Makalenin özet tercümesi şöyle:
“Ortadoğu’daki krizler birleşmeye ve birbirlerini çapraz olarak etkilemeye başlıyor. İsrail uçakları pazartesi erken saatlerde Suriye’nin Humus kentinin doğusundaki T-4 askeri hava üssüne füze fırlattı; bu, başka İsrail uçaklarının Gazze’ye saldırı düzenlediği sırada gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi akşamı Doğu Guta’nın Duma bölgesinin isyancıların elindeki bir noktasına en az 40 sivilin ölümüne yol açan klor gazı dolu bombaları attığı iddiasına karşı bir ceza olarak, Suriye hükümetinin güçlerini hedef alacak hava saldırıları için emir verip vermeyeceğini kararlaştırmak durumunda.
ABD HER AN ‘ÇARPICI’ BİR HAMLEDE BULUNABİLİR
Trump, ‘Hayvan Esad’ı kınadıktan ve Suriye liderinin gaz saldırısı nedeniyle ‘bedel ödeyeceğini’ vaat ettikten sonra etkileyici bir hamkede bulunmamakta zorlanacaktır. Trump, başkan Obama’yı da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı Amerikan askeri gücünün kullanımında çekingen davranmakla eleştirmişti, dolayısıyla ABD çarpıcı bir hamlede bulunabilir.
Daha belirsiz olanı ise Amerikan hava saldırılarının uzun vadede önemli bir etkisinin olup olmayacağı. Esad Suriye’nin nüfus bölgelerinin büyük kısmında kontrol sağlarken, Suriye’de sahadaki siyasi durum birçok açıdan belirginleşmiş durumda. Şam’ın dış çeperlerindeki Doğu Guta’da bulunan son isyancılar tahliye ediliyor. Suriye askerleri ile tanklarının, IŞİD’in başkentin güneyindeki kalesini ezmek için mevzilendiği belirtiliyor.
SURİYE BÖLÜNÜYOR: ESAD, TÜRKİYE, KÜRTLER
Suriye eşit olmayan boyutlarda üç bölgeye bölünüyor: Ülkenin büyük çoğunluğunda Rusya ve İran destekli Esad; İdlib, yeni alınan Afrin ve Halep’in kuzeyindeki bölgede Türkiye destekli Sünni Arap gruplar; ve kuzey ile doğuda, devasa bir hava gücünü çağırabilecek 2 bin Amerikan askeri destekli Kürtler tarafından kontrol edilen, Fırat’ın doğusundaki büyük üçgen şeklindeki bölge. Ağır Amerikan hava saldırıları bile bu güç dengesinde ciddi bir değişim yaratmayacaktır.
ESAD KİMYASALI BÖYLE BİR ZAMANDA NEDEN ATSIN?
Esad’ın, Şam’da tam zafer anındayken ve isyancılar teslim olma noktasına gelmiş veya teslim olmuşken, niçin ABD ve Avrupalıları provoke edeceği bilinmiyor. Suriye Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dikkat çekici bir biçimde, Rus uzmanların kimyasal saldırının gerçekleştiği Duma’daki hastaneye girebildiğini -ki bu bölgenin düştüğünü ima eder- ve görgü tanıklarıyla görüşebildiğini söyledi. Lavrov şöyle dedi: “Askeri uzmanlarımız burayı ziyaret etti. Sivillere karşı kullanılmış klor gazı veya başka bir kimyasal maddenin izine rastlamadılar.” Fakat ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye güçlerinin uluslararası müfettişlerin girişini engellediğini söyledi.
Ancak şu aşamada bir zehirli gaz saldırısı düzenlemenin Suriye hükümeti açısından son derece aptalca olacağı bilgisi, böyle bir şey yapmadıkları anlamına gelmez. Suriye savaşındaki diğer birçok mezalim gibi, bağımsız ve tarafsız habercilik ile soruşturmanın yokluğunda, gerçekten ne olduğuna dair her zaman bir şüphe kalıntısı olacaktır.
KÜRTLER ESAD’LA ANLAŞMA ARAYIŞINDA
Trump, ABD’nin Suriye’de aslen YPG sahada bir süpürme aracı olarak hareket ederken hava saldırısı düzenlemeye dayalı olan gücünün sınırlı olduğunun farkına varıyor. Fakat Afrin’in düşmesinden sonra Kürtler de, Türkiye ordusu ile birçoğu cihatçı olan Arap destekçilerinin ilerlemesini engellemek için mobilize oluyor. Kürtler uzun vadede Esad’la bir anlaşma arayışında ve onunla savaşmaya hiç niyetleri yok. Genel olarak, Trump’ın Suriye’den çıkmak yönündeki içgüdüsü mantıklı ve Washington’da dış politika konusundaki müesses nizamın müdahaleci hırsları büyük ölçüde hayallere dayanıyor.
TRUMP’IN YENİ ATAMALARI POLİTİKA DEĞİŞTİRTEBİLİR
Mevcut durumu potansiyel olarak göründüğünden daha da tehlikeli kılan şey ise bir dizi beklenmedik ihtimalin varlığı. Trump’ın, IŞİD ortadan kaldırıldıktan sonra Suriye’den askeri çekilme konusunda Pentagon’la anlaşmazlık yaşadığı açık. Amerikan politikasının nihai şeklini veya nihayet somut bir adım mı atacağını yoksa değişken mi kalacağını kimse bilmiyor.
Fakat yeni ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile Dışişleri Bakanı Mike Pompeo göreve başlarken, Washington daha saldırgan hale gelebilir. Fakat bu süper-şahinler, seleflerinin hızlı çöküşü nedeniyle, nüfuzlarını kendilerinin umduğu ve başkalarının korktuğu derecede kullanamayabilirler.
İSRAİL DİKKAT DAĞITTIĞINI SANIYOR
İsrail’e gelince; Suriye’deki son kriz dikkatleri Gazze’de tırmanan krizden başka yere yöneltmek açısından kullanışlı olabilir ama Gazze’deki durum ortadan kalkmayacaktır. İsrail’in iki F-35 uçağı bir miktar tedbir göstererek, füzelerini T4 üssüne Lübnan hava sahasından fırlattı. Esad güçlendikçe ve Suriye’nin giderek daha fazlasında kontrol sağladıkça, İsrail de askeri pazularını sıkmak isteyecekti. Fakat bu, bütün taraflardaki düşmanca söylemlere rağmen, İsrail’in Suriye ya da Hizbullah’la bir savaşa girmek istediği anlamına illa ki gelmez.
SAVAŞ HER AN BÜYÜYEBİLİR
Trump’ın İran’la yapılan nükleer anlaşmadan fiilen çekilip çekilmemeye karar vereceği 12 Mayıs tarihine yaklaştıkça farklı krizler bölgede yükselen siyasi gerilimi artıracak. Bu kadar karmaşık bir durumda, hiçbir ülke daha büyük bir savaş istemez ama böyle bir savaşın içine de kolayca düşebilirler.” (Dış Haberler)
Güncelleme Tarihi: 11 Nisan 2018, 14:28