26-29 Eylül günü insanlık düşmanı DAİŞ çeteleri, Şengal-Rojava hattında bulunan insani yardım koridoruna yönelik saldırılar sonucu kapandı. Kendi topraklarını terk etmeyen on binin üzerinde Êzîdînin tüm iletişim yolları kapandı. Êzîdîler, HPG/YJA Star gerillaları ve YPG/YPJ savaşçıları öncülüğünde çete saldırılarına, zorlu kış koşullarına ve erzak sıkıntısına rağmen tarihi direniş sergileyerek Şengal Dağı'nı bırakmadı. 29 Eylül’den 19 Aralık’a kadar geçen zaman diliminde çetelerin Şengal Dağı'na yönelik ilerleyişi durdurularak tüm çete saldırıları kırıldı.
DAĞIN DOĞUSUNDAN BATISINA DİRENİŞ
Ekim ayında Şengal Dağı'nın doğusundan batısına kadar gerillalar ile YBŞ güçleri büyük bir direniş içinde yer aldı. Özellikle Solak, Merkan, Şilo ve Barê hattında çetelere ağır darbeler vurdular. Gerillalar tarafından birçok çete üyesi öldürüldü. Solak ve Merkan alanından dağa yönelen çetelere karşı gerillalar, karşı eylemler yaparak çetelerin dağın zirvesine ilerleyişini durdurdu. Özellikle Ekim ayı içerisinde bir hafta boyunca Solak ve Merkan alanlarında şiddetli çatışmalar yaşanırken çıkan çatışmalarda onlarca çete üyesi öldürüldü ve gerillalar tarafından çetelere ait çok sayıda askeri malzeme ve cephaneye de el konuldu. Şengal Direnişi dağın doğusunda bu yönlüyken batısında yer alan Şilo ve Barê alanlarına da çetelerin saldırması ile gerillalar aynı direnişle cevap verdi. Barê ve Şilo hattında günlerce süren direniş karşısında 50’nin üzerinde çete öldürülerek Şengal Dağı'na işgal ilerleyişi kırıldı. Çetelerin dağa ulaşarak yarım kalmış katliamı tamamlama hayalleri, bir kez daha gerillalar tarafından boşa düşürüldü.
170 ÇETE ÜYESİ ÖLDÜRÜLDÜ
Doğusundan batısına kadar Şengal Dağı'nda, Ekim ayında süren direnişte 170 çete üyesi öldürüldü, 32 çete üyesi de yaralandı. HPG Şengal Komutanlığı, Ekim ayında açıkladığı bilançoda, “Ekim ayı boyunca direnişimiz yoğun bir şekilde sürmüştür. DAİŞ çeteleri tarafından Ekim ayı boyunca birçok saldırı dalgası geliştirilmiş, Şengal Dağı ve çevresi hedef alınarak yeni katliam planları sürdürülmek istenmiştir. Tüm bu saldırılara karşı Solak, Şilo, Barê ve Skinîye hattında HPG, YJA-Star ve YBŞ savaşçıları ile birlikte direniş etrafında kenetlenen aşiretler de önemli bir direniş savaşı yürütmüştür” denilmişti. Ayrıca 170 çete üyesinin öldürüldüğü ve 32 çete üyesinin de yaralandığı Şengal Direnişi'nde 4 HPG gerillasının ve 2 YBŞ savaşçısının direnişin en ön cephesinde yer alarak şehit düştüğü de belirtilmişti.
