İHD: Lice'de askerler öldürme kastıyla ateş açtı

İHD Diyarbakır Şubesi, Lice’de iki kişinin askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin bölgede yapılan incelemenin ardından hazırladığı raporu açıkladı.

İHD: Lice'de askerler öldürme kastıyla ateş açtı

İHD Diyarbakır Şubesi, Lice’de iki kişinin askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin bölgede yapılan incelemenin ardından hazırladığı raporu açıkladı. Raporda Lice’de yaşam hakkının ihlal edildiğini ve askerlerin kalekol yapımlarını protesto eden gruba kasıtlı ateş açtığını belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Lice’de 7 Haziran 2014 tarihinde meydana gelen ve 2 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan olayla ilgili raporunu açıkladı.

İHD Diyarbakır Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcısı Avukat Serdar Çelebi, olayın çok öncesinde askerlerin operasyon amacıyla bölgede konuşlandığını belirterek, “Bizim tespitlerimizde hazırlanmış bubi tuzakları vardı. Asker tamamen öldürmek için kitleye ateş açmıştır. Ramazan Baran, sırtından iki mermi yemiş. Bu da dağıtmaya yönelik değil, tamamen öldürmeye yöneliktir” dedi.

“Kalekol yapımlarına devam edilirse olaylar sürmeye devam edecektir. Elde ettiğimiz veriler ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da açıkladığı bilgilere göre, son bir yıl içerisinde bölge genelinde 341 yeni karakol yapımı ihale edilmiş, bunların bir bölümünün yapımı tamamlanmıştır.

“341 adet karakoldan 102 adedi inşaatları tamamlanarak teslim edilirken, 143 karakolun inşaat çalışmalarının devam ettiği, 36 karakolun ise ihale aşamasında olduğu tespit edilmiştir.

“Bu karakollar, güvenlik barajları/yolları gibi hususların bölgede ciddi anlamda huzursuzluk yaratığını ve çözüm sürecinin de ruhuna aykırılık teşkil ettiğini belirtmiştik.”

Raporda olaya ilişkin tespitler şu şekilde sıralandı:

” * Diyarbakır-Bingöl Karayolu’nda 15 gündür devam eden yol kesme eylemi, takriben karayolunun 60′ıncı kilometresinde Lice’ye bağlı Duru (Angul) Karakolu’na varmadan 2-3 kilometre mesafede gerçekleştirilmişken, 2 yurttaşın yaşamını yitirdiği bölge ise, yol kapatma eylemi alanının Bingöl istikametine doğru takriben 8-10 kilometre mesafedeki Biryas (Yukarı Çalıbükü) köyü yakınlarında ormanlık alan olduğu görülmüştür.

* Biryas köyüne yakın Kevrêbel Tepesi’nin bölgeye hakim bir tepe olduğu, askerlerin orada mevzilendiği, mevzi içindeki çalılıkların kurumuş olması ve tüketilen konserve kutularından askerlerin olaydan çok önce o alana konuşlandığı tespit edilmiştir.

* Askerlerin konuşlanmış olduğu alanın yol kesme eyleminin yapıldığı alana uzak olması, bu alanda da herhangi bir eylemselliğin olmadığı tespitlerinden yola çıkarak, askerlerin “operasyon amaçlı mı” orada olduğu yönünde kuşkular, hem bölge halkında hem de heyetimizde oluşmuştur.

* Heyetimiz olay yerinde yaptığı incelemeler sırasında askerin bulunduğu tepelik yerde askeri mevzilerin olduğu, mevzilerde olayda kullanıldığı düşünülen silahlara ait boş kovanlar olduğu, ayrıca askerlerin kumanya olarak kullandığı çok miktarda boş ve dolu konserve kutuları olduğu görülmüştür. Yine asker mevzilerine yakın bir noktada patlayıcı madde olduğu düşünülen bir cismin “bubi tuzağı” diye tabir edilen bir yöntemle tel bağlanmak suretiyle tuzaklandığı görülmüştür.

* Yöre halkının askeri birliğin konuşlandığını duyum alması üzerine, muhtemel bir askeri operasyon olabileceği yolunda kaygı ve kalekol yapımlarını protesto amacıyla birliğin bulunduğu alanda gösteri yaptığı tanık anlatımlarıyla da tespit edilmiştir.

