Demokrasi ve Barış Konferansı Koordinasyonu'nun düzenlediği "Demokrasi ve Barış Konferansı" başladı. Mayıs ayında Ankara'da yapılan konferansın devamı niteliğindeki konferansta "yerel demokrasi, yerelden ve yerinden yönetim, katılımcılık ve demokrasi" tartışılıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Kampüsü Ayhan Şahenk Salonu'nda düzenlenen konferansa, HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Milletvekili Levent Tüzel, HDP Danışma Kurulu üyeleri BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDK Yürütme Kurulu üyeleri Gençay Gürsoy, Ender İrmek, Garo Paylan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ile akademisyenlerin de olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Konferans'ta HDP PM üyesi Gencay Gürsoy, HDP Genel Meclis üyesi Mehmet Tarhan ve HDP MYK üyesi Melis Tantan tarafından oluşturulan divanın ardından açılış konuşmasını Yazar Şair Murathan Mungan yaptı.
Mayıs ayından bugüne 'çözüm ve barış' sürecinde neler yaşandığını ve yerinden yönetim ile ilgili konular hakkında değerlendirmelerle açılış konuşmasını yapan Mungan, "Benim için önemli olan tarihe geç kalmamak, Türkiye Cumhuriyeti tarihi geç kalma tarihidir. İnsan kayıplarının, zaman kayıplarının tarihidir" dedi. Mungan, 1976 yılında Birikim Dergisi'nde yazdığı bir şiirinde, "Kürdistan" kelimesini kullandığını hatırlatarak, "Ancak bu ülkenin Başbakanı daha yeni Kürdistan kelimesini kullanıyor. Eğer o dönemde bir Başbakan bu kelimeyi kullansaydı belki bu kadar insan kaybı yaşanmazdı" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın organizasyonu ile Diyarbakır'da Şiwan Perwer, Barzani ve İbrahim Tatlıses'in bir araya getirilmesini hatırlatan Mungan, "Şiwan Perwer ile İbrahim Tatlıses'i Diyarbakır'a getirip konuşturdunuz. Eğer o gün Abdullah Öcalan'ı Diyarbakır'da konuşturabilseydiniz asıl o zaman demokrasiden bahsetmiş olurdunuz" dedi.
MUNGAN: ROJAVA BİZİM SORUNUMUZDUR
Kürt sorununun yalnızca iç sorun değil, Rojava'yla birlikte çözüm bekleyen büyük bir dış sorun olduğu değerlendirmesinde bulunan Mungan, "Rojava çünkü bizim sorunumuzdur. Konu sadece Kürtler değil, sahipsiz kalan Aleviler, Rumlar, Ermeniler de bu sorunun bir parçası. Büyük bir Yahudi düşmanlığı var bu ülkenin yönetenleri tarafından topluma empoze edilen. Bunun konuşulması için ille de bir toplama kampının kurulması mı gerekiyor? AKP'nin iktidar süreci, demokrasi, barış ve açılım sürecine cumhuriyetin kuruluşundan bakmamız gerekiyor. Çünkü açıkta kalan uçlar bağlanamıyor ve kısa devre yapıyor" diye konuştu.
Kutuplaşma ortamında herkesin inandığı iman ve inanç meselesine tutunduğunu söyleyen Mungan, değişimin zaman ve sabır istediğini söyledi. Mungan, şöyle devam etti: "Ret-inkar kültürü, tehcir ve asimilasyon kültürü, Ermeni sorunu yeni yeni konuşulurken algıları hızla değiştirmek mümkün değil. Yüzleşme kolay değil."
Kadın mücadelesine de değinen Mungan, "Son dönem tüm politik mücadelelerde yer alan kadınları, Kürdistan'daki çocuk gelinlere karşı mücadele eden kadınlardan bugün entelektüelleşmiş Kürt siyasetinde yer alan kadınları selamlıyorum" dedi.
TUTUNACAK İKİ GÜÇ: GEZİ VE KADINLAR
"Yarın için umutlarımızdan başka tutunacak gücümüz var mı?" diye soran Mungan, şöyle yanıtladı: "Evet, bence iki gücümüz var. Gezi Parkı, uykudaki güçlerin rüyası. İkincisi ise erkeklerin başlattığı savaşı ısrarlı bir şekilde barışa dönüştürmeye çalışan kadınlar. İyi ki varsınız. Gezi Parkı bir yuvarlak masaydı, iktidarın anlamadığı bu. Tarih yeni bir siyaset istiyor."
Murathan Mungan'ın konuşmasının ardından tartışma bölümüne geçildi.
Mungan'ın açılış konuşmasının ardından HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel söz aldı. Konuşmasında Gezi direnişine değinen Tüzel, Gezi direnişinin AKP gibi bir "koalisyon" içerisindeki çatlakları da ortaya çıkardığını, yine tekçi anlayışın sürdürülemez oluşunun ortaya çıkışı olması açısından da Gezi direnişinin önemli olduğunu söyledi. Kürt Halk Önderi Öcalan tarafından başlatılan sürecin hükümetçe istismar edilmeye çalışıldığını belirten Tüzel, hükümetin çözüm sürecinde ne Akil İnsanlar Heyeti raporlarını ne de BDP'nin sunduğu önerileri dikkate almadığını söyledi. Tüzel, "Paris'teki katliam, Gezi'deki katliamlar, Lice'de Medeni Yıldırım'ın katledilmesi, Yüksekova'da üç kardeşimizin katledilmesi, Roboski'de iki yıldır faillerin ortaya çıkarılmaması, Rojava'nın tehlike olarak görülmesi, Rojava sınırına duvarın örülmesi ve daha bir çok olay gösteriyor ki AKP kendi hesapları ile yol alıyor" ifadesini kulandı.
