HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu milletvekilileri ve yurttaşlar Silvan’ın üç mahallesinde 10 gündür süren sokağa çıkma yasağını protesto etmek için mahallelere yürümek istedi. Polis gruba sert bir şekilde saldırdı. Bazı vekillerin de bulunduğu gruptakiler darp edildi.
Olayın ardından imc tv’de Yadigar Anlı’ya konuşan Yüksekdağ, Silvan’daki durumun çok gergin olduğunu belirterek, yürüyüş esnasında herhangi bir uyarı yapılmadan, kendisinin ve milletvekillerinin olduğunu bilerek, sivil ve silahsız halk olduğunu bilerek vahşi bir saldırı gerçekleştirildiğini söyledi.
Çok ciddi ve şiddetli bir saldırı gerçekleştirildiğini belirten Yüksekdağ, yaralananların olduğunu ve Silvan’da mahallelerde değil merkezde de saldırıların devam ettiğini ifade etti.
Yüksekdağ, “Burada tam anlamıyla bir fütursuzluk ve vahşet var. Hukuku zaten geçtik ama en ufak, asgari insani kriteri dahi dikkate almayan bir uygulama var. Karşımızda herhangi bir şekilde devletin kolluk güçlerini, devlet memurlarını, kamu güvenliğini sağlamakla sorumlu görevli insanları görmedik. Tam anlamıyla gözleri kararmış, öldürmeye kodlanmış bir güruh vardı karşımızda, çok açık bir şekilde gördük. Namlularını bize doğrultmuş, herhangi bir şekilde konuşmaya temas etmeye dahi açık olmayan bir güruh vardı. Bunun adının zaten kamu güvenliğini sağlama hareketi olmadığını biz zaten çok iyi biliyorduk” dedi.
‘İktidar meşruiyetini yitirdi’
Silvan’da aslında bir imha hareketi yürütüldüğünü belirten Yüksekdağ, kendilerinin bu imhaya sessiz kalamayacaklarını, bunu kimsenin beklememesini, durup izleme lüksüne sahip olmadıklarını söyledi ve “Burada halkı tasfiye ve imha etmeye çalışıyorlar, başka hiçbir gerekçesi yok. Söylenen gerekçelerin her biri kuyruklu yalandır, kabul edilemez safsatalardır” dedi.
Halktan intikam almak isteyen bir devlet terörünün var olduğunu söyleyen Yüksekdağ şöyle devam etti:
“Silvan halkı diktatörlüğe teslim olmadı. Silvan halkı 1 Kasım’da darbeyle, hileyle savaşla, katliamla yapılan seçimden sahte bir başarıyla çıkanlara teslim olmadı ve teslim olmayacaktır. Bizler de teslim olmayacağız.
Onların bu sahte zaferleri, savaştan, kandan, katliamdan kotardıkları bu başarıyı tanımıyoruz. Bu siyasi iktidar bu hükümet bütün meşruiyetini yitirmiştir. Özellikle bölge halkı nezdinde sokağa çıktığında size söyleyeceği sözlerdir bunlar.
Burada devlet sadece silah, zor, katliam, savaş olarak var. Başka bir devlet algısı, başka bir yönetim algısı yok burada.”
‘Sessiz kalanlar yüzlerini kapatmak zorunda kalacak’
“Çok doğal olarak insanlarımız demokratik, insanca bir biçimde kendi topraklarında kimliğiyle onuruyla yaşamak istiyor ve bu yaşam isteğini dile getirdi, tek suçu budur Silvan halkının, Cizre halkının, Silopi halkının ve sıkı yönetim ilan edilen kuşatılan bütün kentlerin tek suçu budur. Zulme ve diktatörlüğe, darbeye teslim olmamaktır. Eğer bu suçsa bu suçu işlemeye devam edeceğiz bizde bu halkla birlikte. Ama biliyoruz ki bu bir suç değil tam tersine bir insanlık görevidir. Zulme karşı direnmek tarihsel bir insanlık görevidir.
Bugün bu katliama bu zulme sessiz kalanlar da bu tarih karşısında yarın öbür gün çok yakın bir gelecekte utançtan -eğer utanma kabiliyetleri varsa hala- yüzlerini kapatmak zorunda kalacaklar.”
‘Daha fazla ölüm için ellerinden geleni yapıyorlar’
“Bizler buradayız, bu halkı öldürerek bitiremezler. Bu halkın temsilcilerini, temsil gücünü imha ederek yok edemezler. Eğer dertleri daha fazla ölümse, bu amaca ulaşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama biz ölüm değil, yaşam, savaş değil barış diyoruz. Bizler bu katliamların, bu ablukanın son bulup halkın demokratik duruşunun başarıya ulaşmasını istiyoruz ve bunun için buradayız.”
Güncelleme Tarihi: 12 Kasım 2015, 18:33