CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Dokunulmazlıklar
“Dokunulmazlıklar konusunda ‘kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlık olmasın’ deniyor. Biz bunu zaten kabul ettik. Düşünce özgürlüğü bağlamında, siyaset bağlamında bir dokunulmazlık olmalı.
“Birden bire dokunulmazlıkların gündeme gelmesinin arkasında başka bir düşünce yatıyor. Milletvekili dokunulmazlığı belli konularla sınırlanmalı.
“Şunun yanıtını Davutoğlu’ndan alamadım; Gelen öneri ile benim dokunulmazlığım kalkıyor ama Başbakan Davutoğlu’nun dokunulmazlığı kalkmıyor. Neden?
“Parti programımız gayet açık. Orada dokunulmazlıkların kaldırılması varken nasıl hayır deriz. Dokunulmazlıkların kaldırılması bu haliyle Anayasa’ya aykırı. Anayasa’ya uygun olması için görüşmelerimiz oldu.
“Bugün parlamentoda kavga oluyor. En çok üzülenlerden biri de benim. Bizim vekillerimiz asla kavga etmiyor. Parlamentoyu bu noktaya kimler getirdi? Neden Meclis sürekli kavga eder bir görünümde?
“Siyasi iktidarın Türkiye’nin geleceğini düşünmeleri gerekir. Aşırı kutuplaşma toplumda derin yaralara sebep olabilir. Partiler bir araya gelip dokunulmazlık meselesine çözüm bulabilirdi. Bülent Ecevit döneminde Anayasa’nın 65 maddesi değişti. Koalisyon döneminde büyük bir uzlaşma yaşandı.
Cumhurbaşkanlığı makamı
“Cumhurbaşkanı’nı anayasal sınırlara çekilmesi için zorlamamız lazım. Bu sadece benim görevim değil. Tarafsız değil Cumhurbaşkanı. AK Parti’nin Eş Genel Başkanı pozisyonunda. Tarafsız davranacağına dair Cumhurbaşkanı yemin etti.
“Yemin ettikten sonra ona herkesin uyması lazım. Tarafsız davranmıyorsunuz demiyorlar. Herkes korkuyor o yüzden ben söylüyorum. Cumurbaşkanı’nı halk seçiyorsa bu Anayasa’yı da halk seçti.
Anayasa Mahkemesi’nde el sıkmama fotoğrafı
“Elimi sıknmasını beklemiyordum. Biz makama saygılıyız. Eleştiririz ama saygıda kusur etmiyoruz.
“Biz Erdoğan’ın kininin tutsağı olduğunu bildiğimiz için gelip geçeceğini biliyorduk. Gazeteciler de tahmin ediyordu. Fotoğraf çekmek için konumlandığı yer başka bir yerdi.
Laiklik tartışması
“Bu ülkede hiç kimse inancında dolayı ötekileştirilmiyorsa bizim için sorun yok. Geçmişte laikliği dinsizlik olarak söylediler. En sonunda bir MHP milletvekili açık açık söyledi. “CHP’ye dinsiz parti diyorlar” dedi.
“Laiklik bütün inançların güvencesidir. Bunun kuralları vardır. Kimse buna karşı çımıyor. Osmanlı’da da şu ya da bu şekilde laiklik vardı. Bunun arkasına sığınarak yeni bir şey yapmak istediler. Bunun daha tartışılması lazım.
“Toplumun bunu iyi anlaması lazım. Ortodoğu bataklığına bakın. Laik düzen olmadığı için bu şekildeler. Bizde de mezhepler var. Müslümanlığın gereği de budur. Müslümanlık da başkasının inancına müdahale etmemektir.
“Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları bu konuda doğrudur. Laiklik aynı zamanda tasavvuf geleneğinin de güvencesidir. Biz bukültürü ancak laiklikle koruyabiliriz. Vehhabi kültürü Türkiye’ye getirilmek isteniyor.
Baykal kaseti
“Erdoğan’ın kaseti izlediğini gördüm. Kendisine o kaseti izletenler Erdoğan’ı kayıt altına alıyor. Kaseti Erdoğan’a gönderenlerin ‘paralel yapı’ olduğuna inanmıyorum. O dönem Başbakan’dı. Bir Başbakan’a o görüntüleri izlemek yakışır mı?
“Erdoğan tarafından kaseti bulun talimatı MİT’e verilmedi. Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapılmıştır. Baykal kaseti ile ilgili bir kumpas var ve bu doğru. Sayın Baykal da kaseti kimin servis ettiğini biliyor. Biri bana bu kaseti izletse derhal onu görevden alırdım. En yetkili kaynak “Bize bu talimat gelmedi” demiştir. Bu kasette başka birisinden de bahsediliyor. “2 gün daha beklersek daha net görüntüler elde edeceğiz” diyor.
“Baykal, Erdoğan ile görüşmeden önce izin istedi. Ben bu görüşmenin kendisine zarar vereceğini de söyledim. Baykal Türk siyasetinde önemli bir aktördür. İlkeleri doğruları olan bir siyasetçidir.
Ergenekon ve Balyoz davaları
“Keşke şu sorulsaydı: “Siz savcı olarak bu davada beraat edenleri nasıl karşılıyorsunuz?” Her şeye rağmen dürüst hakimler tüm bu olanları gün yüzüne çıkardı.”
Güncelleme Tarihi: 29 Nisan 2016, 18:34