Önder: Taslak üzerinde karşılıklı değerlendirmelerde bulunduk

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunun çözülmesi için başlatılan görüşmelerin müzakereye evrilmesi amacıyla hazırladığı taslak metin İmralı heyeti ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan arasında yapılan görüşmede ele alındı.

Önder: Taslak üzerinde karşılıklı değerlendirmelerde bulunduk
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunun çözülmesi için başlatılan görüşmelerin müzakereye evrilmesi amacıyla hazırladığı taslak metin İmralı heyeti ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan arasında yapılan görüşmede ele alındı. Görüşmeye ilişkin açıklama yapan HDP İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, taslak üzerinde tartışmalar yaptıklarını, hükümetle bir ya da iki görüşme yaptıktan sonra heyet olarak Kandil'e gideceklerini söyledi. 


Genişleyen İmralı Heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan ile 29 Kasım tarihinde yaptıkları görüşmede, Öcalan'ın sunduğu taslağı hükümetle görüşmek üzere Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile bir araya geldi. HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve DTK Eş Başkanı Hatip Dicle'den oluşan İmralı Heyeti, görüşmeden sonra basın açıklaması yaptı. 

Yaklaşık iki saat süren görüşmenin ardından konuşan heyet sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, görüşmede taslağı ele aldıklarını belirterek, "Belirli önerileri, mutabık kalınıp kalınmadığı konuları tartıştık. Bir görüşme yaptıktan sonra Kandil'de bir KCK yetkilileriyle ziyareti gerçekleştireceğiz, DTK Eş Başkanı Sayın Hatip Dicle'nin katılımı ile. Şu an bu taslak üzerinde karşılıklı olarak değerlendirmelerde bulunduk. Gelinen aşamayı parti kurullarımızla bir değerlendirmede bulunup, tekrar Sayın Yalçın Akdoğan ile görüşme yapacağız" diye konuştu.

Hükümetin taslaktaki bazı konulara karşı çıktığı yönündeki soruları yanıtlayan Önder, "Bu aşamada değiliz, madde madde 'şuna mutabıkız şuna karşıyız' gibi bir durum yok. Bu aşamaya gelmiş değiliz. Genel yaklaşımlarımızı, sürecin takvimlenmesini, takvimlenme esaslarını karşılıklı görüşüyoruz. Bunun için bir görüşme daha yapacağız. Gelinen noktayı yetkili kurullarımızla, eş genel başkanlarımızla, bileşenlerimizle değerlendirdikten sonra bir tur daha görüştükten sonra bir kandil ziyareti" diye konuştu. 

Hükümetle görüşmenin ne zaman yapılacağı yönündeki soruya da, "Bir iki gün içinde 2 ve belki bir üçüncü görüşmeyi yapacağız. Şu ara yoğun bir görüşme trafiği yaşanacak" sözleriyle cevaplandıran Önder, heyetin genişleyip genişlemeyeceği sorusuna, "Heyet genişleyecek" diye cevap verdi. 

Mecliste görüşülen güvenlik paketine rağmen sürecin sağlıklı işleyip işlemeyeceğine ilişkin bir soruyu da, "belki de bunları konuşuyoruz" sözleriyle cevap veren Önder, Başbakan'ın "berraklık" vurgusuna da yanıt vererek şöyle konuştu: "Beraklık meselesinde bizim kadar iddialı olan, bizim kadar birimize bakanın ötekimizi gördüğü veya içimize bakanın dışımızı gördüğü bu ülkede bir başka kurum yok, buna hükümette dahil. Çünkü berraklık, bu siyasi çizginin verdiği bedellere bakılarak anlaşılabilir. Bu bedeli hapis, sürgün ve ölümle ödemiş bir siyasi çizgisinin devamcısıyız. Beraklık meselesinde hiç bir sorun yok. Sayın Başbakan beraklığa Bingöl saldırısının bütün patolojisini açıklayarak başlayabilir."

Bir başka soru üzerine de Önder, "Sekreterya ve izleme kurulunda bir sorun yok. Böyle bir engelleyici tutum bize yansımadı, bunun demokratikleşme ile bağlantısı genel ruhu ve genel bağlantısını ele aldık" şeklinde konuştu. Heyette bundan sonra kaç kişinin dahil olacağını sorusunu da yanıtlayan Önder, "Ne kadar genişlemesi gerekiyorsa o kadar genişleyecek, Kalıcı barışı hedefliyorsanız, sayılara isimlere takılmamanız gerekir" diye konuştu. 

"Oyalanıyor musunuz?" sorusuna da, "Şuan ki objektif tutum bir oyalama tutumu değil. Genel olarak Türkiye halklarının demokratik dışı yöntemlerle, sıkıyönetimlere rahmet okutacak yöntemlerle yönetilme dönemi geçmiştir" sözleriyle cevap veren Önder, Leyla Zana ile iki bir heyet olarak Kandil'e gideceklerini söyledi. 

Kamu düzeni meselesine hükümetin baktığı yerden bakmadıklarını da sözlerine ekleyen ve "Hükümetin baktığı yer son derece sorunludur" diyen Önder, "Kavramsal olarak bizimle hükümetin baktığı yer de aynı değil. Farklı düşüncelere sahibiz, aynı düşüncelerde olan insanlar zaten müzakere yapmazlar. Özgürlüklerin kullanılmasından doğacağından doğan sıkıntılar, özgürlüklerin kısılması değil genişlemesi gerekir. Hükümet asayiş sorunu gibi bakıyor. Biz baktığımızda arkasında bir sürü tarihsel gerçeklik görüyoruz" diye konuştu. 

Tartışılan Osmanlıca'ya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan ve bütçe şerhlerinde hükümetin kabul ettiği "Kürdistan bölgesi" kelimesi geçtiği için kabul edilmediğini hatırlatan Önder, "Bizim mecliste bütçeye muhalefet şerhimiz var. Bu şerhte hükümetin kabul etiği Kürdistan bölgesi geçtiği için meclis tarafından kabul edilmiyor. Bunu dile getirenlerin aynı hassasiyeti yaşayan dilleri, baskı altında tutulan, bütçe şerhinde adının geçmesine bile tahammül edilmeyen bu tutarsızlığın üzerinde düşünülmesi gerekiyor" diye konuştu. 

Güncelleme Tarihi: 09 Aralık 2014, 10:39
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER