İHD Hakkari Şubesi ve MAZLUMDER Hakkari Şubesi tarafından; Yüksekova'da 6 Aralık'ta HPG gerillalarının mezarlarının tahrip edilmesini protesto eden kitleye polis saldırısı ardından özel harekat polisleri tarafından Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir'in katledilmesine ilişkin görgü tanıkları ve olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde iki ayrı rapor hazırlandı.
MAZLUMDER Hakkari Şube Başkanı Cengiz Şen dernek binasında yaptığı basın toplantısında olayın örtbas edilmemesi gerektiğini söyldi. Yetkililerin açıkladığı bilgilerin inandırıcılıktan uzak olduğuna da dikkat çeken Şen, "Göstericiler ateşli silah kullandı" iddiasını kanıtlamak zorunda olduğunu vurguladı. Şen, "Şayet iddia edildiği gibi göstericiler arasında ateşli silah kullanılmışsa resmi makamlar bunu kanıtlamak zorundadır. Olay ile ilgili olarak ulusal medyaya dağıtılan görüntülerden net bir şey anlaşılamamaktadır. Görüntülerin olay gününe ait olup olmadığı uzman bir heyet tarafından incelenmelidir" dedi.
Görüntülerin gerçek olması durumunda ise eli silahlı oldukları idida edilen kişilerin öldürülen şahıslar olduğunu kanıtlamak gerektiğine de dikkat çeken şöyle devam etti: “Polis araçlarında ve çevrede kamera olmasına rağmen şahısların vurulma anına ait hiçbir görüntü resmi makamlar tarafından kamuoyuna sunulmamıştır. Öldürülen şahısların polis ile çatışmaya girdiklerine dair resmi makamlar tarafından hiçbir bilgi ve belge kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu durum infaz olduğuna dair kuvvetli şüpheler ortaya çıkarmaktadır."
İHD Hakkari Şubesi de Mehmet Reşit ve Veysel İşbilir’in katledilmlesine ilişkin hazırladığı rapor dernek binasında düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Şube Başkanı İsmail Akbulut, insanların demokratik taleplerini dile getirmelerinin bazı çevrelerin hoşuna gitmediğinin bu olayla bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
"İki yurttaşın katledilmesi ile sonuçlanan olayın sorumluları bir an önce ortaya çıkarılmalı" diyen Akbulut, "Güvenlik güçlerinin basın açıklamasından sonra kitleye müdahalesinde orantısız güç kullandığı, sivil halkın üzerine ateşli silahlarla ateş açıldığı ve bunun sonucunda ölümlerin yaşandığı tespit edilmiştir" dedi.
"Olay sonrası basına dağıtılan görüntülerde silahlı kişinin bir çatının üzerinde olduğu görülmekte iken caddede vatandaşların öldürülmesi görüntülerle olayın bir alakasının bulunmadığı tespit edilmiştir" diyen Akbulut iki kişinin ölümünün çarpıtılmaya çalışıldığını söyledi.
Hakkâri Valiliği'nin yaptığı açıklamaların aileleri derinden yaraladığını belirten Akbulut, görgü tanıkları ve inceleme sonucu rapora yansıyan bölümleri şöyle anlattı: "Demokratik bir basın açıklaması ve sonrasında yapılan yürüyüşe anti demokratik yöntemlerle ve ateşli silahlar kullanılarak güvenlik güçlerince müdahale yapılması kabul edilemez. Nedeni ne olursa olsun sivil ve silahsız vatandaşların ateşli silahlarla taranmasının bir izahı olamaz. Hakkari Valiliği tarafından olayla ilgili bir soruşturma başlatılmadan öldürülen kişilerin PKK militanı olarak lanse edilmesi sürece hizmet etmemektedir. Böylesi açıklamalarla öldürülen kişilerin ailelerini daha da yaralamıştır. Hükümet her açıklamasında sürecin halen devam ettiğini belirtmektedir. Ancak süreç samimi bir şekilde devam ediyorsa olayla ilgili bir soruşturma başlatıp olayla ilgili kusuru bulunan kişileri ve öldürülen vatandaşların faillerini yargı önüne çıkarmak zorundadır" dedi.
Polisin cenaze törenindeki tavrının da, bir provokasyon arayışı olduğunu belirten Akbulut, "Olayda yaşamını yitiren iki vatandaşın cenaze törenleri öncesi ve sonrasında güvenlik güçleri provokasyon için sürekli halkı tahrik etmiştir. Cenaze töreninden sonra dağılan kitleye yine güvenlik güçlerince orantısız güç kullanılmış halka ateş açılmış ve olay esnasında kafasından ağır yaralanan Bermal Topçu adlı şahıs Van Araştırma Hastanesine kaldırılmıştır. Halen bilincinin kapalı olduğu ve hayati tehlikesinin devam etmektedir" dedi.
Birilerinin bölgedeki olumlu barış havasından rahatsız olduğunu, bunun için de provokasyon yaratmak için çabaladığını belirten Akbulut şöyle devam etti: "Ancak bölge halkı olarak Sayın Öcalan'la başlayan diyalog ve barış sürecinin devam etmesi için bu tür provokasyonlara ve anlayışlara geçit vermeyeceğimizi belirtmek isteriz." / anf