Hakkârili üç çocukluk arkadaşı, Ali Tekbaş, Ali İmran Erin, Serhat Bostancı bir araya gelip “Neden Hakkâri türkülerini derlemiyoruz?” diye sorduklarında, ellerinde ne enstrüman vardı, ne derlemeleri kayıt edebilecekleri bir alet. 8 yıl boyunca, yaz tatillerinde gittikleri Hakkâri’nin köylerini gezip derleme yaptılar, bu kayıtları yeniden yorumladılar. Bu çabanın sonunda Lawje grubu ‘Selîqe’ albümüyle dinleyicilerin karşısına çıktı. Kürt müziğine yeni bir soluk getiren grubun üyeleriyle buluştuk, imkânsızlıklara rağmen bir albüm nasıl yapılır, konuştuk.
Lawje nasıl ortaya çıktı?
Derleme çalışmalarına 2003’te başladık ama 1998’den bu yana birbirimizi tanıyoruz. Repertuvarın şekillenmesi de bu zamana rastlar. Kayıtlarımız 2008’de başladı. Bölgedeki iki aşiretin ve orada yaşayan halkların kullandığı gelenekselleşmiş formlardan yola çıktık. Bu formların ilk inşa edildiği yerler kırsal alanlar. Orada ortaya çıkıp oradan yayılıyor, bunu şehir merkezinde bulamazsınız.
Hakkâri çatışmayla geçen 33 yılda göç veren illerden. Bu süreç müzik üretimini nasıl etkiledi?
Göçle beraber üretkenlik azaldı. Savaşın müzikal alana en büyük etkisi bu oldu. İnsanlar araştırma yapmak için Hakkâri’nin kapısını çalmak istemedi. Bir de çoğu şey yasaklıydı. Zaten köyler boşaltılınca dengbejlik geleneği kesintiye uğradı. Köy yaşamı kalmadığı zaman ne form, ne strân (Kürtçe türkü), ne kelam kaldı.
Dengbejlik geleneği ne kadar etkilendi bu durumdan?
Eskisi kadar dengbej yaşamıyor. Bu gelenek usta-çırak ilişkisine dayandığı için çıraklık yapacak durumdaki insanlar yetişmeyince, durum değişti. Köyde dengbejler hem yılın belli dönemleri köyleri dolaşıp destanlarını söylüyordu hem de kendi geçimlerini tarımla sağlayabiliyorlardı ama şehirde bu imkân kalmadı. Şehirde dilin devamlılığı da kalmadı. Hem gelenek hem dili yok eden bir süreç yaşandı.
Köylere gidip türkü derlemek istediğinizde nasıl karşılandınız?
Kaynaklara gittiğimizde sevinçle karşılandık. Onlara önce projeyi anlatmakla başladık. Bir dengbejin evine gittiğimizde sevinçten üstünü değiştirip geldi. Yavaş yavaş ölmek üzere olduğu için paylaşmaktan keyif aldılar. Biz onları bu strânları, bu destanları alırken, onların heyecanlarını da aldık.
Bu kadar sürede elinizde bir sürü malzeme birikmedi mi?
Bir sürü türkümüz var. Biz bu çalışmayı biraz da aşağı Kürdistan’da icra edilen formları kayıt altına almak için yaptık. Elimizde albüme girmeyen kayıtlar, ilahiler var, türküler var. Albümün ismi ‘Selîqe’, zaten şarkı demek. Botan bölgesinde dini içerikli şarkılara verilen isim.
Albümün dikkat çeken türkülerinden biri Qiyamete duayla açılıyor. Dini şarkılara da yer veriyorsunuz.
