Rojava'dan bir heyet, Suriye Ulusal Konseyi'nde yer alan bazı örgüt ve kişilerle görüşmek üzere 7 Haziran'dan bu yana Türkiye'de. Heyet, SUK'la yaptığı görüşmelerin yanı sıra bu hafta sonu Ankara'da yapılacak olan HDK/HDP kongresine de katılacak.
Heyette yer alan PYD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Bashira Darwis, Ortadoğu'daki son durum üzerine sorularımıza yanıt verdi.
Suriye Ulusal Konseyi'ne bağlı bazı örgütlerle görüşmeler yapmak üzere Türkiye'de bulunduğunuzu biliyoruz. Görüşmelerin amacı nedir? IŞİD'in saldırılarının ardından yaşanan son gelişmelere bağlı bir görüşme mi?
Bizim amacımız Suriye'deki muhalefeti tek çatı altında birleştirmek. Bu yönde görüşmeler gerçekleştiriyoruz. IŞİD'in saldırıları biz görüşmeler için Türkiye'ye geldiğimiz günlerde saldırılarına başladı. Belki de bu yüzden özellikle saldırdılar. Onlarla ilişki kurmayalım diye. Bu görüşmelerin dün ya da ondan önceki gün planlanmış değil. Günler öncesinden planlanmış.
SURİYE MUHALEFETİ GERÇEK DURUMU GÖRMEYE BAŞLADI
IŞİD'in saldırılarıyla gelişen bu son durum, Suriye muhalefetini yan yana getirmek için işlerini kolaylaştırıyor mu?
Elbette bu saldırılarla beraber IŞİD'in sadece Kürtleri hedef almadığını gördüler. IŞİD'in bin 400 yıl öncesine dayanan gelenekleri sürdüren, başı açık bir kadın, sigara içen bir erkek gördüğünde katlini helal sayan, kadınların, kız çocuklarının tecavüze uğramasını meşrulaştıran bir yaklaşımları var. Elbette bu yaşanan zulüm, onlarda da bunun sadece Kürtlere yönelik olmadığını sadece Rojava'ya yönelik bir saldırı olmadığının hissini verdi. Bu konuda bizi anladıklarını söylediler.
Bu son gelişmeler düşünüldüğünde Rojava olarak ne yapacaklar?
7 Haziran'dan bu yana Türkiye'deyiz. O nedenle Rojava'da nasıl bir plan ve proje çizildiğini bilmiyoruz açıkçası. Ama şunu söyleyebilirim: Biz yine savunmamızı yapacağız, Rojava'da yaşayan bütün halklar olarak. Süryani Askeri Meclisi de açıklama yapmıştı. Onlar bizden önce hedef. Onların da bu yönde bir savunma mekanizması geliştirdiğini biliyoruz.
TÜRK DEVLETİ ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATMALI
Rojava'da halkın yönetime el koyduğu 19 Temmuz 2012'den bugüne, Türk devletinin Rojava'ya yönelik politikasında herhangi bir değişiklik görüyor musunuz?
Bizim Türkiye ile çok canlı bir ilişki kurduğumuz söylenemez. Heyetler elbette görüştüler ama çok ciddi ve sıkı bir ilişki içinde olunduğunu söylemek mümkün değil. Biz Rojava bölgesi olarak Suriye'ye bağlı bir yönetimiz. Yalnız bizim sınırlarımız Türkiye ve Irak'la var. Dolayısıyla bu devletler de görüşmeler gerçekleştiriyoruz. IŞİD'in düzenlediği saldırılara baktığımız zaman yalnızca Rojava değil, Türkiye ve Irak da tehdit altındadır. Bizim isteğimiz Rojava'yı da içine alan bir barış ortamının gelişmesidir. Bu yönden de Türkiye'nin üzerine en önemli görev, Önder Apo'nun yaptığı barış çağrıları karşısında somut adımlar atıp bu süreci geliştirmektir. Dolayısıyla bu sürecin gelişmesi ile beraber bizim de Türkiye ile ilişkilerimiz düzelecektir.
Türkiye'de bulundukları süre içerisinde Türk devleti ile herhangi bir temasları oldu mu?
