PKK yasağının kaldırılması talebiyle yapılacak yürüyüşe katılan Kürdistanlılar ve dostlarını selamlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Bugün Avrupa devletlerinin Kürt halkının demokratik özgür iradesi olan PKK üzerinde uyguladığı baskıları ve terörizm yaftasını protesto etmek ve PKK’nin Avrupa’nın terörizm listesinden çıkarılması için Luxemburg’tan Strasburg’a gerçekleştirdiğiniz onurlu yürüyüşünüzü Kürdistan'ın özgür dağlarında devrimci tüm duygularımızla en sıcak biçimde selamlıyoruz” dedi.
20. yüzyılda çözülmeyen Kürt sorununun da Kürdistan’ın dörde parçalanmasında ve o günden günümüze kadar Kürtler üzerinde gerçekleştirilen toplumsal soykırım, asimilasyon, darağacı, zindan ve sürgünlerde Avrupa devletlerinin rolünün çok büyük olduğuna dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı şunlara dikkat çekti: “Avrupa, bir halkın üzerinde uygulanan fiziki ve kültürel soykırıma göz yumuş, suç ortaklığı yapmıştır. Türk sömürgeci devletinin Kürdistan'da 90’lı yıllarda geliştirdiği ahlaksız, kuralsız, kirli savaşını her bakımdan desteklemiştir. Bu yıllarda Kürdistan'da 4 bin köy yakılıp viraneye çevrilerek boşaltılmıştır. Milyonlarca Kürdistanlı Türkiye metropollerine ve Avrupa’ya zoraki göçertilmiş, binlerce faili meçhul cinayet işlenmiş, yüz binlerce insan gözaltına alınmış, tutuklanmış ve katledilmiştir. Avrupa, çıkarları için kendi demokratik, ahlaki değerlerini ayaklar altına alma pahasına Türk sömürgeciliğinin bu zalimce politikalarını görmezden gelip destek olmuştur. Türk sömürgeci devletinin geliştirdiği özel savaş politikalarına göz yumuş, TC’nin Kürtler üzerinde uygulamakta mubah gördüğü her şeyi kabullenmiş ve desteklemiştir.
Ancak Kürtler TC faşizminin fiziki ve kültürel soykırım politikalarına karşı varlıklarını koruma ve özgürlüklerini gerçekleştirmek için haklı ve doğal olarak tepki geliştirince, Avrupa’nın buna cevabı, PKK’yi Avrupa’da yasaklamak ve terörist ilan etmek olmuştur. Almanya’nın bu haksız ve tamamen ekonomik ve siyasi çıkarlara dayanan kararı, artık Almanya halkı, onurlu aydın ve siyasetçileri tarafından da kabul edilmemektedir. PKK yasağının kalkması ve PKK’nin terörizm listesinden çıkarılması için Alman Sol parti milletvekillerinin parlamentoda gösterdikleri duruş, bu anlamda son derece değerli ve onurlu bir duruş olmuştur. Halkımız ve PKK, Alman sol milletvekillerinin gösterdiği bu tutumu selamlamıştır. Alman sol milletvekilleri bu tutumlarıyla Alman halkının gerçek demokratik iradesi olmuşlardır. Alman halkının PKK’ye nasıl yaklaştığı ve PKK’yi nasıl değerlendirdiği sol milletvekillerinin tutumunda açıkça görülmüştür.”
PKK’nin Avrupa devletlerine ve Avrupa halklarına yönelik hiçbir eyleminin olmadığını da hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “PKK ve Kürtler kendi doğal hakları olan demokrasi ve özgürlüklerinden başka bir şey istememiştir. Avrupa’da bunun için verdikleri mücadele tamamen demokratik ve meşru sınırlar içerisinde olmuştur. Ne var ki, Kürtlerin kendi Demokratik Özerklik statüsünü istemelerine dahi tahammül edemeyen Avrupa’nın bu tutumu ikiyüzlü ve çifte standart bir politikadır. Avrupa’nın, PKK ve Kürt halkına yönelik baskıcı, yasakçı ve PKK’yi terörist ilan eden politikalarını Avrupa halklarının desteklemediğini çok iyi bilmekteyiz. Kürt halkı bu büyük haksızlığı baştan beri kabullenmemiş, buna karşı Avrupa dostlarıyla birlikte sürekli direnmiştir. Kürt halk Önderi Reber Apo’nun İmralı adasında geliştirdiği ideolojik, felsefik, ahlaki görüşler, onun büyük demokrasi ve özgürlük arayışı olmaktadır. Kürtlerin özgürlüğüyle birlikte tüm kültürlerin, inanç topluluklarının ve halkların özgürlüğü bu temelde birlikte mücadeleyi yükseltmekte geçmektedir. Reber Apo’nun halkların demokrasi, özgürlük ve barış içinde kardeşçe bir arada yaşamaları için geliştirdiği ideolojik ve felsefik görüşlerin ne kadar yaşamsal değerde olduğu bugün daha iyi görülmüştür. Özgür Kürdistan’la birlikte, Türkiye'nin demokratikleşmesi de bu temelde olacaktır. Tüm halklar ve kültürler için Reber Apo’nun verdiği büyük mücadele ve savunduğu görüşlerine rağmen PKK’nin halen yasaklı ve terörizm listesinde tutulması, ancak sadece Avrupa’nın kirli çıkarlarına ve ikiyüzlü politikalarına yorumlanabilir” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı PKK’nin bugün Ortadoğu halklarının ve insanlığın başına bela olan DAİŞ faşizmine karşı verdiği mücadele ile sadece Kürt halkının değil, Ortadoğu halklarının ve tüm insanlığın özgürlük ve demokrasi değerlerini savunduğuna dikkat çekti.
