Maxmur'da 5 köyün kurtarıldığı operasyon notları

11-12 Eylül günü IŞİD çetelerine karşı Maxmur Direniş Birlikleri’nin (YBM) gerçekleştirdiği operasyon tarihe çok önemli notlar bıraktı.

Maxmur'da 5 köyün kurtarıldığı operasyon notları
DEMHAT TOLHILDAN / ANF

11-12 Eylül günü IŞİD çetelerine karşı Maxmur Direniş Birlikleri’nin (YBM) gerçekleştirdiği operasyon tarihe çok önemli notlar bıraktı. Gerilla-Peşmerge ortak operasyonu askeri güçlerin ortak harekatını güçlendirirken, halkta siyasal birlikteliğe dönük umut ve beklentilerini büyüttü.


Yekineyen Berxwedana Maxmure (Maxmur Direniş Güçleri) YBM’nin operasyon yapacağının haberi ile bizler de Bakırtê kasabasına doğru yol aldık. Geçtiğimiz günlerde çetelerin elinde alınan Bakırtê kasabasına geldiğimizde bir asayişten geçtik. Kasabaya girer girmez yakın zamanda bir çatışmadan çıktığı anlaşılıyordu. İlk göze çarpan yanmış olan bazı evler oluyordu. Ondan sonra içinde gezmeye başladığımızda ise çatışmalara ait detaylar yavaş yavaş göze çarpıyordu. Bir harabe kente dönüşen Bakırtê’de şimdi kimseler yaşamıyor. Çetelerin geldiği süreçte kasabadaki herkes göç etmek zorunda kalmış. İnsanlar o kadar çabuk çıkmışlar ki eşyalarını alamadan gitmişler. Geriye kalan eşyaları ise çeteler tarafından talan edilmiş. Baktığımız evlerdeki eşyalar dağıtılmış veya tahrip edilmiş. Eşyaların dağıtılmasına baktığında evleri arayanların savaş ganimetidir diye değerli eşyaları aradıkları anlaşılıyordu.

Bakırtê sokaklarının sessizliğini bozan çetelerin elinde bulunan Leçeka, Mahmudiye, Xırbanê, Reşidiye ve Fatıma köylerine yönelik operasyona gelen gerilla ve peşmerge güçleriydi.

GERİLLA-PEŞMERGE ORTAK OPERASYONU

Operasyon güçleri eylem hazırlıklarını yapıyordu. Her bir grupta kimler gidecek ve nasıl gidecek tartışmaları yürütülüyordu. Hepsinde de bir heyecan olduğu da gözlerden kaçmıyordu. Peşmergeler gerillalar ile operasyona katılmanın kendileri için büyük bir şans olduğunu söylüyorlardı. Çünkü gerillanın savaş tecrübesini bire bir görmek ve onların tecrübelerinden faydalanmak peşmergeler için çok önemli oluyordu.

“PEŞMERGELERİN GÜVENLİĞİ SİZE AİT”

Gerillanın savaşa giderken en çok dikkat çeken talimatı ise kendileriyle birlikte gelecek olan peşmergeleri korumalarıydı. Gerilla komutanları sürekli arkadaşlarına “kimin yanında hangi peşmerge varsa onların güvenliği size ait. Bunların savaş tecrübeleri yok, onun için her bir adımda onları kontrolünüzde tutun” diyerek, arkadaşlarına kendi güvenlikleri yanı sıra peşmergenin de güvenliğini teslim ediyordu.

ÇOK SAYIDA GAZETECİ OPERASYONU İZLEDİ

Gecenin ilerleyen saatlerini geride bırakırken eylem heyecanı herkesi sarmıştı. Mevzilere doğru gitmemize izin verilmese de belli bir mesafede takip edebilecektik. Tabii eylem başlamadan hemen öncesinde güney Kürdistanlı birçok gazete ve televizyoncunun da orada hazır olduklarını gördük. Anlaşılan operasyon alanına bizde başka gazeteciler de gelmişti. Herkes bulunduğu yerde çatışmaları kaydetmek için sessiz bir şekilde bekliyordu.

KOMUTA GERİLLADA

Saat 03.00’ı geçmeye başladığı andan itibaren gerillaların telsizlerinde bir hareketlilik olduğu anlaşılıyordu. Eylem peşmerge ile ortak yapılsa da komutanın gerilla da olduğu anlaşılıyordu. Ve gerilla komutanları tüm eylem gruplarının yerlerine ulaştığından emin olduktan sonra harekete geçme talimatını verdiler.