Bu süre içerisinde Türk devleti yetkilileri ile herhangi bir görüşme yapmadık. Görüştüğümüz kişiler Suriye muhalefetinden olan kişilerdi. Bundan sonra ne olacak bilmiyoruz. Yarın Ankara'ya HDK/HDP kongresine katılacağız. Hükümet tarafından bir davet gelirse de, kendi aramızda konuşup katılıp katılmayacağımıza karar veririz. Ancak buraya gelmemizdeki öncelik Suriye muhalefeti ile görüşme yapmak içindir.
Sizin heyet olarak görüşme talebiniz oldu mu?
Hayır olmadı.
IŞİD'in saldırılarının ardından YPG'nin ve HPG'nin "Kürt bölgelerini birlikte savunalım" diye açıklamaları oldu. Son gelişmeler, KDP'nin Rojava politikasını değiştirir mi?
Kürt halkının beklentisi şu; Barzani başta olmak üzere KDP'nin Rojava devrimini desteklemesidir, tanımasıdır. YPG'nin "Biz Kürt halkını her yerde savunmaya hazırız" açıklamasına karşılık olarak, Barzani'nin de böyle bir açıklama yapmasını beklerdik. IŞİD'in saldırısından önce Semelka sınır kapısı kapalıydı. Resmi olarak açık ancak tam olarak işletildiğini söylemek mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde hamile bir kadının Güney Kürdistan'a geçmesi gerekiyordu tedavi için. Ancak saatlerce bekletilmek zorunda kaldı. Ambargonun tamamen kalktığını, kapıların açıldığını söylemek çok zor. Şu an burada olduğumuz için orada da tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz.
Türkiye'ye rahat gelebildiniz mi? Sınır kapısındaki muamele nasıldı?
İlk gün gittiğimizde ismimiz Türk devleti tarafından bildirilmediği için geri çevirdiler. İkinci gün de akşama kadar beklettiler, ondan sonra geçebildik. Bize yönelik sözlü bir tacizleri olmadı ancak sınırda 1,5 günden fazla bekledik ve bu yüzden de sıkıntı yaşadık.
IŞİD TÜM HALKLAR İÇİN TEHLİKE
Son gelişmelere baktığımızda ne olacak Suriye'de? Ne öngörüyorsunuz?
IŞİD'in mantığını biliyoruz. Elinde kılıçla hilafet peşinde olan, bin 400 yıl önceki mantelite ile hareket eden bir örgüt. Şengal'de Ezidi Kürtlere saldırıyor. Rojava'da Müslüman Kürtlere saldırıyor. Aslında kendisinden olmayan herkese saldıracak. Bu çok ciddi bir tehlikedir. Bütün halklara karşı büyük bir katliam yapabilir.
Nasıl durdurulacak? Irak hükümeti, Amerikan yönetimine 'hava saldırısında bulun' çağrısını yaptı. Çözüm bu mu? Nasıl durdurulacak IŞİD?
Ortadoğu'da IŞİD ilerleyişini durduracak tek şey; Rojava'da bizim kurduğumuz sistemdir. Rojava ve Suriye'de yaşayan bütün halklar olarak kendi sınırlarımızı koruyup, IŞİD'in varlığını sınırlarımız içinde bitirdikten sonra Suriye'de eşitlikçi, daha demokratik, daha özgürlükçü ortamın olabilmesi için ortak mücadele yürütmeliyiz. IŞİD, emperyal güçlerin kapitalizmi Ortadoğu'ya sokan ve bununla beraber Ortadoğu'da yeni sınırlar çizmeye çalışan, halkın çıkarlarını değil de kendi çıkarlarını göz önünde bulunduran bir güçler topluluğunun desteklediği bir örgüt. Fas'tan, Cezayir'den, Guantanoma'dan bazı insanların gelip burada halklara saldırdığını biliyoruz. Dolayısıyla orada verilebilecek en önemli cevap bütün halkların örgütlenerek hem emperyal güçlerin hem de radikal İslami güçlerin Rojava'da ve her yerde varlığına izin vermemesidir. / anf
Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2014, 11:48