Böyle bir hareketin Avrupa tarafından terörist ilan edilmesinin, tarihin ve tüm zamanların en büyük haksızlığı olduğunu da vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, şöyle devam etti: “Ancak ekonomik ve siyasi çıkarlarını demokrasi ve özgürlük değerlinin üstünde tutan Avrupa devletlerinin politikaları bir tarafa, bizim için asıl önemli olan halklardır. Avrupa halklarının, aydınlarının ve sanatçılarının vicdanı bizim için önemlidir. Demokrasi ve özgürlük değerlerini savunan devrimciler, sanatçılar ve aydınlar her zaman PKK yasağına karşı tutum koymuş ve halkımızla birlikte olmuşlardır.”
Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ideolojik, siyasi ve ahlaki öncü gücü olan PKK’nin terörist ilan edilmesinin, Kürt halkı tarafından onur ve vicdan sahibi olan herkes tarafından baştan itibaren büyük bir tepkiyle karşılandığını da ifade eden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı “Ve hiçbir zaman kabul edilmemiştir. Kürtler ve PKK üzerinde 20 yıldır süren bu büyük haksızlık, uluslararası 15 Şubat komplosuyla birlikte en kabul edilemez düzeye çıkarılmıştır. Kürt halk Önderi Reber Apo, demokrasinin beşiği iddiasında olan Amerika ve Avrupa tarafından tezgâhlanan tarihin en kirli ve en büyük komplosu sonucunda Türkiye'ye teslim edilmiştir. Söz konusu Kürtler olunca, Avrupa devletleri demokrasi ve özgürlükler adına olan tüm değerlerini yok saymaktan çekinmemiştir. Bu, Kürtlere karşı adeta bir onur savaşı olmuştur. Kürtler ve dostları bu büyük haksızlığa karşı mücadelelerini kesintisiz olarak geliştirmiş ve daha da yükseltmişlerdir. Avrupa’nın, PKK’yi bugünden sonra terörizm listesinde tutması kadar kabul edilebilir bir durum olamaz. Kürdistanlılar ve dostları, Avrupa halklarının, aydın ve sanatçılarının, vicdan sahibi tüm kesimlerin desteğini aldıkça, Kürtlere ve PKK’ye yönelik bu büyük haksızlık giderilecektir. PKK yasağının kaldırılması için Luxemburg’tan Strasburg’a gerçekleştirdiğiniz bu onurlu yürüyüş bu anlamda çok değerlidir” dedi.
“Avrupa’nın dört bir yanından Strasburg’a akın eden yüz binler burada Reber Apo’nun özgürlüğü için imza verecek ve uluslararası komplonun yıl dönümünde, 14 Şubat’ta tam bir insan seli oluşturarak komployu lanetleyecektir. Kendi demokratik ve özgür iradelerini bir kez daha ortaya koyacaklarıdır. Avrupa’daki tüm Kürdistanlıları ve dostlarımızı Önder Apo’nun özgürlüğü ve uluslararası komplonun lanetlenmesi için yediden - yetmişe herkesi Strasburg’a çağırıyoruz” diye devam eden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürt halkının 14 Şubat’ta Strasbourg’da yüz binlerle bir araya gelip demokratik iradesini ortaya koyması, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürtlerin kendi demokratik özgür statüsün gerçekleştirmesi açısından tarihi önemde olacağına da dikkat çekti.
Açıklamada son olarak, “Bu vesileyle onurlu yürüyüşünüzü bir kez daha selamlıyor, Reber Apo ile birlikte özgür Kürdistan'ın zamanıdır diyoruz” denildi.
Güncelleme Tarihi: 03 Şubat 2015, 08:38