TUNCEL: YENİ BİR SEÇENEK SUNMALIYIZ
HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel, konferansın Öcalan'ın çağrısıyla yapılan konferansların bir ayağı olduğunu hatırlattı, Hewler’de yapılması planlanan Kürt Konferansı'nın hala gerçekleşmediğini söyledi.
Türkiye'de değişim sürecinin çok kolay olmadığını kaydeden Tuncel, "Bunu söylediğimizde iktidar '10 yıl önce bunları konuşabiliyor muydunuz' diyor. Evet konuşamıyorduk. Ama bu AKP'nin değil, direnen, bedel ödeyen Kürt halkının başarısıdır. Tarih bize gösterdi ki egemenler asla ve asla egemenliklerinden vazgeçmez. Onların egemenliklerini biz yıkacağız" diye konuştu.
Kürt sorununun çözülmemesinin nedeni olarak ulus devleti işaret eden Tuncel, "Çünkü ulus devlet, milliyetçiliği körüklüyor ve mücadeleyi buraya kilitliyor" dedi. Tuncel, AKP'nin de devletleştiğini, ulus devletin sahibi olduğunu, bunun için de her türlü özgürlükleri gasp ettiğini söyledi.
Tuncel, artık Türkiye'nin eskisi gibi olmayacağını belirtti ve şöyle devam etti: "Birincisi Kürt sorununun çözümü konusunda yaşanan süreç. Öcalan'ın Amed Newroz'unda başlattığı süreç dünya siyasetini etkileyecek. İkincisi ise Gezi direnişi ile başlayan süreç. Artık insanların eskiyi kabul etmediği bir süreç. Yeni bir süreç, yeni bir siyaset gerekiyor. Bunu, gücünü toplayan bir güç yapar. HDP'nin böyle bir gücü var. Bu hayalimizi gerçekleştirmek için mücadeleyi büyütmek durumundayız. Eski tarz siyaset, uslupla siyaset yapmak mümkün değil. Buna yanıt olursak kazanırız, aksi durumda kaybederiz. Değişmezsek tarihin çöp sepetinde yer alırız. Böyle bir lüksümüz yok, halklarımıza yeni seçenek sunmak zorundayız."
"Barış bizim için yaşamın kendisi" diyen Tuncel, "Egemenlerin barışı ile bizim barışımız aynı değil. Barış onların çıkarına olmadığı için savaşta ısrar ediyor. Kürt özgürlük hareketi güven arttırıcı hareketler konusunda önemli adımlar attı. Ateşkes, sınır dışına çıkış... Ama Türkiye buna karşı adım atmadı: Gever, Paris, Roboskî ve daha bir çok şey... Hükümet hiçbir yasal adım atmadı. Balbay'ı bıraktılar ama bizim arkadaşlarımızı bırakmak için hala gerekçeli kararı okuyorlar. Yorum genelde sosyalistler devrimciler için negatif, diğerleri için pozitif oluyor" diye konuştu.
Yeni dönem açısından güven arttırıcı adımların atılması gerektiğini, bunun olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Tuncel, "Süreç, tek taraflı gitmez. Hükümete tekrar görevlerini hatırlatmalı, adım atmasını zorlamalıyız. Yerel seçim süreci bizim için gündemi değiştirmeyecektir. Ulus devleti korumaya çalışıyorlar. Barış bizim ihtiyacımız ise en çok da biz mücadele etmeliyiz" dedi.
BİLGEN: YERELLEŞMENİN ZAMANI GELDİ
Barış Meclisi üyesi Ayhan Bilgen, "Zamanı gelmiş fikrin önünde dünyanın hiçbir yanlış olgusu duramaz" dedi, yerelleşmenin zamanı gelmiş bir fikir olduğunu kaydetti. Bilgen, şunları söyledi: "Yerelleşme bozulma ve yeniden kurulma sürecidir. Siyasetin yeniden dizaynı için dilimizin yeniden kurulmasını ve örgütlenme biçimimizi inşa etmeliyiz."
İzmit'ten gelen Sinan Odabaş, hayatın asıl yaşandığı yerin yereller olduğunu söyledi. "Siyaset zaten merkezi bir aktivitedir" diyen, Odabaşı, yerinden hayatı üretmek gerektiğini kaydetti.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, "Önümüzdeki dönem bakımından avantajlarımız olduğu gibi dezavanajlarımız var" diyerek, AKP'nin toplum üzerindeki siyasal etkisinin zayıfladığını söyledi.
HDK Genel Meclis üyesi Yıldız Tar, "Evet yeni bir şey var: HDP içerisinde LGBTİ hareketi. 20 yıldır var olan mücadele HDP'nin de önünü açacaktır" dedi. Savaş ve şoven iklimin her kırılmasının LGBTİ'lerin ve kadınların hayatlarına doğrudan bir özgürlük alanı açacağını kaydeden Tar, aynı zamanda trans cinayetleri ve nefret suçlarının da sona ereceğini söyledi. Tar, "İktidarı yuvarlaştıracaksak bu LGBTİ'lerle olacak" dedi.
Konferans, özerk yerel yönetim anlayışı, özgür ve demokratik belediyecilik konusunda BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak'ın konuşmasıyla devam edecek. / anf
Güncelleme Tarihi: 15 Aralık 2013, 20:18