PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ‘Kadim Asuri-Süryani-Keldani Halkına’ başlıklı mektubunu olduğu gibi yayımlıyoruz:
“Merkezi uygarlık sisteminin ve onun son temsilcisi konumunda olan kapitalist modernitenin insanlık nezdinde yol açtığı felaketler bugün Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünya halkları tarafından daha açık bir şekilde görülmeye başlanmıştır. İşleyen sömürü çarkının, tarihsel süreç içerisinde hegemon ya da sömürülen azınlık olmasına bakmaksızın kendine kurban seçtiği halkların trajedisinden çıkarılacak büyük dersler vardır.
Kadim Mezopotamya tarihinde İmparatorluklar kurmuş bir halk gerçekliğinden soykırımların keskin kılıçlarıyla ‘azınlık’ ya da ‘cemaat’ konumuna getirilmiş Asuri-Süryani-Keldani halkının durumu, karşı karşıya olunan tehlikenin boyutunu göstermesi açısından son derece önemlidir. Çünkü Asuri-Süryani-Keldani halkının yitirilişinin Ortadoğu kültürü açısından büyük bir kayıp olduğu tartışmasız bir gerçekliktir. Sıkça belirttiğim gibi, bu kadim halkın Ulusal Sorunu, Ortadoğu’nun bir uygarlık devinin hazin öyküsünün ta kendisidir. Mezopotamya’da uygarlığın gelişiminde en önemli rolleri üstlenen böylesi köklü bir halkın ve kültürün yeniden diriliş temelinde bu hazin öyküden sıyrılabilmesini, devralınan tarihi insanlık mirasına karşı başta Kürt halkı olmak üzere tüm Kürdistan halklarının en önemli görev ve sorumluluğu olarak değerlendirmekteyim. Özgür Yaşam temelinde gelişecek olan bu dirilişin Merkezi Uygarlık ve Kapitalist Modernite’nin aşılması, Demokratik Uygarlık ve Demokratik Modernite ekseninde gelişecek bir dönüşüm süreci ile mümkün olabileceği açıktır.
Bu kapsamda sahip olunan büyük tarihsel ve kültürel birikimin aynı coğrafyayı paylaşan kardeş halklarla birlikte Demokratik Ulus inşasında yerini alması ve ihtiyaç duyulan katkıyı sunması son derece önemlidir. Yani Asuri-Suryani-Keldani Demokratik Ulusu olarak oynanacak tarihi rol tüm Ortadoğu hatta tüm insanlık için Demokratik Uygarlık kurtuluşuna eşsiz katkılar sağlayacaktır. Çünkü tüm insanlığın kültürel bir bütünlük içerisinde alternatif bir özgür yaşamı kurmaya en az su kadar, hava kadar ihtiyaç duyduğu aşikârdır. Bu yönüyle dünyanın dört bir tarafına dağılmış olan Asuri-Süryani-Keldani halkının kendi kadim topraklarında Ortak Vatan-Demokratik Ulus temelli inşa süreçlerine katılmaları, bu doğrultuda büyük yoğunlaşmalara ortak olmaları son derece önemlidir. Nitekim Deştêd Ninve (Ninova Ovası)’de öz savunma-öz yönetim’den yoksun olan Asuri-Süryani-Keldani halkının, son saldırılarla karşı karşıya kaldığı katliam tehlikesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan ağır trajik tablo da bu konudaki ihtiyacın hayatiyetini gözler önüne sermektedir. Tüm bölgemizde yaşanan ağırlaşmış ulusal-toplumsal sorunların ve bu sorunların yol açtığı çatışma ya da savaşların aşılmasının ancak öz savunma-öz yönetim temelli örgütlenmelerle ve buradan gelişecek radikal Modernite dönüşümleri ile mümkün olacağını, Demokratik Modernite’nin üç kurtuluş meleği (Demokratik Toplum, Ekonomik Toplum, Ekolojik Toplum) ile olası bir tükenişe karşı varoluşçu bir çıkışın yakalanacağını tekrar ifade etmek isterim.
Bu temelde tüm Asuri-Süryani-Keldani halkını büyük bir özlem ile selamlar, kadim kültürün dirilişinin Demokratik Konfederal Ortadoğu halklar mozaiğinde hak ettiği yeri alacağına dair inancımı yinelemek isterim.”
Güncelleme Tarihi: 13 Ocak 2015, 09:36