AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 293’üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Mezopotamya’da Yakınlarını kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı. 1991 yılında yaşadığı köyde asker ve korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Halil Sanri’nin akıbetinin sorulduğu eylemde bir konuşma yapan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, IŞİD çetelerinin Kobanê’ye saldırılarını sert bir dille kınadı. Bilici, başta Türkiye olmak üzere uluslararası insan hakları kurumlarına ve insani yardım kuruluşlarına acil yardım çağrısında bulundu.
Bilici, yıllardır bu meydandan kayıpların bulunması için onurlu bir mücadele verdiklerini ve sonuç alıncaya kadar da bunun sürdürme kararlılığında olduklarını belirtti. Eylemlerinde kayıpların kaybediliş hikayelerini anlattıklarını ve faillerinin kimler olduğu deşifre ederek kamuoyuna açıkladıklarını belirten Bilici, devlet aklının ve zihninin hala aynı anlayışla kendini sürdürdüğünü ve bu nedenle sonuç alamadıklarını ifade etti. Bazı faillerin yargı karşısına çıkarıldığını ancak bu devletin taşıdığı bu zihniyet nedeniyle bir süre onları da serbest bıraktığı kaydeden Bilici, bu durumu devlet içindeki kirli politikaların dışı vurumu olarak açıkladı.
IŞİD çetelerinin Kobanê’ye saldırılarını dikkat çekerek konuşmasını sürdüren Bilici, çeteci unsurların Kürt halkının elde ettiği statüyü ele geçirmeye çalıştıklarını söyledi. Saldırgan çetecilerin desteklendiğini ifade eden Bilici “Bu vahşeti yapanlar kendi başına değil. Suudi, Katar, Türkiye bunlara destek veriyor. Emperyalist ve hegemonik devletlerde destekliyor. Eğer destek verilmesiydi, bu barbar, berduş çeteler bu katliamları yapamazdı” diye konuştu.
Türkiye’nin Kürtlerle barış içinde yaşamak istiyorsa yüzünü Rojava’ya dönmesi gerektiğini ve desteklemesi gerektiğini belirterek Türkiye’ye çağrıda bulunan Bilici, “Çetelerin üzerinde desteğini çekmezse, zannediyorum ki ilerde süreç konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacak. Eğer barış sürecinin doğru bir şekilde ilerlemesi isteniyorsa, Rojava’ya hemen anlamlı ve sonuç alıcı bir destek vermesi gerekiyor. Çünkü Türkiye bundan sonra Kürtlerle yaşayacak” dedi.
Uluslararası güçlere, insan hakları kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Bilici, “Oluşturduğuz ve kabul ettiğiniz insan hakları sözleşmelerine saygınız varsa, Rojava’da uygulanan katliama, vahşete duyarsız kalmayın. Sözleşmelerin gereklerini yerine getirin ve yardım edin. Eğer bu vahşete müdahale etmezseniz, bir dakika ya da bir saat geç kalırsanız sizde ortağı olursunuz. Gün bu gündür, yarın her şey için çok geç olur” diye uyardı.
Bilici’nin ardından İHD Amed Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 1991 yılında yaşadığı köyde asker ve korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Halil Sanri’nin hikayesini anlattı. İnceören şunları belirtti: “Anlatımlara ve beyanlara göre; Halil Sanri 22 yaşındaydı ve Şırnak’ın Cizre ilçesinde bağlı ve Cudi dağı eteklerinde yer alan Benova köyünde ikamet ediyordu.
Halil Sanri, 28 Mart 1991 tarihinde ikamet ettiği köyün yakınlarında, asker ve korucular tarafından gözaltına alınır. Ailesi Halil’den bir haber alabilmek için çeşitli düzeylerde girişimlerde bulunur, ancak girişimlerden hiç bir sonuç alınamaz ve Halil’in nerde olduğunu öğrenemez. Aile çocukları Halil’in öldürüldüğüne inanıyor. Aradan geçen 23 yıla rağmen Halil Sanri’nın akıbeti hala meçhul.”