* Yine tanık anlatımlarına göre, gösteri yapan grubun 25-30 kişiden oluştuğu, askerin konuşlu olduğu tepe ile göstericilerin arasında 100-150 metre mesafe olduğu, eylem sırasında göstericilerin askerlerin bulunduğu alanı terk etmesi yönünde taleplerinin olduğu ve askerlere doğru yürümeye başladıkları, askerlere yaklaştıktan sonra askerlerin birkaç gaz bombasıyla onları dağıtmaya çalıştığı, başarılı olamayınca da kitlenin üzerine direk ateş açamaya başladığı anlaşılmıştır.

* Olay yeri incelemesi ve görgü tanıklarının anlatımı sonucunda, olayın silahlı bir grubun askeri birliğe saldırısı sonucu çatışma çıktığına ilişkin herhangi bir emareye rastlanılmamış olması ve yine Genelkurmay Başkanlığı’nın yaralanan askerin kurşun yarası almadığı yönündeki açıklamasından yola çıkarak, 2 yurttaşın ölümünden önce herhangi bir çatışmanın çıkmadığı tespiti yapılmıştır.

* Olayda yaşamını yitiren Ramazan Baran’ın vücuduna isabet eden iki kurşununda sırt bölgesinden giriş yapıp göğüs bölgesinden çıktığı dikkate alındığında askerlerin göstericilere arkadan silah sıktığı ve öldürme kastıyla ateş edildiği tespiti yapılmıştır.”

Çelebi, tespitlerin ardından katliama ilişkin yetkililerin yanıtlamasını istediği bazı sorular sıraladı:

” * Yaklaşık 15 gündür devam eden ve karakolların yapımı ile askeri operasyonlara karşı olduğu belirtilen eyleme dönük bugüne kadar çözüme yönelik siyasi iktidar tarafından neden adım atılmamıştır, atılmış ise neler yapılmıştır?

* Karakolların yapımına son verilmesi ve barış sürecinin ilerlemesi amacıyla yapıldığı belirtilen gösterilere dönük meselenin diyalog yoluyla çözümü fırsatı varken, neden sadece askeri yöntemlere başvurulmuştur?

* Yukarıda tarif ettiğimiz üzere, olayın olduğu yerdeki askeri birlik o alanda herhangi bir gösteri veya yol kesme eylemi olmamasına rağmen, o alanda askerlerin bulunma amacı nedir?

* Silah kullanma emrini kim vermiştir, halka ateş edilmeden uyarı yapılmış mıdır? 25-30 kişilik bir grubu dağıtmak için neden bu kadar ağır sonuçlara yol açıcı bir yöntem izlenmiştir?

* Ölümle sonuçlanan olay sonrası adli ve idari makamlar etkin bir soruşturma yürütmüş müdür? Soruşturma kapsamında olay yerinde inceleme yapılarak, deliller toplanmış mıdır? Söz konusu askeri birlikten görevden alınan olmuş mudur? Ayrıca şu ana kadar neden herhangi bir fail tutuklanmamıştır?

* Bölgede karakol yapımlarına bunca tepki varken ve “çözüm süreci” adı altında bir süreç devam ederken, karakol yapımları neden hala devam etmektedir ?”

“Kasıtlı ateş açıldı”

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise Lice’de yaşam hakkının ihlal edildiğini ve askerlerin kalekol yapımlarını protesto eden gruba kasıtlı ateş açtığını belirtti.

“Lice olayları adeta geliyorum diyordu. Merkezi hükümetin tutumu bu konuda sertti. Yani çözümü geliştirmeye yönelik değildi. Burada yaşam hakkı ihlal edildi. Daha fazla insan ölebilirdi. Fakat ısrarla bastırmaya yönelik bir tutum sergilendi.

“Oradaki gençlerin olayların olduğu günün öncesi bir gözü de çalıştayda idi. Ancak Başbakan Yardımcısı Atalay ve İçişleri Bakanı Ala, sert açıklamalar yaptı. Bu da bu insanlar üzerinde umutsuzluğa neden oldu. Bu emri verenleri kınıyoruz. Olaylar zaten yolun kapalı olmayan kısmında meydana geliyor." / İMC

Güncelleme Tarihi: 13 Haziran 2014, 09:52
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER