Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, halk dilinde uçan balık olarak da tabir edilen inci kefalinin üremek için girdiği akarsuların su kalitesi ve fiziki habitat yapısının hızla bozulmasının, gölün tek endemik türü olan inci kefalinin yaşamını tehdit ettiğini söyledi.
Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen ve nesli koruma altında olan inci kefali, her yıl üremek için Alaska'daki somon balıkları gibi akıntının tersine yüzerek derelere akın ediyor. Kentin önemli değerlerinden olan ve yıllardır yapılan bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarıyla Van Gölü'nün markası haline gelen inci kefalini aşırı avcılıktan sonra yeni bir tehlike daha bekliyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, yaklaşık 14 bin insanının geçimini direk veya dolaylı olarak sağladığı inci kefalinin geleceğinin, su kalitesinin ve fiziki habitat yapısının giderek bozulması sebebiyle yeniden tehlikede olduğunu söyledi. Akkuş, küresel ısınma ile beraber akarsuların debilerinin her geçen yıl azaldığını, suyun tarımsal sulamaya ayrılmasıyla birlikte kutsal üreme göçünün daha da zorlaştığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Bendimahi Çayı'nda yaşanan balık ölümlerinin de bu olgunun bir sonucu olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, endemik tür inci kefalinin her zamankinden daha fazla korunmaya ihtiyacının olduğunu belirtti.
İnci kefali için yapılan tanıtım çalışmalarının önemine değinen Akkuş, "Şu anda bulunduğumuz nokta olan Erciş Balık Bendi bildiğiniz gibi geçmiş yıllarda kaçak avcılığın merkezi konumunda bir yerdi. Fakat, tanıtım çalışmaları sayesinde balığın korunduğu ve herkesin kutsal yolculuğa şahitlik yaptığı bir nokta haline gelmiştir. Bu noktada bizler halen büyük gizemler taşıyan inci kefallerinin yaşamlarını ve üreme göçünü her yönüyle anlatarak, bu konudaki farkındalığı artırmayı ve inci kefalini korumayı gelecek nesiller ve ülkemiz adına vicdani bir sorumluluk olarak kabul etmekteyiz. Bu amaçla her yıl üreme dönemi tamamen gönüllü olarak yaptığımız su altı çekimleri ile inci kefalinin tanıtımına biraz daha katkı sunmayı amaçlamakta ve yukarı denizin incisini tüm dünyaya tanıtmayı hedeflemekteyiz" dedi.
İNCİ KEFALİ SADECE FOTOĞRAFLARDA KALMASIN
Van Gölü ile ilgili sualtı keşif ve görüntüleme çalışmalarını yıllardır sürdüren Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan ise bu yıl ki göçü görüntülemek amacıyla yine Erciş Deliçay'a geldi. Burada açıklama yapan Ceylan, "Yüzyıllardır hayatta kalmayı başaran ve soframızda yeri eksik olmayan inci kefalinin üremesi bu nehrin akışına bağlıdır. İnsan kaynaklı baskılar sonucu azaltılan su, azalan inci kefali demektir. Bu balık burada çok sayıda yerleşim yerine protein kaynağı oluyor. İnci kefalini soframızda sürekli görmemizin tek yolu var. Üreme döneminde kaçak avcılığa pirim vermemeliyiz. Bunun yanı sıra üremesi için bu nehirden bu suyun akması lazım. Üremesine imkan sağlayamazsak göldeki balığı 1 ya da 2 yılda bitiririz ve inci kefali sadece fotoğraflarda ve hatıralarımızda kalır. Geçen gün DSİ suyu kesti ve çok sayıda balık öldü. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bir canlının neslinin yok olmasına seyirci kalmak bir insan için en büyük acıdır" dedi.