Yapılan konuşmaların ardından kayıp Halil Sanri ve tüm kayıplar için 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
BATMAN
İHD Batman Şubesi ile kayıp yakınları, Yılmaz Güney Parkı önünde 293'ncü haftasında eylemlerine devam etti. Eyleme İHD yöneticileri, kayıp yakınları, STÖ temsilcileri, IŞİD saldırılarından göç ederek Batman'a yerleşen bazı Êzidîler ve Batmanlılar katıldı. Eylemde, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı ile kayıpların fotoğrafları açıldı. Açıklama yapan İHD üyesi İlyas Tarım, 90'lı yıllarda katledilenlerin akıbetlerini sorarak, faillerin bulunma çağrısında bulundu. Halkın vergileriyle ve paralarıyla anadillerini onlara yasaklayan bu zihniyet ve sisteme karşı soykırım kıskacındaki bu halkın öz gücüyle açtıkları okullarla hunharca saldırıların tek bir izahi faşizm olduğunu ifade eden Tarım, Kürtlerin anadilinin önemine değinerek, Kürt halkının kimliği, dili ve kültürü yasal güvence altına alınması gerektiğini dile getirdi.
"Soysuzlar topluluğu" olarak tanımladığı IŞİD çetelerinin Güney Kürdistan ve Rojava halklarına karşı büyük bir katliam hazırlığı içerisinde olduğunu belirten Tarım, "Daha geçen ay Şengal'de Êzidî halkını katliamlardan geçiren bu barbar örgüt, bugün de Kobanê'deki halklara ağır silahlarla saldırıyor. 30 ülkenin gördüğü IŞİD vahşetini Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı 'Öfke topluluğu' denilen yine AKP'li bir Diyarbakır milletvekilinin 'İŞID fazla abartılıyor' sözleri Türkiye'nin savaşın hangi tarafından olduğunu kanıtlar niteliktedir" dedi.
Bütün Ortadoğu ve uluslararası güçleri Kobanê'yê sahip çağrısında bulunan Tarım, "AKP hükümetine de çağrıda bulunuyoruz; Rojava haklarına gereken tüm insanı desteğin sağlanmasını istiyoruz. Eğer Rojava haklarını destelemeyiz diyorsanız da IŞİD terörünü beslemekten vazgeçin" diye konuştu.
Açıklama beş dakikalık eylem ile son buldu.
CİZRE
Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 301'inci haftasında Sanat Sokağı başında bir araya gelen Dayîkên Şemiyê (Cumartesi Anneleri), 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban giden yakınlarının akıbetini sormaya devam etti. Her hafta olduğu gibi bu hafta da anneler kaybedilen yüzlerce yurttaşın fotoğraflarının bulunduğu "Kayıplar albümü" pankartı ile kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşındı.
MEYA-DER, İHD yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kayıp yakının katıldığı eylemde bu hafta 1994 yılında Cizre'nin Cudi mahallesinde bulunan evinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İhsan Arslan'ın akıbeti soruldu.
Kaybedilen eşinin hikâyelerini anlatan Şevkiye Arslan sözlerine "Burada fotoğrafları taşınan insanları kimin katlettiğini, kimler tarafından götürüldüğünü herkes biliyor" diyerek başladı.
Dönemin JİTEM komutanı olan Cizre İlçe Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Hekim Bedran'ın da aralarında bulunduğu korucuların evlerini basıp kayın biraderi Osman Arslan'ın evde olup olmadığını sorduktan sonra evi aradıklarını anlatan Şevkiye Arslan, o sırada evde bulunan eşinin kimliğine bakılıp gidildiğini söyledi. Evden çıkan Temizöz ve adamları ayrıldıkları eve kısa bir süre sonra yeniden gelerek eşini gözaltına alarak ayrıldı.
Gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz kalan eşi ile birlikte elleri kelepçelenmiş bir kişinin daha birkaç gün sonra Temizöz ve adamları tarafından evlerine geri getirildiğini anlatan Şevkiye Arslan, ardından her ikisinin de yeniden götürüldüğünü söyledi.
Eşinin götürülmesini gören kızının babasının arkasından ağlaması üzerine eşinin kızına dönüp 'ağlama kızım geri geleceğim' dediğini beliren Arslan, o günden sonra da eşinden haber alamadıklarını söyledi. Eşinin akıbetinin bulunmasını ve faillerinden hesap sorulmasını isteyen Şevkiye Arslan'ın konuşmasının ardından kısa süreli oturma eylemi ile bu haftaki eylem sona erdi. / Firatnews