Gerilla komutanlarının “başlayın” talimatından sonra her tarafta mermiler ve bombalar patlamaya başladı. Karanlığın ortasında mermilerin izleri, atılan roketlerin ve havan güllelerinin patlarken oluşturdukları alevler görünüyordu. Her beş köyde çatışmalar başlamıştı. Karanlığı yaran patlama sesleri içinde bizler de gerillanın telsiz konuşmalarında ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Deneyimli gerilla komutanları soğukkanlı bir şekilde tüm eylem birliklerini anı anına takip ederek gerekli talimatları veriyor, arkadaşlarına yol gösteriyorlardı.

HAVA AYDINLANDIKÇA MANZARA ORTAYA ÇIKIYORDU

Hava aydınlanmaya başladıkça çatışmaların manzarası ortaya çıkmaya başlıyordu. Her tarafta dumanlar yükseliyordu. Ortalığı bir toz bulutu kaplamıştı. Bazı yerlerde silah sesleri azalmaya başlarken bazı yerlerde de daha da artıyordu. Artık son hamlelerin yapıldığı söyleniyordu. O hamleler de fazla uzun sürmeden sonuç aldı ve telsiz konuşmalarında kontrol altına alınan köylerin isimleri söylendi.

Tüm köyler denetime alınıp, güvenli olduğundan emin olunduktan sonra kontrollü bir şekilde gazetecilerin köylere gitmesine izin verildi. Ayrı ayrı köylere gittik. Bir grup gerilla ile birlikte Mahmudiye köyüne gittim.

MAHMUDİYE KÖYÜ

Mahmudiye köyüne yaklaştıkça çatışmaların izlerini görebiliyorduk. Köyün sokaklarında gerillalar ile peşmergeler geziyordu. Birçok evin damında çevreyi kontrol eden gerillalar göze çarpıyordu. Yine gerillalar önde girdikleri köyün evlerini tek tek arayarak içinde çete kalıp kalmadığına da bakıyorlardı.  Köydeki en yüksek evin çatısına asılan HPG flaması denetimin gerillanın eline geçtiğinin kanıtı oluyordu.

Bu arada yanımızdaki gerillalar sürekli olarak bizi tuzaklar konusunda uyarıyorlardı. Kendi başımıza hareket etmememizi, kontrol edilen yerlerin dışına çıkmamamızı, yürürken de dikkatli adım atmamız gerektiğini söylüyorlardı. Çeteler hem yollara, hem sokak aralarına, hem de evlerin içine mayınlar döşeyerek tuzaklamalar yapmışlar. Zaten kısa bir süre içinde hem yollardaki hem de evlerdeki döşenmiş olan mayınları gördükçe yapılan uyarıların boş olmadığını anlıyorduk.

ÇATIŞMANIN İZLERİ

Köyü gezdikçe çatışma anı ve sonuçları daha fazla açığa çıkıyordu. Yerlerde yatan çetelere ait cenazeler, çetelerden alınan askeri mühimmat, askeri araçlar, yıkılmış duvarlar savaşın en somut gerçeği olarak karşımızda duruyordu.

Köyün hemen girişinde IŞİD çetelerine ait biri yanmış iki araba vardı. Her iki arabaya da çok sayıda fazla mermi isabet etmişti. Arabaların bir tanesinin doçka arabası olduğu yanındaki boş kovan mermilerinden anlaşılıyordu. Yüzlerce boş kovan mermisi bu mevzide uzun süre çatışma yaşandığını gösteriyordu.  

Bir yerde gerillalar çetelere ait olan biri doçka diğeri normal olan iki arabayı köy meydanına getiriyordu. Arabalar geldikten sonra çevresine kalabalık bir grup toplandı. Peşmergeler arabaların yanına giderek tek tek hatıra fotoğrafları çektiriyorlardı. Böylece kendilerinin de çatışmanın içinde olduklarını kayda alıyorlardı.

Yaşanan telaş ve kalabalığın içinde gerilla ve peşmergelere çatışmaların nasıl geçtiğini soruyoruz. Fazla zorlanmadıklarını, kısa bir sürede köyün düştüğünü anlatıyorlardı. Çetelerin böylesi bir operasyonu beklemediğini ve bir şok yaşadıklarını anlatıyorlardı. Birçok yerde mermi bile atmadan şehirleri alan çeteler kendilerine yönelik böylesi bir operasyon karşısında neye uğradıklarını anlamamışlardı. Yaşanan şok ve telaş, yine karşılarındaki kararlı savaşçı gücünü gören çetelerin çoğu kaçarak Mahmudiye köyünden uzaklaşmıştı.  

