğer bir parti, bir düşünce 80 yıl boyunca kaybediyorsa, ‘Ben nerede yanlış yapıyorum?’ diye düşünmesi lazım. Bir yerde yanlış yaptıkları bariz değil mi? Hep emperyalistler mi yanlış yapıyor? Her şey emperyalistler ya da yobazlar yüzünden mi? Suç hep başkasının mı? Biz hiçbir şeyi yanlış yapmadık mı? Benim yanlışımdan bir şey kazanmazsınız; ama benim doğrumdan çok şey kazanırsınız. ‘Ali Nesin nerede yanlış yapıyor?’ diye düşünmesinler; ‘Ali Nesin nerede doğru söylüyor?’ diye düşünsünler.”
‘ERDOĞAN’IN KAZANACAĞINI GÖRDÜM, İNCE’Yİ UYARDIM’
24 Haziran seçimlerini Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını tahmin ettiğini dile getiren Ali Nesin, “Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanabileceğini gördüm, Facebook’ta yalan söyledim. Daha önceki seçimlerde de gördüm. Yalan söylemedim aslında; inanamadım. Hesap kitap yaptım. Yüzde 49, yüzde 50 çıkıyordu. Yüzde 52’yi bulamadım. Gördüm ve hatta İnce’yi Facebook sayfamdan uyardım. ‘Birisi söylesin, yanlış siyaset güdüp, yanlış propaganda yapıyor’ dedim” ifadelerini kullandı.
‘DİPLOMASI YOK SÖYLEMİ YANLIŞTI, DİPLOMASI OLMAYAN MİLYONLAR VAR’
Muharrem İnce’nin seçim sürecindeki söylemini eleştiren Ali Nesin, “‘Apoletlerini sökerim’ ve ‘Diploması yok’ söylemleri çok yanlıştı. Türkiye’de diploması olmayan milyonlar var. AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50’ye yakın belli bir oyu var. Ondan oy çalmaya çalışmadıkça bir yere gelemezsin ki. Ortak aday çıkarmadınız; ama AKP’den oy çalmak lazım değil mi?” dedi. (Kaynak: Habertürk)
Güncelleme Tarihi: 09 Ağustos 2018, 13:13