Üçer: Cumhurbaşkanı 90 odasını Vanlı depremzedelere versin

HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, konteynerde yaşayan Vanlı depremzedelerin sorunlarına dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Bin 150 odalı saray madem halkın malıysa Van'da hala dört yıldır konteynırda yaşayan aileler var.

Üçer: Cumhurbaşkanı 90 odasını Vanlı depremzedelere versin
HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, konteynerde yaşayan Vanlı depremzedelerin sorunlarına dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Bin 150 odalı saray madem halkın malıysa Van'da hala dört yıldır konteynırda yaşayan aileler var. 90 tane odayı Vanlı aileler için istiyoruz" diye seslendi.


Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında AFAD bütçesi üzerine konuşan HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Vanlı depremzedelerin sorunlarına dikkat çekti. AFAD için toplanan vergiler sorulduğunda "Duble yollar yapıldı, 44 milyar harcama yapıldı" şeklinde cevap verildiğini belirten Üçer, "Peki, siz AFAD’ın bütçesini bu şekilde kullanıyorsunuz, insanların ödemiş olduğu vergileri bu şekilde “hizmet” diye aktarıyorsunuz da, depremde neden depremi fırsata dönüştürmeye gayret ediyorsunuz? Neden sel felaketinde insanları kurtaramıyorsunuz? Neden göçükte onlarca vatandaşın, yüz binlerce, milyonlarca insanın gözyaşı dökerek izlediği bir ortamda sen toprağın altından çıkaramıyorsunuz?" diye sordu. Devletin ihtişamının başkanların sarayıyla değil, sosyal adaletiyle, paylaşımıyla mümkün olduğunu söyleyen Üçer, "Cumhurbaşkanı çıkıp sarayı için '1.001 odalı değil, 1.150 odalı. Halkın malıdır' diyor. Cumhurbaşkanı, halkın malıysa Van’da hâlâ dört yıldır konteynırda yaşayan aileler var. 90 tane odayı Vanlı aileler için istiyoruz. Buyur hodri meydan! Tahsis edebiliyorsan, onları yaz gelinceye kadar konutta yaşatabiliyorsanız o zaman boyun posun devrilsin demeyeceğiz. 1.150 odalı saraylar yapacaksınız ama Ermenek’te göçük altında kalan insanların aileleri için Mecliste bağış toplayacaksınız. Ayıptır! Meclis bağış toplamaz, Meclis ödenek yaratır ve onların sosyal güvenliğini garanti altına alır. Milyonlarca, milyarlarca liralık harcamalar yapacaksınız, ayakkabı kutularını dolduracaksınız dolarlarla, Eurolarla, Dolarlarla, paralarla ondan sonra çocuklar ayakkabısız kalacaklar, ayakkabısı olmayan milyonlarca çocuk olacak. Böyle bir sefalet, böyle bir rezalet olur mu? AFAD eğer varsa bugün Şengal’daki mülteciye yardım etmiyorsa, Kobanê mültecisine yardım etmiyorsa, Suriye’den, Halep’ten, Şam’dan gelen mülteciye yardım etmiyorsa AFAD'ın kendisi afattır. kendisine müdahale edilmesi lazım" diye konuştu.

Van’da çürümeye yüz tutmuş 10 bine yakın konteyner bulunduğunu,  Valiliğe ve Bakanlığa bu konteynırları Suriyeli mültecilere vermelerini önerdiklerini belirten Üçer, "Suriyeli mülteciler İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Mersin’de, Antep’te köprü altlarında yatıyor. Ayıptır! Günahtır! Yazıktır! Vebaldir! Bunun ismi tek bir kelimeyle vicdansızlıktır. Ne ekonomidir ne siyasettir ne diplomasidir. Biz milyonlarca çocuğun acısını yüreğimizde hissetmiyorsak yarın öbür gün bizler de bir şeyleri yaşadığımızda aynı sıkıntıyı yaşayacağız.

Yani sizler, iktidarda olanlar, devleti yönetenler, bütçeyi, hazineyi birilerine kefil edenler, birilerinin topladığı vergilerle yolsuzluk yapanlar, ayakkabı kutusunu dolduranlar, bunun vicdani hesabını tabii ki halk sizden soracak. Tabi ki sokaklara çıkacağız, tabi ki slogan atacağız, tabii ki özgürlük, hak ve emek için mücadele edeceğiz. Siz de yolsuzluklar yaparak panzerler alıp üstümüze gelecekseniz, biz taş atan çocuklara, bakın, bu ülkede taş atmanın cezası bomba atmanın cezasından daha çoktur, taş atmanın cezası silah kullanmanın cezasından daha çoktur, dikkatli olun mu diyelim? Peki, çocuklar, bu ülkede bomba atmak taş atmaktan daha kolay diye karar verirlerse ne yapacaksınız? Lütfen, herkes, ben bu ülkede duyarlı bir bireyim diyen herkes aklını başına alsın. Özellikle ve özellikle iktidar 'güvenlik paketi' çıkaracağız diyenler önce kendi vicdani hesabını versin, önce Van depreminin, İstanbul depreminin, Düzce depreminin, Ermenek’te göçük altında kalanın, Soma’da göçük altında kalanın, Kobanêli çocukların, Şengal halkının, Halep’ten sürgün olan Arapların durumunun devlet olma, iktidar olma sorumluluğunun vicdani hesabını versin, sonra bizlere ahkâm kessin" diye konuştu. 

Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2014, 14:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER