Yazılı bir açıklama yayınlayan KCK Eşbaşkanlığı, bundan 26 yıl önce Güney Kürdistan’ın Halepçe kentinde gerçekleştirilen ve binlere Kürdün katledilmesine yol açan insanlık dışı katliamı kınadı.
“Hitler faşizminin ve Nagazaki’ye atılan atom bombasının bir örneğini faşist Saddam rejimi Halepçe üzerinde uyguladı. Kimyasal hardal ve sarin gazları Kürtlerin üzerine atıldı. Binlerce yaşlı, genç, kadın, çocuk vahşice katledildi” denilen KCK Eşbaşkanlığı açıklamasında, Halepçe katliamının insanlığın tanık olduğu ve uluslararası hegemonik güçlerin suç ortaklığı yaptığı bir katliam olduğunu belirtti.
Beş bini aşkın Kürdün acımasızca katledildiği katliamda ne sosyalizm adına hareket eden güçlerin, ne de zaten faşist Saddam rejimini destekleyen kapitalist-modernist güçlerin hiçbir tepki göstermeden Kürtlere reva görülen bu barbarlığa, suç ortaklıklarını tescillediklerini ifade etti.
“Tam bir soykırım örneği olan katliamın ardından yüz binlerce Kürdün aç ve sefil bir halde yönünü Türkiye ve İran’a çevirerek sığınmak zorunda kalması neredeyse ikinci bir Halepçe gibidir” diye devam eden açıklamada, sorunun Kürtler ve Kürdistan olunca uluslararası kirli çıkarların her şeyin üstünde tutulduğu, bir halkın en doğal yaşam ve özgürlük hakkının ayaklar altına alındığı belirtildi.
Bu politikanın Kürt halkı üzerinde bugün de halen büyük ölçüde devam ettiği vurgulanan açıklamada, “Ama Kürt halkı onurundan ve özgürlüğünden taviz vermeden yaşamın tüm acımasız zorluklarına karşı direnmekten vazgeçmemiştir. Halkımız, özgürlüğü için birçok katliam, sürgün, darağacı ve zindan yaşamıştır, yarım asırlık bir direniş örneği göstermiştir. Bu direniş sayesindedir ki, Güney Kürdistan’da halkımız dönemin elverişli uluslararası ve bölgesel koşullarından da istifade ederek özgürlüğüne kavuşmuştur” dedi.
Artık hiçbir sömürgeci gücün Kürt halkının varlığı ve özgürlüğü önünde engel olamayacağını da kaydeden KCK Eşbaşkanlığı şunlara dikkat çekti: ”Halepçe ve Enfal katliamları nasıl ki Güney halkımızın özgürleşmesinin gerekçesi olduysa, Rojava’da insanlığın bir yüz karası olan inkar-ret ve asimilasyon politikaları yüz yılın en görkemli devrimine neden olduysa, Kuzey ve Doğu Kürdistan’da da halkımız gösterdiği amansız direniş ve mücadele ile özgürlüğüne kavuşacaktır. Halkımızın bu gün ulaştığı ulusal bilinç, birlik ve örgütlenme düzeyi Kürtler üzerinde uygulanan tüm katliam, sürgün ve yok sayma politikalarını boşa çıkaracak güçtedir.
Kürdistan halkı Halepçe, Enfal, Dersim, Zilan ve Doğu Kürdistan’da gerçekleştirilen katliamları hiçbir zaman unutmayacak ve bu katliamların uluslararası alanda birer soykırım suçu olarak tanınması için mücadelesini sürdürecek, bu tarihsel barbarlıkların hesabını mutlaka soracaktır.” / anf
Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2014, 10:13