Kadınlar milletvekillerine, "Tezkereyi onaylamayın, tampon veya güvenlikli bölgeye karşı çıkın" çağrısını yaptı.
Tezkerenin TSK'nın sınır ötesine geçerek çarpışması anlamına geleceğine dikkat çeken kadınlar, "Bu çarpışmanın ne gibi acılara, acıların ne gibi husumetlere, intikam duygularına yol açacağı düşünülmüş müdür? Bu intikam duygularının hangi yeni IŞİD’leri doğuracağı tahmin edilmiş midir?" diye sordu.
Tampon bölgenin ise "insansızlaştırma" demek olduğunun altını çizen kadınlar, şunları kaydetti:
"Tampon bölge, bir bölgenin insansız olduğu varsayımına dayanmaktadır. Halbuki Kürtlerin Rojava adını verdiği bu bölge insansız değildir. Buralarda hem Kürtler, hem de Araplar, Süryaniler, Ermeniler ve Êzîdîler yaşamakta, ve ortak bir biçimde kendi kendilerini yönetmektedirler.
Bu bölgenin tampon veya 'güvenlikli' bölge olması için önce insansızlaştırılması gerekmektedir. Bu da yüzbinlerin göç ettirilmesi, daha fazla ölüm, yoksulluk ve acı demektir. Daha da fazla insanı yerinden yurdundan etmek, en iyi durumda bile istikrar değil, istikrarsızlık getirir. Sivil halkın yaşamını geri dönülmez şekilde altüst etmektir.
Kadınlar, tezkere, tampon bölge ve güvenlikli bölge önerilerinin Türkiye'de bir çözüm süreci yaşanırken ortaya çıktığının unutulmaması gerektiğini belirtti ve ekledi: Karşı tarafın iradesi yok sayılarak, kardeşlerinin, akrabalarının, yakınlarının yöreler boş sayılarak, barışın tek bir tarafın istekleri doğrultusunda yapılabileceği var sayılarak barış olmaz.
Savaş gerçekten halkların iradesine kulak vermekle, acılarını dindirmekle, yerlerini yurtlarını iade etmekle biter. Kadınlar savaşın bedellerini çok ağır şekilde ödediklerinden, savaşın bitmesini de en çok isteyenlerdir. Kadınlar olarak savaşın bitmesi, kalıcı ve gerçek bir barışın tesisi için birlikte çalışmak dışında çaremiz yoktur. İşte bu yüzden, ilk olarak, biz kadınlar hep birlikte tezkerenin ve tampon bölgenin karşısında durmak zorundayız.
Temsili demokrasinin aracıları olarak sizlerin, kritik bir kavşakta alacağınız tutum halkların geleceği konusunda kader tayin edici olacaktır ve tarihidir. Bu nedenle sizden isteğimiz barış çağrımıza kulak vermenizdir!"
Metinde imzası olan kadın örgütleri şöyle:
Barış için Kadın Girişimi, Amargi İzmir, ANKA LGBT, Ankara Feminist Kolektif,Ankara Kadın Platformu, Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Bursa Koza Kadın Derneği, Demokratik Özgür Kadın Hareketi, Emek Partili kadınlar, Genel-İş'den Kadınlar, Gökkuşağı Kadın Derneği, Halkevci Kadınlar, HDK-HDP Kadın Meclisleri, İmece Kadın Dayanışma Derneği ve İmece Ev İşçileri Sendikası, İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu, İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonu, İstanbul Feminist Kolektif, İzmir Feminist Kolektif, Filmmor Kadın Kooperatifi, KADAV'lı kadınlar, Kadın Emeği Kollektifi, Kadın Yazarlar Derneği, Kampüs Cadıları, KESK'li Kadınlar , Özgür Genç Kadın, Sendikal Güç Birliği Platformu-Kadın Koordinasyonu, Sinop Kadın Platformu, Sosyalist Demokrasi Partisi'nden Kadınlar, Sosyalist Feminist Kolektif, Sosyalist Kadın Meclisleri, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Kadın Meclisi
Türk Tabibleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Vicdani Retçi Kadınlar, Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, Yeni Demokrat Kadın, Yeşil Sol Kadınlar ve 78liler Dernekleri Federasyonu'ndan Kadınlar.