Roboski'de 28 Aralık 2011 tarihinde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu çocuk 34 Kürdün katledilmesiyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın takipsizlik kararına, ölenlerin ailelerinin avukatlarınca Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde itirazının ardından; Şırnak Barosu da hem Hava Kuvvetleri Komutanlığı, hem de Milli Savunma Bakanlığına itirazda bulundu.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın takipsizlik kararının tebligatını geç alan Şırnak Barosu, karara itiraz için hem Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığına, hem de Milli Savunma Bakanlığına itiraz dilekçesi gönderdi. Geçen hafta Milli Savunma Bakanlığına gönderilen itiraz dilekçesinde, Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılması istenirken, gerekçe olarak ise Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun Milli Savunma Bakanının askeri savcıya emir vermesi başlıklı 111. Maddesi gösterildi. Olayın oluş şekli, birden fazla kişinin iştiraki, aynı amacı taşıyan ve kasıt neticesinde gerçekleşmesi nedeniyle, Anayasal hükümler çerçevesinde görevli yargı merciinin TMK 10. madde ile görevli savcılık ve Ağır Ceza Mahkemeleri olduğu belirtilen dilekçede şunlara yer verildi:
"Bir kısım şüpheliler yönünden ise yargı merci Anayasa Mahkemesidir. Hukuk keyfiyet değildir. Hangi dosyada hangi merciinin görevli ve yetkili olduğu kurallar ile belirlenmiştir. Bu kurallar, herkes için geçerli olmak zorundadır. Ergenekon ya da Balyoz gibi sıralı komuta kademesince suç işlendiği iddiasında TMK 10. madde ile görevli Savcılık ve Mahkemelerin görevli olduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan, sıralı komuta zinciri tarafından işlendiği Askeri Savcılıkça da kabul edilen, 34 sivil yurttaşın katledilmesi ve 4 kişinin yaralanmasına sebebiyet veren olayda, görevli yargı merciinin Askeri Savcılık olduğunun kabulü tam bir keyfiyettir, hukuk tanımazlıktır, çifte standarttır. Bu nedenle takipsizlik kararının kaldırılarak dosyanın görevli ve yetkili TMK 10. madde ile Görevli Başsavcılığa gönderilmesi gerekmektedir. Başta komuta kademesinde yer alan komutanlar olmak üzere, savaş uçağı pilotları ve yanlış istihbarat veren şahıslar şüpheliler arasında yer verilmeyerek, katliamın şüphelileri gizlenmiştir. Diğer şüpheliler ancak verilen emrin yerine getirilmesi bakımından Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının üst düzey kademesindeki yetkilisi ile beraber asli faildir."
VALİ VE KAYMAKAM YARGILANSIN
Şırnak Barosu tarafından Milli Savunma Bakanlığına gönderilen dilekçede, bombalama olayının ardından yaralılara müdahale etmeyen Şırnak Valisi ve Uludere Kaymakamının ihmal suretiyle insan öldürme suçunu işledikleri belirtilerek haklarında soruşturma açılması istendi. Bakanlığa gönderilen dilekçede, Aralık 2011'de 'Yıldız Şırnak Valiliği' olurlu operasyondaki istihbari bilgi ile bombardıman mazereti gösterilen istihbari bilginin birbirini tutmamadığı kaydedildi.
Şırnak Barosu tarafından Milli Savunma Bakanlığına gönderilen dilekçenin, 'Sonuç ve İstem' bölümünde, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesinin TCK'nın Kasten öldürme nitelikli haller başlıklı 82/1-c-e. maddesine aykırı olduğu belirtilerek, "Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun Milli Savunma Bakanının askeri savcıya emir vermesi matlaplı 111. Maddesine göre; Milli Savunma Bakanı soruşturmaya devam edilmesi veya kamu davası açılması hususlarında askeri savcıya emir verebilir. Makamınızın yazılı emir vererek takipsizlik kararını kaldırması için gereğinin takdir ve ifasını, saygıyla, arz ve talep ederiz" denildi. / anf
Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2014, 23:15