İsviçre’nin başkenti Bern’de Uluslararası Kürt Kadın Hareketi temsilciliği Bern Parlamentosu kadın komisyonu ile düzenlediği etkinlikte BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilcilerinden Melike Yaşar, Kürt kadın siyasetçi Şükran Sincar birer sunum yaptı.
Etkinlik, Bern Parlamentosu Kadın Komisyonu Başkanı Yvoline Feri başkanlığında yürütüldü. Feri açılışta yaptığı konuşmada, bu buluşmanın İsviçreli siyasetçi kadınlar açısından, kadın mücadelesinde yeni bir ivme anlamına geldiğini söyledi.
Etkinlikte ilk sunumu, Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilcilerinden Melike Yaşar yaptı.
Kürdistan tarihi özeti ile konuşmasına başlayan Yaşar, Kürdistan’ın İsviçre topraklarında 1923 yılında Lozan Antlaşması sonucu dörde bölündüğünü belirtti. Rojava’da yaşanan gelişmeler ve Suriye’deki Kürtlerin durumuna dikkat çeken Yaşar, son üç yılda, Kürtlerin kendi politik çizgisini net bir şekilde belirlediğini sözlerine ekledi. Kürtlerin Rojava’da üçüncü yolu tercih ettiğini kaydeden Yaşar, “Demokratik özerklik inşası hedefi ile 19 Temmuz 2011’de devrime doğru ilk adım atıldı” dedi.
Rojava’da ve Suriye’de kadınların eşit bir şekilde temsil edildiğini, öz yönetim ve örgütlenme esprisi ile kadınların Yekitiya Star çatısı altında meclisler, komisyonlar, akademiler şeklinde örgütlendiğini de ifade etti.
Kürtlerin, Cenevre 2’ye davet edilmemesine cevap olarak, 3’üncü yol dedikleri, demokratik özerklik inşa çalışmaları kapsamında kantonlar şeklinde örgütlenerek ilanettiklerini de belirtti.
BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ise, Türkiye’de kadın hareketi ve kadınların durumunu değerlendirdi. Demokratik Kadın Hareketi’nin bileşeni olduklarını vurgulayan Beştaş, “Kadın mücadelesi bizim için tarihi değil stratejik bir meseledir. Kadın ideolojimizi toplumda yaşamsallaşmak istiyoruz” dedi.
“Dünyanın hiçbir ülkesinde hala tam olarak kadın ve erkek eşitliği sağlanmış değil, hala 21.yy da temel çelişkilerden bir tanesidir” diye devam eden Beştaş, Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) bileşenlerinin STÖ’ler, kadın, gençlik örgütleri, siyasi partiler ve birçok kadının oluşturduğu bir inisiyatif olduğunu söyledi.
Paris katliamı soruşturmasına ilişkin ise Beştaş şunları söyledi: “3 Ocak’ta PKK lideri Sayın Abdullah Öcalanla uzun süreden sonra resmi yetkililer tarafından bulunduğu cezaevinde bir görüşme gerçekleştirildi. Ardından 6 gün sonra Paris Katliamı 9 Ocak 2013’te yapıldı. Bu katliamın yapılmasındaki en büyük hedef örgütlenen ve güçlenen kadınlar olup, müzakere sürecine de bir darbe vurmaktı” dedi.
Bu davaya bakan bir avukat olduğunu da ifade eden Beştaş, “Ama maalesef şu ana kadar soruşturma sonuç vermedi ve Ömer Güney dışında bir güce işaret edilmemiştir. Bu katliamın Avrupa topraklarında işlendiğini ve tüm Avrupa devletleri bu katliamın aydınlatılmasından sorumludur. Burada bir çağırı yapmak istiyorum; gelin birlikte bu olayın aydınlatılması için ortaklaşa çalışalım. Çünkü bu katliam sadece siyasi değil aynı zamanda kadın hareketinin mücadelesine dönük bir suikasttır” dedi.
Birçok siyasi aktivistin KCK davaları kapsamında tutuklandığını da söyleyen Beştaş’ın ardından Şükran Sincar sözü aldı. İsviçre’deki kadın meclisleri örgütlenme modelini ele alan Sincar, “Kürt kadın meclisi olarak örgütleniyoruz, Bern, Zürich ve Baselde meclislerimiz var, sosyal siyasal sorun ve toplumsal sorunlara ilişkin tartışmalar geliştiriyoruz” dedi.
Sunumlar ardından yapılan değerlendirmeler yapıldı. Düzenli bir şekilde ilişkilerin sürmesi kararlaştırıldı. / anf
Güncelleme Tarihi: 06 Mart 2014, 10:54