Geçtiğimiz dönem çalışmalarında Hamburg’da yaşanan sosyal adaletsizlik, sosyal bölünme, yoksulluk ile mücadele konusunda yoğun bir şekilde çalışan Özdemir, ayrıca Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan sorunlara karşı da duyarlılığını korudu. Seçim sürecinde BDP’yi desteklemek için ziyarette bulunan Özdemir, yine Roboski katliamı ardından aileleri yalnız bırakmadığı gibi, Kobanê direnişi sürecinde Suruç’u ziyaret eden heyette de yer aldı.
Özdemir ile, önceki dönem yürüttüğü çalışmaları, gelecek dönem hedeflerini konuştuk…
İkinci kez eyalet parlamentosuna adaysınız. Bir önceki dönemde neler yaptınız?
Dört yıl önce ilk aday olduğumda, hedefim Hamburg’da ezilenlerin ve ötekileştirenlerin sesi olmaktı. Bunu yerine getirdiğimi düşünüyorum, çünkü yaptığım her çalışmada, her prosedürde farklı grupları, inisyatifleri ve çeşitli kurumları katarak konu hakkındaki taleplerini önergelerle meclise taşıdım. Birçoğu Hamburg’un yerel basınına da yansıdı. Hamburg Kürt Kadın Meclisi çalışmalarında daha önce kazandığım tecrübeyi şu şekilde katabildim: Sorunları kadın gözü ile ele almak ve kolektif bir şekilde çözüm üretmek.
Seçim propagandası yaparken neyi esas aldınız, neleri yerine getirdiniz?
Hamburg gibi zengin bir metropolde giderek artan sosyal adaletsizliğe çözümler üreterek meclise sunmak istedim. Bu yüzden de parti grubumuz içerisinde sosyal ve uyum politikasını üstlendim ve çalışmalarımda bu konulara ağırlık verdim. Üzerinde durduğum konular arasında şunlar da yer aldı: Sosyal bölünme ve yoksulluk ile mücadele, herkesin ödeyebileceği konutlar ve evsizlerin durumu, mülteci ve göçmen hakları, toplumun her alanında yaşanan ırkçılık ve dışlanma politikalara karşı konseptler, engelli insanlar ve işsizlik sorunu. Sosyal alanda önemli harcamalarda kesintiye gidilmektedir ve bu dört sene içinde çözümler ve konseptler ürettik ve meclise sunduk.
Hamburg için neler yaptınız?
IŞİD terör örgütünün Hamburg’daki örgütleme çalışmalarını ve Şengal ile Rojava’da ki katliamları meclise ve kamuoyuna taşıyarak hükümeti müdahale etmesi için zorladık. Aileler ve farklı demokratik kurumlar ile birlikte IŞİD’e karşı mücadele inisiyatifini oluşturduk.
Sadece iç siyasetle mi ilgilendiniz?
Hayır, Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan antidemokratik politikalara de sessiz kalmadık. Seçimlerde BDP’yi desteklemek için Batman’a, Roboskî katliamından sonra Roboski’ye gittik ve Alman hükümetine rapor sunduk. IŞİD Kobanê’ye girince, Sol Partili birkaç milletvekili ile sınıra gittik. IŞİD’liler Hamburg’da Kürtlere saldırınca ise Sol Parti vekilleri olarak Kürt Demokratik Toplum Merkezi önünde sabahladık ve meclise özel oturum dayattık. Kobanê direnişi sürecinde ayrıca kamuoyuna yönelik yoğun çalışmalar yürüttük.
Hamburg Sol Parti olarak muhalefet partisi olabiliriz, fakat alınan birçok kararları etkileyebiliyoruz, baskı oluşturuyoruz ve alınan yanlış kararları gündeme getiriyoruz. Parlamento benim için sadece siyasetin bir alanıdır. Siyaseti teknik bir şey olarak da görmedim. Siyaset toplum ile birlikte üretilir.
Seçmenlerinizin taleplerine cevap olabildiniz mi?
