Demirtaş ve Yüksekdağ'ın açıklamalarında şöyle denildi, "Bu saldırı, Türkiye’de medya ve medya emekçileri üzerindeki büyük baskı ortamının bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı’nın doğrudan medyayla polemiğe girdiği ve ağır suçlamalarda bulunduğu, iktidar partisinin milletvekili eşliğinde gazete binasının basıldığı, eleştiren gazetecilerin işten atıldığı, köşe yazarlarına yönelik soruşturma ve davaların sürdüğü bir ortamda bu saldırı maalesef beklenmedik değildir.
Saldırganların organize olması endişe vericidir. Böylesi planlı bir organizasyon, gücünü nereden almıştır? Azmettiriciler kimlerdir?
Bu çetevari saldırı aynı zamanda yazılı, görsel ve işitsel medyaya bir mesajı taşımaktadır. Farklı görüşleri seslendiren basın kuruluşları ve emekçilerine gözdağı niteliği taşıyan bu saldırıya bizzat Sayın Ahmet Hakan Coşkun’un verdiği, “Bu tür saldırılardan hiç bir şekilde yılmayacağız; korkmuyoruz” yanıtı, sadece onun ve bir bütün olarak medyanın değil, tüm kamuoyunun da yanıtı niteliğinde olmalıdır.
İlerleyen günlerde benzeri veya daha ağır saldırıların yaşanmaması için, Saray ve AKP iktidarının medyayı ve çalışanlarını hedef gösteren tutumlarından vazgeçmesi, Sayın Ahmet Hakan Coşkun’a saldıranların cezalandırılması ve onları azmettirenlerin belirlenerek hukuk önüne çıkartılması gerekmektedir."
Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2015, 14:55