DİLGEŞ XWEŞMER VE 4 GERİLLA
Gerillalar Ekim ayında Barê alanında çetelerin yoğun saldırılarından dolayı bir kademe geri çekilmişlerdi. Ancak Kasım ayında gerilla güçleri, Barê ve Şilo hattına yönelik geniş ve kapsamlı bir operasyon gerçekleştirerek Barê alanını ve Şilo Vadisi'ni tekrar kontrollerine geçirdi. Barê ve Şilo alanında şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu alanda birçok çete üyesi öldürüldü ve çetelere ait çok sayıda silah ve cephane gerilla güçlerinin eline geçti. Çeteler, Barê Köyü'nde aldıkları yenilgi ile Skinîye alanından Şengal Dağı'na yönelik bir saldırı dalgası daha geliştirdi. Bu saldırı dalgasını kırmak için HPG Şengal Komutanlığı Üyesi Dilgeş Xweşmer’in de aralarında olduğu 5 gerilla, Şengal Dağı'nda şehit düştü. Çatışmalarda 15 çete üyesi öldürüldü.
‘7 ÇOCUK BİRDEN YAŞAMINI YİTİRDİ’
Rojava-Şengal arasındaki insani yardım koridorunun kapanmasının ardından halkın kış koşullarına karşı mücadelesi başladı. Dış dünya ile iletişim yolları kapanmıştı. Kış koşullarının artması, barınacak çadır olmayışı ve erzaklarının bitimi ile beraber Şengal Dağı'nda bulunan on binin üzerinde Êzîdî, adeta yaşam mücadelesi vermeye başladı.
O günlere tanıklık eden YJA Star gerillalarından Nergiz Şewêşkê, şunları anlattı: “DAİŞ çeteleri Digurê ve koridoru ele geçirdikten sonra çemberde kaldık. Koridorun kapanmasına rağmen suikast, sabotaj gibi gerilla eylemlerimiz devam etti. Ancak kış koşulları ve erzak sıkıntısı halkı zorlamaya başlamıştı. Özellikle de çocukları ve yaşlı insanları olumsuz etkilemişti. Havanın soğumasıyla 7 çocuk birden yaşamını yitirdi. Onları toprağa vermek için saracak bir bez parçası bile yoktu. Soğuk bir yandan artarken bir yandan da açlık başlamıştı. Kış koşulları daha da ağırlaşmıştı ve ölümler halkın psikolojisini bozmuştu. Katliam ile yaşadıkları o ölüm korkusunu tekrar yaşıyorlardı.”
YOKLUĞA RAĞMEN PAYLAŞIM
Koridorun kapanmasından sonra Şengal Dağı'nda bulunan YPJ Şengal komutanlarından Helîn Êzîdî ise o anlara ilişkin şunları söyledi: “Kış koşulları başladığında halkın ne giyeceği bir elbise, ayakkabı, ne de yiyeceği bir lokma ekmek vardı. Tüm çocuklar o sert soğukta ayakkabısız geziyordu. Erzak olmadığından dolayı anneler, makarnayı ekmek yapıp çocuklarına veriyordu. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen halk içerisinde dayanışma, paylaşma vardı. Herkes elinde olanı getirip bir yerde yemek yapardı ve o yemeği tüm kamp paylaşırdı. Arkadaşlar köylere yönelik eylem yaptıkları zaman ele geçirdikleri erzakları ailelere getirirdi. Ancak bu da yetmiyordu. Bir gün bir çocuğun soğuktan karnının patladığını duydum. Ardından neredeyse her gün çocuk ve yaşlıların ölümüne ilişkin haberler almaya başladık.”
VAHŞET GÜNLERİNDE BAYRAM
Êzîdî, Şengal Dağı'ndan bir bayram anısını da anlattı: “Bayram günlerinde çocukların sevinci büyük olur. Bir arkadaş bayram günleri için çantasında bisküvi saklamıştı. Bayram günü o bisküviyi küçük parçalara ayırıp şekerle karıştırdık. Çocuklar da gelip parmaklarını bisküviye bandırıp bayramımızı kutladı.”
