Avukat Veysel Vesek bianet’e yaptığı açıklamada, beraat eden Celile Erarslan ve İsa Yağbasan’a daha önce verilen para cezalarıyla ilgili, “Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 323/3 maddesi uyarınca zararın maddi ve manevi olarak karşılanması, mahkumiyet kararının tüm etkileriyle ortadan kaldırılması için tazminat davası açacaklarını” söyledi.
Suç: Kürtçe Newroz daveti
Dönemin Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyesi olan Erarslan ve Yağbasan, Hüsnü Babat, Faik Kaplan, Metin Demir ve Salih Karaviş ile birlikte Şırnak’ın İdil ilçesinde Newroz kutlamaları etkinliği için tertip komitesi olarak 15 Mart 2007’de İdil Kaymakamlığına başvuru yaptı. 19 Mart 2007’de de Türkçe ve Kürtçe hazırlanmış el ilanlarını dağıttılar. El ilanının üzerinde DTP’nin amblemi ve her iki dilde ‘Newroz bayramı, DTP tarafından ya gerçek demokrasi ya hiç, şiarıyla 21 Mart günü Newroz meydanında bir miting ile kutlanacaktır’ yazıyordu.
İdil İlçe Emniyet Müdürlüğünün el ilanlarının dağıtıldığı gün yaptığı ihbar üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürtçe ilan hakkında Siyasi Partiler Kanunu’nun 81. maddesi yollamasıyla 117. maddesi uyarınca “Türkçe’den başka bir dili siyasi parti faaliyetlerinde kullanmak” suçlamasıyla soruşturma başlattı. 24 Temmuz 2007’de İdil Asliye Ceza Mahkemesi’nde haklarında dava açıldı.
“Türkçe dışında başka dil”
İdil Asliye Ceza Mahkemesi 17 Eylül 2008’deki kararıyla sanıkların 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, para cezasına çevrilerek her sanığın 3 bin 600 TL adli para cezası ödemesine karar verdi.
Kararın gerekçesinde, “Newroz ilanında Türkçe dışında başka bir dil (Kürtçe) kaleme alınmış ifadelerin bulunduğu, eylemlerinin mensubu oldukları siyasi partinin gerçekleştirdiği bir hareket çerçevesinde değerlendirilebileceği, Siyasi Partiler Kanunu’nun 81/3. maddesi uyarınca suçun işlendiğinin kesin olduğu” ifadeleri kullanıldı.
Sanıklar ise el ilanlarını Newroz Bayramı Tertip Komitesi adına hazırladıklarını, üyesi oldukları DTP’yle ilgisi bulunmadığını, bu cezanın ifade özgürlüğünün ihlali olduğunu belirttiler. Mahkeme kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. Başvuruda, mahkemenin kararının, Kürtçe’nin günlük yaşamda kullanılmasının sınırlandırılmasına yönelik olduğunu da belirttiler.
AYM: Dil, ifade özgürlüğüdür
Kaplan, Karaviş, Demir ve Babat’ın başvuruları süresi geçtikten sonra yapıldığı için “süre aşımı” nedeniyle kabul edilmezken Erarslan ve Yağbasan’la ilgili karar verildi.
Anayasa Mahkemesi, 20 Kasım 20142te verdiği kararında, mahkemenin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) daha önceki ifade özgürlüğü kararlarına atıfta bulundu. Kararda ayrıca Anayasa’nın “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı 26. maddesi de hatırlatıldı:
“Bu koşullarda, Anayasa’nın 26. maddesi çerçevesinde başvurucuların ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulduğunun kabul edilmesi gerekir.”
“Anayasa’nın 26. maddesi, her türlü kültürel, siyasal ve sosyal bilgi ve fikirlerin paylaşıldığı ortamlara dâhil olan bireylerin bilgi ve fikir alışverişinde bulunurken istedikleri dili tercih etme özgürlüğünü kapsamaktadır. Bu bağlamda bir ifade aracı olan dil, şüphesiz ki Anayasa’nın 26. maddesinin teminatı altındadır.”
Mahkeme, Erarslan ile Yağbasan’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve yeniden yargılamaya hükmetti. İdil Asliye Ceza Mahkemesi de AYM’nin kararına uydu ve iki kişi beraat etti.
Avukat Vesek, diğer dört sanıkla ilgili de üç günlük süre aşımı sebebiyle AYM’deki başvuruları kabul edilmeyen Babat, Kaplan, Karaviş ve Demir için yeniden yargılama talep etti. Mahkeme bu konuda henüz karar vermedi.
Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2015, 09:44