Ölüm yıldönümünde Ahmet Kaya’yı mezarının başında rahmetle ve minnetle yad ettiğini belirten Kalın, Ahmet Kaya’nın, Anadolu topraklarının yetiştirdiği, yüreği büyük, gönlü zengin, yetenekli bir sanatçı olduğunu söyledi. Kalın, şöyle dedi: “Tabii burada hüzünlü bir gurbet hikayesi var. Zira ülkesini, vatanını, toprağını, o toprağının taşını, suyunu, güneşini, rüzgarını bu kadar seven bir insanın ahir ömründe yurt dışında vefat etmesi aslında çok hazin bir hikaye.”
‘HEP ÜLKESİNİN GÜZELLİKLERİ İÇİN MÜCADELE ETTİ’
Türkçedeki gurbet kelimesi ile gariban kelimesinin aynı kökten geldiğini ifade eden Kalın, şunları kaydetti: “Gurbette olmak garibanlıktır. Aslında bu dünyada olmak da gurbette olmak gibi bir şeydir ama Ahmet Kaya’nın yaşadığı ‘gurbette gurbet’ gibi bir şey oldu. Tabii unutulup gitmek, terk edilip gitmek Ahmet Kaya’ya yakışan bir tutum değildi. O hep ülkesinin güzellikleri için mücadele etmiş, kavga vermiş bir insandı. O yüzden ömrü boyunca ‘acılara tutunarak yaşamayı’ öğrendi. ‘Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne’ dediğinde o aslında bütün anaların yüreğinde taht kuran bir evladı ifade ediyordu, onun duygularını ifade ediyordu.”
Ahmet Kaya’nın sazıyla, sözüyle, şiiriyle her zaman hakkın, haklının yanında olduğunu dile getiren Kalın, şöyle devam etti: “Yeri geldi bu ülkenin namuslu solcularını, sağcılarını savundu. Yeri geldi 28 Şubat’ta başörtüsü mağduru olan bayan kardeşlerimizi savundu. Yeri geldi, yine 28 Şubat sürecinde bir şiir okuduğu için hapse mahkum edilen Cumhurbaşkanımızı Pınarhisar’a uğurlayan o kutlu topluluk içerisinde yer aldı.”
‘HERKESİN ULAŞAMADIĞI BÜYÜK BİR MAKAM’
Ahmet Kaya’nın müziğin evrensel dilini kullanarak aslında eserlerinde, yorumlarında, bestelerinde Türkiye’nin hikayesini anlattığını vurgulayan Kalın, şunları ifade etti: “O yüzden de insanımızın kalbinde bir taht kurdu. Fikri görüşü ne olursa olsun, kentli olsun, köylü olsun, genç olsun, yaşlı olsun, bu nimete vasıl olmak diyeyim, her sanatçının arzu ettiği, ama herkesin belki ulaşamadığı aslında büyük bir makamdır. Ahmet Kaya’yı bu yönüyle de tekrar rahmetle andığımızı yad ettiğimizi ben ifade etmek istiyorum.”
Sözlerini “Tabii yıllar geçti vefatının üzerinden, özlüyoruz” diye sürdüren kalın kendisinin de halk müziği ile ilgilenen birisi olarak, Ahmet Kaya’nın eserlerini, yorumlarını dinlediğini, çaldığını belirtti. Sözcü İbrahim Kalın konuşmasında şu ifadele de yer verdi: “Ne mutlu ona ki, çok sevdiği ülkesinden uzakta vefat etmiş olmasına rağmen bugün ülkesi onu hayırla yad ediyor. Şurada mezarının üzerine de yazmışlar. ‘Hoşçakal sevgili ülkem’ diye. Giderken de bu duyguyla gittiğine inanıyorum. Hayatı boyunca da hep bu duyguyla yaşadı. Ülkesini gerçekten seven bir insan olarak. Tekrar Allah rahmet eylesin. Kendisini tekrar hayırla rahmetle, hasretle yad ediyorum.”
‘CUMHURBAŞKANIMIZ HEP HAYIRLA YAD EDER’
İbrahim Kalın”Ahmet Kaya’nın yurtdışına çıktığı Türkiye ile günümüz Türkiyesi arasında fark var mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Tabii Ahmet Kaya’nın başına gelen o büyük haksızlık, bir cinnet halinin oluşturduğu iklimde meydana geldi. Yani 28 Şubat sürecinde. O dönemde mağdur olan, binlerce, onbinlerce insan gibi Ahmet Kaya da, o korku ikliminin içinde bu haksızlığa maruz kaldı. Sanatını, müziğini özgürce icra edip ülkesini daha iyi noktalara taşımak, Kürdüyle, Türküyle, Çerkeziyle, Arabıyla, dindarıyla laikiyle, sağcısıyla solcusuyla, köylüsüyle kentlisiyle, doğulusuyla batılısıyla bütün Anadolu insanını kucaklamaya çalışan bir çığlık iken, maalesef böyle büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kaldı. Ama hamdolsun o günlerden bugünlere çok şey değişti. Artık bunların da biz muhasebesini yapıyoruz. Bu tür dönemlerin tekrar yaşanmaması için birlik beraberlik içerisinde çalışıyoruz. İşte o zaman Ahmet Kaya’nın hapse gönderdiği Cumhurbaşkanımız bugün bu ülkenin başında, 15 yıldır bu ülkeyi başbakan ve cumhurbaşkanı olarak yönetti, yönetiyor. Kendisi de Ahmet Kaya’yı hep çok sevmiştir, hep hayırla yad eder, ara ara fırsatımız olduğunda da bahsi geçer.” (DHA)
Güncelleme Tarihi: 20 Kasım 2017, 21:34