ŞENGAL’İ İNSANSIZLAŞTIRMA PLANI
Halk tüm zorlu koşullarda direnirken KDP’ye bağlı peşmergelerin de Şengal Dağı'nı insansızlaştırmayı amaçladığını belirten TEVDA yöneticilerinden Munzur Dêrsim, KDP’nin Êzîdî halkının direnişini kırmak için kirli bir siyaset yürüttüğünü belirterek şunların altını çizdi: “Kış boyunca halk açlık sıkıntıları yaşarken KDP’ye bağlı helikopterler ise her gün üç dört defa Şengal Dağı'na indirme yapıyordu. Ancak halka erzak getirmekten çok Şengal Dağı'nda direnen halkı çıkarmaya çalışıyordu. Şengal Dağı'nı boşaltmayı amaçlıyorlardı. Özellikle dağdaki gençlere yönelmişti. Gençleri Şengal’den çıkararak bu direnişi kırmayı amaçlıyordu. Bu kirli siyaset ile gençleri Güney Kürdistan’a, oradan da Türkiye ve Avrupa’ya gönderiyorlardı. Bu siyaseti, halkın zayıflığı neredeyse oradan vurarak yapıyordu. Ancak tüm bu kirli siyasete rağmen halk, Şengal Dağı'nda kalarak direnişinden vazgeçmedi ve günümüze kadar da sürdürüyor.”
HALK ŞENGAL’E SARILDI
KDP’nin bu politikalarına tanık olan HPG komutanlarından Serhat Efrîn ise, yaşadığı o anları şöyle anlattı: “KDP tarafından Şengal Dağı insansızlaştırılmak isteniyordu. Bunun planını yapmak için KDP’ye tahsis edilen helikopterler, her gün Şengal Dağı'na indirme yaparak halkı kaçırmayı amaçlıyordu. Bunun yanında halk açlıktan kırılırken peşmergelere helikopterlerle özel erzak geliyordu. Ancak halkımız KDP’ye boyun eğmeyerek tarihi direniş sergiledi. Çünkü kalanlar, 'Yaşanacak bir hayat varsa o da Şengal’de olsun' dercesine Şengal Dağı'na ve yaşama sarılmıştı.”
Tüm zorlu koşullara rağmen açılan akademilerin ve DAİŞ çetelerinin elinden kaçan Êzîdî kızlarının kendilerine ve Şengal Dağı'nda direnen halka moral verdiğini belirten YJA Star komutanlarından Sema Koçer, o anları şöyle anlattı: “Halkın giyeceği bir elbise ve ayakkabı yoktu. Arkadaşlar ayakkabısız çocukları gördüklerinden ayaklarındaki ayakkabıları çıkarıp çocuklara veriyorlardı. Halk hem açlığa hem de kış koşullarına rağmen direnmeye çalışıyordu. Böylesi zor koşullarda Êzîdî kızlarının eğitimi için açılan Şehit Xanê Akademisi, bize ve halka moral veriyordu. Ama tüm bunlara rağmen DAİŞ çetelerinin elinden kaçan kız çocuklarının Şengal Dağı'na ulaşması, bizim tüm moralimiz oluyordu.”
ÊZÎDÎ KADINLARIN DİRENİŞİ
Tüm çete saldırılarına rağmen Êzîdî kadınları da büyük bir direniş sergiledi. Özellikle Şehit Xanê Öz Savunma Akademisi'nde yüzlerce Êzîdî kızı eğitim alarak öz savunmalarını gerçekleştiriyorlar. Bu öz savunma akademilerinde eğitim gören Êzîdî kızları, YBŞ saflarına katılarak Şengal Direnişi'nde yer aldı, çete saldırılarının kırılmasında rol üstlendi. YPJ Şengal Komutanlarından Helin Êzîdî, buna dair şunları söyledi: “Şehit Xanê Akademileri, halkımızın moral kaynağı oldu. Orada eğitim gören Êzîdî kızları, kendi öz savunmalarını gerçekleştirmeye başlayarak YBŞ saflarına katıldı. Birçok Êzîdî anne de bu akademilerde eğitim gördü ve görüyor. Bir daha katliamların yaşanmaması için tüm kadınların öz savunma eğitimi görmesi gerekiyor” dedi.
Güncelleme Tarihi: 03 Ağustos 2015, 12:13