ANF'ye konuşan Türkdoğan, paketteki düzenlemenin, Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan taleplerin de çok az bir kısmını kapsadığını belirtti, "O taleplerin burada çok az bir kısmı var, çok büyük bir kısmı yok" dedi.
"Özellikle sürece ilişkin beklentilerin uzağındadır" diyen Türkdoğan, şöyle konuştu:
"Siyasetin demokratikleştirilmesi bu yolla olmaz. Başbakan, sadece barajın değişik versiyonlarını önerdi. İnsan hakları alanında Ayrımcılıkla Mücadele Kurulu ve bazı nefret suçlarının düzenlenmesi konusunda yeni bir şey söylemedi.
BİR DİLİN YAŞATILMASI İÇİN KAMUSAL ALANDA KULLANILMASI GEREKİYOR
Birinci nokta şu; bu pakette açıklanan konular, Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarına denk gelen konular değil; raporlarımızda çok daha ileri öneriler vardı. Seçim barajının tamamen kaldırılması, ana dilde eğitim gibi. Ana dilde eğitim meselesi için de özel okulu gündeme getiriyorlar. Fakir Kürt halkı hangi parayla özel okul kuracak? Bir dilin yaşaması için kamusal alanda kullanılması gerekiyor; kamu okullarında okutuluyor olması lazım."
CEZAEVLERİNİN BOŞALMASI GEREKİYORDU
Türkdoğan, "çözüm süreci" ile ilgili müzakere aşamasına geçilmesi gerektiğine dikkat çekerek, paketteki eksiklere değindi: "Bu sürecin ilerleyebilmesi için müzakere aşamasına geçilmesi gerekiyor. Başbakan bu konuda hiçbir şey söylemedi. Artık hükümetin 'bu sorunu çözeceğiz, dolayısıyla bunu müzakere ediyoruz' demesi lazım. Öcalan ile yapılacak görüşmelerin müzakere ekseninde ilerletilmesi belki sürecin devamını sağlayabilir. Yoksa buradaki bazı adımlar sembolik adımlardır. Köy koruculuğunun kaldırılması, köye dönüşlerle ilgili hiçbir şey pakette yok. Yine ifade özgürlüğü, cezaevleri meselesi de yok. Suç tanımlarının değişmesini, evrensel ilkelere uygun değişiklikler yapılmasını bekliyorduk. TMK ile ilgili değişiklikler bekliyorduk. Cezaevlerinin boşaltılması gerekirdi. Bu da ceza kanunundaki suç tanımlarının değişmesiyle olurdu ama pakette yer almadı. Cezaevlerinde binlerce insan tahliye olmayı bekliyordu."
Paket için "Cezaevlerindeki tutuklular, özellikle KCK tutukluları bakımından tam bir hayal kırıklığı" diyen Türkdoğan, "Bu konuda beklentiyi yaratan hükümet oldu. Çünkü, hükümet üyeleri sık sık, televizyonlara çıkıp, paketin KCK tutuklularını kapsayacağı, yasal düzenleme yapacakları konusunda açıklamalar yaptılar. Ancak gerekli düzenlemeleri yapmadılar. Dolayısıyla bu psikolojik olarak ortamı olumsuz etkileyecektir. Binlerce insan cezaevinde, milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, sendikacılar, öğrenciler, belediye başkanları, siyasetçiler. Bunlar ne olacak? Bu konuda problemli bir yaklaşım söz konusu." diye konuştu.
'İŞKENCEYİ ÖNLEME MEKANİZMASI YOK'
Başbakan'ın işkenceyle mücadele etmek için ulusal önleme mekanizmasından pakette bahsetmemesinin eksiklik olduğunu söyleyen Türkdoğan, "İşkence suçlarındaki cezasızlıkla mücadele konusunda yeni bir şey söylemedi. Taraf olmamız gereken sözleşmeler bakımından da hiçbir şey söylemedi" dedi.
'KÜRTÇE EĞİTİM SEMBOLİK DÜZENLEME'
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, özel okullarda Kürtçe'ye izin verilmesine ilişkin düzenlemenin de son derece sembolik olduğunun altını çizdi, "Bu düzenlemenin hayatta hiçbir karşılığı yok. Yoksul Kürt halkı, hangi parayı bulacak, okul yaptıracak, öğretmenlere maaş verecek, ardından da çocuklarını Milli Eğitim Bakanlığı'nın okuluna gönderecek. Bu gerçekleştirilebilir bir durum değil. Psikolojik olarak bir adım olarak düşünülebilir fakat beklentileri karşılamıyor."
BARAJ DEVAM EDİYOR
Türkdoğan, seçim sistemiyle ilgili düzenlemeyi şöyle yorumladı: "Başbakan, mevcut seçim sisteminin farklı versiyonlarını önerdi; yani, baraj devam ediyor. Önerilerinin ikisi aynı anlama geliyor. 5'li grup halinde daraltılmış sistem, her seçim bölgesinde yüzde 20 baraj anlamına gelir. Siyasi partilere devlet yardımı zaten büyük bir ayıptı; yüzde 3'e çekilmesi de daha sonra uygulanacak." / anf
Güncelleme Tarihi: 01 Ekim 2013, 12:30