HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında hasta tutsakları Meclis gündemine taşıdı. Cezaevlerinde 145 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğuna dikkat çeken Zozani, Türkiye’de ceza infaz müessesesinin bir cezalandırma mekanizmasına dönüştüğünü söyledi. Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre 700’ü aşkın hasta tutsağın ölümü beklediğine dikkat çeken Zozani, “Vicdan bunu kabul etmez. Ki tamamı siyasi tutuklulardan söz etmiyoruz, tutuklu ya da hükümlülerden söz etmiyoruz. Adi tutuklular da bu pozisyondadır. Ve onlar da ölümü bekliyorlar. Niye o insanlar salıverilmiyor? Dördüncü yargı paketi içerisinde düzenleme yapıldı. ‘Kendi başlarına yaşamını idame edemeyecek durumda olan insanların salıverilmesi’ diye yasa çıkarıldı. Ama bırakılmıyorlar. İki kolu, bir bacağı olmayan, konuşamayan, tekerlekli sandalye üzerinde olan, temizliğini bile arkadaşlarının yardımıyla yapmak durumunda olan hasta tutuklular şu anda cezaevlerindeler. Hangi vicdan bunu kabul ediyor?” diye konuştu.
Metris Cezaevi’ndeki hasta tutsak Salih Tuğrul’un durumuna dikkat çeken Zozani, savcının tahliye etmeme gerekçesini Meclis kürsüsünden okudu. Zozani şöyle konuştu: “Gözyaşıyla kendini ifade edebilen bir tutukluydu. Bırakılmıyordu. Bırakılmama gerekçesini size söyleyeyim. Aynen şu ifadeler yer alıyor: ‘Salih Tuğrul isimli şahsın mahkûm olduğu suçun vahim niteliği nedeniyle toplum güvenliği açısından risk oluşturacak bir profil sergilediği, ailesinin Mersin ili Toroslar ilçesinde PKK-KCK terör örgütüne müzahir olan kitlenin yoğun olarak bulunduğu…’ Bırakın kendisini, gideceği mahalleyi bile bir bütün olarak terörist olarak ifade eden bir şey. Bu gerekçeyi ortaya koyan, eğer terör tanımı bir yerde yapılacaksa, bu gerekçeyi yazan savcıya ‘terörist’ kavramı uyar. O kitleye ‘terör’ kavramı uymaz. Ancak ve ancak bu gerekçeyi yazan savcıya ‘terörist’ kavramı uyar. Salih Tuğrul kavga gürültüden sonra tahliye oldu.”
Hasta tutsak Ramazan Özalp’ın durumunu da gündeme taşıyan Zozani, savcılığın “şahsın bizzat kendisi toplum güvenliğini tehdit etmiyor ancak, yaşadığı ilçeye gelmesi durumunda bazı siyasi şahıslar ve vatandaşlar tarafından propaganda aracı olarak kullanılabileceği ve bu durumun çeşitli toplumsal olaylara sebebiyet verebileceği” şeklindeki tahliye ret gerekçesini okudu.
Adalet mekanizmasının böyle işlediğine dikkat çeken Zozani, çocuk tutukluların durumunun da kanayan bir yara olduğunu söyledi. Adalet Bakanlığı verilerine göre, şu an bin 984 siyasi çocuk tutuklunun bulunduğunu kaydeden Zozani, “Siz o çocukları topluma kazandırdığınızı mı düşünüyorsunuz? Pozantı Cezaevi’nden çıkıp dağa giden çocukların hikâyesini biz geçen sene burada sizinle paylaştık. Vatandaş devlete isyan etmesin de ne yapsın? Size soruyorum: Gerçekten, isyan etmeyelim de ne yapalım?” diye sordu.
Güncelleme Tarihi: 14 Aralık 2014, 11:56