Şırnak'ın merkeze bağlı Kuşkonar ve Koçağıllı Köylerinin 26 Mart 1994 tarihinde savaş uçaklarınca bombalanarak 38 kişinin ölümü, 13 kişinin yaralanması ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülen davada, Türkiye'ye 'Yaşam hakkını ihlal ettiği ve etkin soruşturma yapamadığı' gerekçesiyle 13 Kasım 2013 tarihinde 2 milyon 305 bin Euro tazminat ödemeye mahkum edildi. AİHM kararında, hava operasyonuna katılan pilot ve saldırı emri veren komutanların 'İnsan yaşamını dikkate almadan bombalama yaptıkları' ve 'Uçuş kayıtlarını gizlediklerini' belirterek, bu olayın, hayatını kaybedenler ile yaralananların yakınlarına üzüntü ve eziyet verdiği belirtildi.

TÜRKİYE'NİN İTİRAZI REDDEDİLDİ

Adalet Bakanlığı, kararı AİHM'in Büyük Dairesi'ne taşıyarak karara itiraz etti. Ankara itirazında, dava dosyasında PKK'lilerden 'Özgürlük Savaşçısı' olarak söz edilmesi, AİHM kararında savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi'nin ilk 3 maddesine atıfta bulunmasının, gelecekte terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin uluslararası ceza mahkemelerinde sanık yapılmasının önünü açabileceği gerekçesiyle kararın kabul edilemeyeceği gerekçesiyle bozulmasını istedi. 'Hakimler Paneli' adı verilen ve 5 üyeden oluşan AİHM Büyük Dairesi, Türkiye'nin yaptığı itiraz başvurusunu reddedince daha önce verilen mahkumiyet kararı da kesinleşmiş oldu.  

DAVA ANAYASA MAHKEMESİ'NDE

Şırnak'ın 2 köyünde 20 yıl önce düzenlenen ve 38 kişinin yaşamını yitirdiği hava saldırısıyla ilgili Türkiye'de yürütülen soruşturmada, Genelkurmay Askeri Savcılığı takipsizlik kararı verirken köylülerin avukatı Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, karara Hava Kuvvetleri Komutanlığı Mahkemesi'nde itirazda bulundu. İtirazın da reddedilmesi ile soruşturma dosyası bu kez Anayasa Mahkemesi'ne taşındı.

Elçi, hükümetin AİHM kararına Genelkurmay'ın talebi ile yaptığı itirazın Büyük Daire tarafından reddedilmesi ile AİHM kararının kesinleştiğini belirtti. Avukat Elçi, Türkiye'de yürütülen soruşturma dosyasının ise takipsizlik kararı verilerek kapatılmak istendiğini ve takipsizlik kararının AİHM'in kararının reddi anlamına geldiğini ifade ederek, o soruşturma dosyasını da Anayasa Mahkemesine taşıdıklarını söyledi.