HERKESİN DUYARLI OLMASI GEREKİR
İnci kefalinin korunması için yetkililerinde duyarlı olması gerektiğini belirten Ceylan, "Bir canlının neslinin yok olmasına seyirci kalmak bir insan için en büyük acıdır. Bu konuda yetkililerin de duyarlı olması lazım. Balığın ihtiyaç duyduğu bu aylarda suyun kısılmaması lazım. Ben inci kefaline duyarlılığın artmasını istiyorum. Her yıl aynı dönemlerde gelip burada görüntü çekiyorum. Ama her yıl inci kefalinin verdiği bu mücadeleyi gördükçe, bizde o mücadeleyi örnek alıp pes etmiyoruz. O yüzden bu türün yok olmasını engelleyelim. Düşünün ki koskoca dünyada inci kefali sadece Van Gölü'nde var. Bizde üstümüze düşen görevleri getirmemiz gerekir" diye konuştu. / DHA
Güncelleme Tarihi: 12 Haziran 2017, 12:21
Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen ve nesli koruma altında olan inci kefali, her yıl üremek için Alaska'daki somon balıkları gibi akıntının tersine yüzerek derelere akın ediyor. Kentin önemli değerlerinden olan ve yıllardır yapılan bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarıyla Van Gölü'nün markası haline gelen inci kefalini aşırı avcılıktan sonra yeni bir tehlike daha bekliyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, yaklaşık 14 bin insanının geçimini direk veya dolaylı olarak sağladığı inci kefalinin geleceğinin, su kalitesinin ve fiziki habitat yapısının giderek bozulması sebebiyle yeniden tehlikede olduğunu söyledi. Akkuş, küresel ısınma ile beraber akarsuların debilerinin her geçen yıl azaldığını, suyun tarımsal sulamaya ayrılmasıyla birlikte kutsal üreme göçünün daha da zorlaştığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Bendimahi Çayı'nda yaşanan balık ölümlerinin de bu olgunun bir sonucu olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, endemik tür inci kefalinin her zamankinden daha fazla korunmaya ihtiyacının olduğunu belirtti.
İnci kefali için yapılan tanıtım çalışmalarının önemine değinen Akkuş, "Şu anda bulunduğumuz nokta olan Erciş Balık Bendi bildiğiniz gibi geçmiş yıllarda kaçak avcılığın merkezi konumunda bir yerdi. Fakat, tanıtım çalışmaları sayesinde balığın korunduğu ve herkesin kutsal yolculuğa şahitlik yaptığı bir nokta haline gelmiştir. Bu noktada bizler halen büyük gizemler taşıyan inci kefallerinin yaşamlarını ve üreme göçünü her yönüyle anlatarak, bu konudaki farkındalığı artırmayı ve inci kefalini korumayı gelecek nesiller ve ülkemiz adına vicdani bir sorumluluk olarak kabul etmekteyiz. Bu amaçla her yıl üreme dönemi tamamen gönüllü olarak yaptığımız su altı çekimleri ile inci kefalinin tanıtımına biraz daha katkı sunmayı amaçlamakta ve yukarı denizin incisini tüm dünyaya tanıtmayı hedeflemekteyiz" dedi.
İNCİ KEFALİ SADECE FOTOĞRAFLARDA KALMASIN
Van Gölü ile ilgili sualtı keşif ve görüntüleme çalışmalarını yıllardır sürdüren Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan ise bu yıl ki göçü görüntülemek amacıyla yine Erciş Deliçay'a geldi. Burada açıklama yapan Ceylan, "Yüzyıllardır hayatta kalmayı başaran ve soframızda yeri eksik olmayan inci kefalinin üremesi bu nehrin akışına bağlıdır. İnsan kaynaklı baskılar sonucu azaltılan su, azalan inci kefali demektir. Bu balık burada çok sayıda yerleşim yerine protein kaynağı oluyor. İnci kefalini soframızda sürekli görmemizin tek yolu var. Üreme döneminde kaçak avcılığa pirim vermemeliyiz. Bunun yanı sıra üremesi için bu nehirden bu suyun akması lazım. Üremesine imkan sağlayamazsak göldeki balığı 1 ya da 2 yılda bitiririz ve inci kefali sadece fotoğraflarda ve hatıralarımızda kalır. Geçen gün DSİ suyu kesti ve çok sayıda balık öldü. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bir canlının neslinin yok olmasına seyirci kalmak bir insan için en büyük acıdır" dedi.
HERKESİN DUYARLI OLMASI GEREKİR
İnci kefalinin korunması için yetkililerinde duyarlı olması gerektiğini belirten Ceylan, "Bir canlının neslinin yok olmasına seyirci kalmak bir insan için en büyük acıdır. Bu konuda yetkililerin de duyarlı olması lazım. Balığın ihtiyaç duyduğu bu aylarda suyun kısılmaması lazım. Ben inci kefaline duyarlılığın artmasını istiyorum. Her yıl aynı dönemlerde gelip burada görüntü çekiyorum. Ama her yıl inci kefalinin verdiği bu mücadeleyi gördükçe, bizde o mücadeleyi örnek alıp pes etmiyoruz. O yüzden bu türün yok olmasını engelleyelim. Düşünün ki koskoca dünyada inci kefali sadece Van Gölü'nde var. Bizde üstümüze düşen görevleri getirmemiz gerekir" diye konuştu. / DHA