Cenevre'deki Clup Presse de la Suisse’da (İsviçre Basın Klübü) düzenlenen basın toplantısına, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, (Kürdistan Demokratik Toplum) TEV-DEM Koordinasyon üyesi İlham Ehmed, Süryaniler Birliği Partisi’nden Hanibal Yacoubu, Süryaniler Birliği Meclis Başkanı Bessam İshak katıldı.

Modaratörlüğün Clup Presse de la Suisse’ten Irane Lichhstein ve Süryani Peter Bronsvela’nın yaptığı basın toplantısında ilk konuşmayı Süryaniler Birliği Meclis Başkanı Bessam İshak yaptı.

Kürtler ve Süryanilerin Suriye nüfusunun yüzde 20’sini temsil ettiğini belirten İshak, “Suriye’de ilk muhalefeti geliştiren kesimlerdir ve önemli, örgütlü bir güçtürler. Ama bugüne kadar siyaset alanının dışında tutuldular. Bu yaklaşım günümüzde de devam ediyor. Cenevre 2 Konferansı’nın dışında tutulmamız da bunun göstergesidir” dedi.

‘SÜRYANİLER VE KÜRTLER SİYASETİN DIŞINDA TUTULMAK İSTENİYOR’

Suriye’de demokratik bir insanın hedeflenmediğini de vurgulayan İshak, bu konferanstan çıkacak kararın, Suriye’de yaşayan halkların sorunlarını çözmeyeceğine de dikkat çekti.

“Bizlere reva görülen, kimliksiz yaşamamızdır. Suriye’de demokratik bir çözüm isteniyorsa, gerçek temsilciler muhatap alınmalıdır” diye konuşmasına devam eden İshak, en iyi çözüm modelininin Cizire’de inşa edilen Demokratik Özerklik olduğunun altını çizdi.

“Biz Suriye geneline çözüm öneriyoruz” diyen İshak, siyasi çözümün eşit ve özgür bir biçimde tüm halklar açısından gerçekleşmesi gerektiğini de ifade etti.

MÜSLİM: ÇÖZÜM DEMOKRATİK ÖZERKLİKTE

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ise, Suriye’de yaşanan krizin ancak Demokratik Özerklik modeli ile çözülebileceğini vurguladı. Cenevre 2 Konferansı’na da bu öneriyi yapan Müslim, şöyle konuştu: “Cenevre 2 Konferansına Kürtler ve Süryaniler davet edilmedi. Kürtlerden bazı kesimler çağrıldı, ama Kürt kimliğiyle katılım sağlanmadı. Orada yer alan Kürtler halkımızı temsil etme yetkisinde değillerdir.

Kürt halkının temsilcileri, bugüne kadar rejime ve Kürt karşıtı güçlere karşı halkımızı koyuran TEV-DEM ve oradaki örgütlülüğümüzdür. Cenevre 2 Konferansı hiçbir biçimde Suriye’de çözümü getirmeyecektir. Çünkü demokratik muhalefet konferansta temsil edilmiyor.

Temsil edenler, başka güçler tarafından zoraki oluşturulmuş, halktan kopuk, bağımlı bir koalisyon ve rejimdir.”

MÜSLİM: REJİM VE KOALİSYON UZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR

Kürtlerin ilk muhalefeti geliştirdiğinde bu güçlerin nerede olduğu sorusunu da soran Müslim, rejim ve koalisyonun uzlaştırılmak istendiğinin de altını çizdi.

“Eğer Suriye’de demokratik bir sistem oluşturulmak isteniyorsa, Cizire’de inşa edilen özerk yönetim modeli esas alınabilir. Tüm halklar bu sistemin içinde özgür ve eşit bir biçimde yer alabilmektedirler” diyen Müslim, Cenevre 2 Konferansı’nın baştan ölü doğduğunu da belirtti.

Ayrıca Kürtler ve demokratik muhalefet üzerindeki baskılara, bölge devletlerinin el altından desteklediği halk düşmanı güçlere de dikkat çeken Müslim, ambargonun devam ettiğini de söyledi.