KÖY ASKERİ ÜS HALİNE GETİRİLMİŞTİ

Çatışmaların yaşandığı Mahmudiye köyünde dikkatleri çeken en önemli şey ise köyde her hangi bir sivil yaşam izinin olmadığıydı. Arapların yerleşim yerleri olan köydeki sivillerin köyü terk ettikleri anlaşılıyordu. Normal bir köyde bazen birkaç tavuk, bazen birkaç hayvan bile orada birilerinin normal yaşamlarına devam ettirdiğini gösterir. Mahmudiye köyünde savaş için konumlanmış olan çetelerin yerleştiklerini gösteren belirtiler dışında bir şey yoktu. Hem yapılan mevzileri, hem kalınan yerler köyün tamamen bir askeri üs haline getirildiğini gösteriyordu. Zaten normal köylülerin olduğu bir yere kimse bu kadar mayın döşemezdi. Çünkü bu mayınlar yüzünden hareket alanı çok sınırlı kalıyordu. Yine evlerin çoğunda eşyalar götürülmüştü. Kalanlar ise çeteler tarafından talan edilmişti.

OPERASYON SONUÇLARI

Mahmudiye köyünü gezdikten sonra direniş güçleri ile birlikte tekrardan Bakıtê kasabasına doğru yol aldık. Geldiğimiz yerde çok sayıda gerilla ve peşmerge gücü vardı. Akşam karanlığında göremediğimiz herkes neredeyse burada toplanmıştı. Herkes sonuçlara ilişkin bilgi almaya çalışıyordu. Biz de diğer köylerdeki sonuçları öğrenmeye çalışıyorduk. O köylerde de durumlar Mahmudiye köyünden farklı değildi. Oralarda da çeteler ağır kayıplar vermiş ve kaçıp gitmişlerdi. Saatler ilerledikçe de sonuçlar netleşmeye başlıyordu. Çeteler yirmiden fazla kayıp vermiş, çok sayıda askeri mühimmat ve araç da direniş güçlerinin eline geçmişti. Yaşanan çatışmalar boyunca üç gerilla ve iki peşmerge de yaşamını yitirmişti.

HALK DİRENİŞİ SAHİPLENDİ

Yaşamını yitiren gerillaların Önce Maxmur kampına ardında Kandil dağına götürülmesi sırasında on binlerce insanın konvoy halinde hareket etmesi, Kürt halkının da kendilerini feda eden savaşçılara ne kadar sahip çıktığını gösteriyordu. Maxmur’dan Hewlere, Hewler’den Kandil dağına kadar onbinlerin gerillayı sahiplenişi Kürt halkının IŞİD çetelerine karşı yürütülen direnişi sahiplendiğini gösteriyordu.

Yaşanan çatışmalar ve sonuçlarına bakıldığında Maxmur direniş güçlerinin büyük bir kahramanlık örneği sergileyerek gerçekleştirdikleri operasyon genel alanının güvenliği açısından da büyük bir öneme sahip. Çetelerin alandaki varlığı başta Maxmur kasabası olmak üzere Hewler’in güvenliği için de risk teşkil etmektedir. Bu operasyon ile var olan bu risk tümden olmasa da büyük oradan ortadan kaldırılmış oldu.

Yine gerillanın operasyondaki rolünün öne çıkması, peşmergeye öncülük etmesi güneyli güçler için de oldukça önemli olmuştu. Bu operasyon ile de gerillanın peşmergeye ne kadar moral verdiği ve savaşa motive ettiği bir kez daha görülmüş oldu. Gerillanın savaş deneyimi ve gücü olmadan çetelere karşı bir savaşın yürütülemeyeceği operasyonun bir başka notu oldu.   

Gerilla ve peşmergenin ortak gerçekleştirdiği bu operasyonun böylesi bir süreçte gerçekleşmesi de tüm dünyaya birlikteliğin mesajı olarak verilmişti. Çatışma mevzilerindeki ortaklaşma, bu operasyon ile daha da güçlendirdi. Hem mevzilerdeki savaşçılar hem de sokaktaki insanlar üst makamlardan bu ortaklaşmanın siyasi bir karaktere kavuşturulmasını bekliyor. 

 

Güncelleme Tarihi: 14 Eylül 2014, 13:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER