Toplantı Paris'te suikast sonucu öldürülen Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. İlk açış konuşmasını yapan Bağlar Belediye Eş Başkanı Birsen Kaya Akat, Ortadoğu'da egemenlerin böl-parçala-yönet uygulamalarıyla yeni bir dizayna gittiğini belirterek savaşa karşı Ortadoğu halklarının, kadınlarının ortak hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı. Akat, 2016 yılında Nepal'de düzenlenecek konferans öncesi bir araya gelmeyi çok önemli bulduğunu söyledi. Bu toplantının kadınların dayanışma ve mücadelesine güç katacağını belirten Akat, toplantının deneyimlerin paylaşılması açısından da büyük önem taşıdığını ifade etti.    

Dünya Kadın Konferansı Avrupa Koordinatörü Monica Geartner-Engel de Kobanê'de Kürt kadınlarının İŞİD'e karşı verdiği mücadelenin tüm dünyaya ve dünya kadınlarına bir mesaj verdiğini söyledi. Ortadoğu'daki savaş nedeniyle bugün dünya ülkelerinde bir göç dalgasını yaşandığını anlatan  Geartner-Engel, pek çok Rojavalı Kürt kadınının Almanya'da olduğunu ifade etti. Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak da, Dünya Kadın Konferansı'nın, kimlikleri, inançları, kültürleri ne olursa olsun tüm kadınları kadınlık ortak paydasında bir araya getirmeye çalışan, bir dünya kadın örgütlülüğü olduğunu söyledi.  

ORTADOĞU'DA KATLİAM YAŞANIYOR

Kışanak, Ortadoğu'daki savaşın kadınların tarih boyunca bin bir emekle yarattığı özgürlük alanlarını ellerinden almaya, Ortaçağ'ın karanlıklarına çekmeye çalıştığını söyledi. Kışanak, "Büyük bir savaşın ortasındayız. Şengal'de, Kobanê'de, Gazze'de Cizîre' de, Afrîn'de, her tarafta büyük bir savaş, insanlık dışı bir katliam yaşanıyor" dedi. Ortadoğu Bölge Hazırlık Toplantısı'ndan güçlü bir sesle çıkılabileceğini ifade eden Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:

ORTADOĞU HALKLARI ORTAK TAVIR GELİŞTİRMELİ

"Şengal'deki Êzidi kadın da, Rojava'daki Kürt kadın da, Qamışlo'daki Süryani kadın da, Gazze'deki Filistin'deki Arap kadın da, Mısır'daki Lübnan'daki kadın da... Biz biriz.  Biz özgürlük istiyoruz. Biz eşitlik istiyoruz. Bu vahşi saldırıların, bu çete organizasyonlarının artık hayatımızdan, ülkemizden, topraklarımızdan çıkmasını istiyoruz. Bu saldırı hepimizi vuruyor."

DAİŞ’in bütün gücünü Kürtlere karşı savaşa yöneltmiş gibi görünse de aslında bir bütün olarak Ortadoğu halklarını hedefine aldığını kaydeden Kışanak, DAİŞ’e karşı Ortadoğu halklarının ortak tavır geliştirmesi gerektiğini söyledi. Kışanak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İŞİD'in Musul'da, Maxmur'da yaptıklarını gördük. Kadınları cariye olarak alıp köle olarak alıp-satan, kadınlara tecavüzü kendilerince gerekçelendiren ve meşrulaştıran vahşi bir güruhla karşı karşıyayız. Bu insanlık dışı saldırılara karşı kadınların savunmasını yükseltmesi, direnişi yükseltmesi gerekiyor. Biz Kürt kadınları olarak bu savaşın mağduru değil, kazananı olacağız. Bu kadar iddialıyız. Ara bir seçenek yoktur. Kaçmayacağız. Geri durmayacağız. Kişiliğimizi, kadınların kazanımlarını, özgürlüğümüzü sonuna kadar savunacağız. Bedeli ağır olabilir, ancak bu vahşi saldırılar karşısında pes etmeyeceğiz. Tüm insanlık adına, kadınlar adına  bu mücadeleyi kazanacağız. Demokratik değerler adına, özgürlük değerleri adına bu mücadeleyi kazanacağız."

ORTADOĞULU KADINLAR BERABER HAREKET ETMELİ

Kışanak, tüm Ortadoğulu kadınları beraber hareket etmeye çağırarak, "O nedenle Ortadoğu'daki tüm kadın yoldaşlarımızı, Filistinli kız kardeşlerimizi, Suriye'deki kız kardeşlerimizi, Arap, Süryani, Ermeni kız kardeşlerimizi, Kürt kız kardeşleri ile birlikte olmaya, ele ele tutuşarak bu mücadeleyi kazanmaya davet ediyoruz. Biz kadınlara ve Ortadoğu halklarına sadece bu yükü paylaşmayı değil, bu zaferin de gururunu paylaşmayı öneriyoruz. Gelin bu zaferi beraber kazanalım. Kesinlikle Kobanê, Rojava kaybetmeyecek. Kürt kadınları kaybetmeyecektir" diye konuştu. Açış konuşmalarının ardından Dünya Kadın Konferansı Avrupa Koordinatörü Monica Geartner-Engel Dünya Kadın Konferansı'nın tarihsel aşamalarını, çalışmalarını ve eylemlerini slaytlarla anlattı. / Firatnews