AHMAD: KÜRTLER İNKAR EDİLMEK İSTENİYOR

TEV-DEM Koordinasyon üyesi İlham Ehmed ise, Cizre’de ilan edilen özerk yönetimi selamlayarak konuşmasına başladı.

Cenevre 2 Konferansı’nda koalisyon ile rejim arasında bir uzlaşma sağlanmak istediğine dikkat çeken Ehmed, “Yeniden Kürt inkarı var. Bu yeni düzende Kürtlerin yer almasını istemiyorlar. Bundan dolayı da davet edilmediler. Bu konferansta demokratik Suriye’yi oluşturmak amaçlanmıyor. Güçlü muhalefeti katmadılar, en zayıf, parçalı muhalefetle çözüme gitmek istiyorlar” dedi.

Suriye’de tarihsel bir süreçten geçildiğini de belirten Ehmed, tüm halkların büyük bir baskı gördüğünü de hatırlattı. “Zulümden kurtulmanın zamanı geldi” diyen Ehmed konuşmasına şöyle devam etti: “İnanıyorum ki, tüm halklarla birlikte demokratik Suriye’yi inşa edeceğiz. Suriye halkının kendi çözümünü getireceğine inancımız tam. Cenevre 2’ye katılanlar Kürtlerin temsilcileri değildir. Muhalefet bağımlıdır, güdümlüdür. Orada kukla rolü ötesinde bir anlamı yoktur.

Biz demokratik muhalefetle birlik olmak istiyoruz. Kürt temsili koalisyonun içinde yok. Koalisyonun içinde Arap kimliği egemen kılınmak isteniyor. Bu nasıl demokrasidir. Kürt inkarı sürdürülmek isteniyor.”

Tüm halklarla birlikte Cizire’de demokrati özerkliği inşa ettiklerini de vurgulayan Ehmed, “Direkt demokrasi olmalıdır. Öyle Cizire’de inşa ettik. Tüm Suriye halkları için öneriyoruz. Cizire’de inşa ettiğimiz sistemde Süryani, Kürt, Arap ve diğer halklar kendi dilleriyle, kendilerini ifade ediyor” dedi.

Kadın özgürlüğünün esas alındığını da söyleyen Ehmed, cins kotasının yüzde kırk olduğunu da belirtti. Eşbaşkanlık sisteminin esas alındığını da hatırlatan Ahmet, bu sistemi oluştururken, İsviçre modelini esas aldıklarını da kaydetti.

Ehmed, İsviçre modelinin en demokratik ve halkçı sistem olduğunun da altını çizdi. Suriye’nin birliğini koruyacak sistemin de bu olduğunu ifade etti.

YACOUP: ÇÖZÜM SÜRECİNDE KÜRTLER VE SÜRYANİLER YER ALMALI

Suriye Süryaniler Birliği Partisi Temsilcisi Hannibal Yacoup önce Süryani tarihi hakkında bilgiler verdi. Süryanilerin yaşadığı ülkelerde maruz kaldığı baskılar ve kimliksizleştirme politikalarına dikkat çeken Yacoup, kimlik olarak tanınmamalarına rağmen, kültürel olarak kendilerini bugüne kadar yaşatabildiklerinin de altını çizdi.

Süryaniler ve Kürtlerin tarihinin aynı olduğunu, iki halk arasında yürütülen siyasetin bugün de hem Arap Birliği, hem de Cenevre 2 Konferansıyla sürdürülmek istendiğini ifade eden Yacoup, Süryaniler ve Kürtlerin toplantı ve konferanslarda temsiliyetinin olmadığını da belirtti.

Suriye’ye yönelik geliştirilecek çözüm sürecinde Kürtler ve Süryanilerin mutlaka yer alması gerektiğini de ifade eden Suriye Süryaniler Birliği Partisi Temsilcisi Hannibal Yacoup, “İki halkın yer almadığı bir çözüm başarılı olamaz. Demokratik Suriye olamaz. Bağımlı, geçmişin gerisinde, baskıcı bir rejim olur. Cizire’de inşa edilen sistem, Suriye’nin genelinde bir model olarak kabul edilmelidir” dedi. / anf