Duayı Abdülkadir Kızılkaya okuyor, Muhsin Kızılkaya’nın ağabeyi. O da tam bir dengbejdir. Zamanında köy köy dolaşmış, şimdi gözleri görmüyor. Biz albümü yaparken olan formların hepsiyle ilgilendik. İnsanlara dinlettiğimizde bazı önyargılar olabiliyor. Dini duyguların sömürüldüğü bir coğrafya sonuçta. Ama sadece İslam dinine ait dini motiflere yer vermedik. Asurilerin de söylediği dini içerikli şarkılar var derlediklerimiz arasında. Bir de Hakkâri’de tarihsel bir altyapı var, medreseler ve onlara gelen öğrencilerle bir trafik söz konusu. Onlar aracılığıyla geldiğini söyleyenler var.
Geleneksel Kürt müziği icrası 90’larda popülerdi, şimdi yeni formlar popüler . Siz yine geleneksel olanla bağ kuruyorsunuz.
Biz “Flamenko duyduğunda İspanyol müziği olduğunu anlıyor insanlar. Bir insan bir Kürtçe şarkı duyduğunda bunun Kürt müziği olduğunu nasıl anlayabilir?” sorusunun peşinden gittik. Belki hiç yaklaşamadık belki yanlış bir soru sorduk ama Lawje’nin temel hareket noktası budur. Özellikle ses kullanımında vokalde bunu arıyoruz. Temel olarak Kürt müziği ses ve ritmdir. Bir şarkıyı sadece ritm ve sesle yaptık. Dengbejler hikâyelerin çok değişime uğramasını önlemek için melodiyle anlatıyorlar, savaşların izini üstlerinde taşırlar. İnsanlar toplu hareket ettikleri her şeyi dengbejler üzerinden anlatır. Büyük yaralar aldı. Üretime büyük darbeler indirildi.
Bu otuz yılın dengbeji var mı?
Şivan Perwer. Şunu da göz ardı etmemek lazım, bölgede yaşayan dengbejler var. Bunlar da bu otuz yılın acısını dillendiriyor. Yüksekova’da bir kadınla tanıştık, oğlu dağa çıktığı için bir türkü yakmış. Her kürt kadını ve erkeği bir dengbejdir. Acı hüzün onların içine işlediği zaman söyledikleri melodiler yıllarca eğitim gören bir müzisyen gibi türkü yakarlar. Son otuz yılın dengbejleri Kürt kadınları ve erkekler.
Kayıtları nasıl yaptınız?
Bir şarkıya bir yaz verdiğimiz oldu. Kayıtları Hakkâri’de yaptık. Çok büyük imkânsızlıklar yaşadık. Stüdyomuz yoktu. Evde kayıt yapıyorduk. Halk eğitimden enstrüman alıyorduk. Kayıt yaparken derinden gelen sesleri ayarlamak için öbür odadan şarkı söylemeye başlayıp koşarak içeri doğru gelerek o tonu yakalamayı çalışıyorduk. Serhat’ın üzerine battaniye örterek derinlik kazanmaya çalışıyorduk. Nihayet böylece albüm çıktı. / Radikal
Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2013, 11:08
Her Kürt kadını ve erkeği dengbejdir
Lawje, Hakkâri köylerinde yaptıkları derlemelerle dengbejlerin türkülerini görünür kıldı. Grupla 'Selîqe'nin oluşum sürecini konuştuk.
YORUM EKLE
1
Zübeyir Aydar: 'Yüksekova'yı soruşturacağız'
2
13 yaşındaki çocuğa Gezi davası: Ya hapse ya...
3
Şırnak'tan Roboski'ye, fişlenmekten fişlemeye...
4
Yüksekova'da Hayat Normale Döndü
5
Mandela'ya küresel uğurlama
6
Türk: Kürt halkı geleceğinden emindir
7
Van'da STÖ'ler Yüksekova katliamını protesto etti
8
BDP Urfa Vekili İbrahim Ayhan İçin Tahliye Talebi
9
AİHM’den Gözaltında Kayıp Kararı
10
Balbay Yemin Etti
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
05:25
GÜNEŞ
06:50
ÖĞLE
11:58
İKİNDİ
14:33
AKŞAM
16:55
YATSI
18:15