Oy veren bütün seçmenlerim için aktif oldum ve olmaya devam edeceğim. Yaptığım çalışmalarda demokratik özerklik projesini hep göz önünde bulunduruyorum. Oy vermeyenleri de esas alarak kazanmaya çalışıyorum. Asuri, Ermeni, Alevi, Ezidi, Hıristiyan, Müslüman, Alman, engelliler, kadın ve LGBT grupları, farklı inisyatifler, sosyal kurumlar ve daha nice kesimlere yönelik ortak çalışmalar yürüttük.
Önümüzdeki dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?
Önümüzdeki dönemde Hamburg için en önemli projeler, hastanelerin, bakımevlerinin ve enerji tedariki, kamu sektörüne geçmesidir ve yoksulluğa karşı güçlü bir stratejinin oluşturulmasıdır. Aynı zamanda birlikte çalıştığımız ve kattığımız kesimleri bir araya getirerek ortak noktaları buluşturmak istiyoruz. Bunu birkaç kesim ile başardık. Fakat daha yapacak çok iş var.
Özellikle son dönemde hedef haline getirilmeniz var, bir milletvekili dışında PKK bayrağını açanlar hakkında herhangi bir işlem olmazken o sanal alemde paylaştınız diye hedef haline geldiniz. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu dava yasağın giderek anlamsızlaştığı bir dönemde açıldı. Bugün PKK’nin desteği ile Rojava ve Şengal’de IŞID’e karşı tüm insanlık adına mücadele veriliyor. Hükümette olan Hıristiyan Demokrat Partili siyasetçiler dahi, IŞİD’e karşı PKK’ye destek verilmesini tartışmışlardı. Birinci nokta bu, ikinci nokta ise: Türk hükümeti Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ve PKK ile görüşmeler yaparken, Almanya hükümeti bu görüşmeleri desteklediğini ifade etmişti, fakat Almanya’da Kürtlere yönelik kendi politikasını gözden geçirmeden Kürtleri hala kriminalize ediyor ve saçma sapan davalar açıyor.
IŞİD bu kadar yoğun örgütleme çalışmaları yürütürken, giderek okullarda ve toplumun farklı alanlarında sorun haline gelmiş, fakat başsavcılık zamanını bu şekilde harcıyor. Amaç geçen seçimlerde olduğu gibi seçmenlerimin ve benim motivasyonumu kırmaktır. Ben bu soruşturmanın bana yönelik açıldığını düşünmüyorum. Seçmenlerim bana geçen seçimlerde bir misyon biçtiler ve bu misyonu yerine getirdim. Yerine getirmeseydim, bu soruşturma açılmazdı. PKK yasağının kaldırılması için çalışmalar yürütmem, Alman hükümetinin Kürtleri yönelik kriminalize etme politikasını kamuoyuna taşımam demek ki onları çok rahatsız etmiş.
Ayrıca seçmenlerine vermek istediğiniz mesaj nedir?
Bu soruşturma onların bana biçtiği misyona, benim ve onların savunduğu çizgisine açılmıştır. Bu soruşturmaya verebileceğimiz en büyük cevap 15 Şubat’ta sandık başına gidip ve geçen seçimlerde ulaştığımız 10.000 tercihli oyu ikiye katlamaktır.
Cansu Özdemir kimdir?
Cansu Özdemir (26) Hamburg’da doğdu. 16 yaşında politikayla aktif ilgilenmeye başladı. Kürt özgürlük hareketi içerisinde basın, gençlik ve kadın çalışmalarında bulundu. 2011 yılında Sol Parti listesinden Hamburg Eyalet Parlamentosuna milletvekili olarak seçildi. Aynı dönemde üniversitede siyaset bilimlerini okumaya başladı.
Cansu Özdemir son dört yıldır Hamburg milletvekili olarak daha iyi bir sosyal politika için büyük emek sarf etti. Ezilenlerin ortak sesi olmak isteyen Özdemir sosyal adaletsizlik, yoksulluk, mültecilerin yasadığı sıkıntılar, konut eğitimi ve yasam maliyetinin yüksek olduğu devamlı Hamburg parlamento çatısında dile getiren konulardı.
Güncelleme Tarihi: 09 Şubat 2015, 19:21