Azer DEMİR / ŞEMDİNLİ HABER
Şemdinli Belediyesi bünyesindeki Guldexwîn Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan kongreye Hakkari Milletvekili Esat Canan, HDP PM Üyesi Cüneyt Caniş, DBP PM Üyesi Şahbettin Sırma, Abidin Eniş, HDP Hakkari İl Eş Başkanı Rahmi Temel, DBP Genel Merkez Çalışanı Salih Yıldız, Yüksekova Belediyesi Eş Başkanı Tacettin Sefalı, Büyük Çiftlik Belde Belediyesi Eş Başkanı Rüştü Zeydan, Şemdinli Belediye Eş Başkanı Seferi Yılmaz, HDP ve DBP'nin il, ilçe eş başkanları, il ve ilçe eş başkanları, meclis başkanları, STK temsilcileri, barış anneleri, delegeler ve çok sayıda halk katıldı.
Kongrede konuşan HDP İl Eşbaşkanı Rahmi Temel, Kobanê'de büyük bir direnişin olduğunun altını çizdi. Temel, Rojava sisteminin Kürdistan'ın diğer üç parçası için önemli bir örnek olduğunu belirterek bunun da PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın sayesinde olduğunu kaydetti.
'HDP ezilmiş, ötekileştirilmiş farklı inançlara sahip insanları bir araya getiren bir partidir'
HDP İl Eşbaşkanı Rahmi Temel’den sonra HDP Hakkari Milletvekili Esat Canan söz aldı. Canan konuşmasında, "HDP’nin yani Halkların Demokratik Partisi’nin kongreleri Türkiye’nin her yerinde yapılıyor. Partimiz bir siyasi çalışma içerisindedir. Elbette kongreler siyasi partilerin hayatında, yaşamında çok önemli yere sahiptirler. Her kongre partiyi bir adım, iki adım daha öne çıkarır. HDP ezilmiş, ötekileştirilmiş, belki şuana kadar hiçbir partide görev almamış her partinin dışına atılmış, farklı inanç farklı kimlik mağdur insanları bir araya getiren bir partidir. Türkiye’nin AKP’si, CHP’si ve MHP’si hepsi devlet partisidir. Hazineden para alır, devletten para alır öyle siyaset yaparlar. 12 Eylül Anayasası’nın onlara getirdiği olanaklarla dolu partilerdir. Ama bizim partilerimiz, hem Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) hem de Halkların Demokratik Partisi (HDP) gerçekten devletin imkanlarından yoksun olan partileridir. Gücünü enerjisini halktan alır" dedi..
'Bu sürecin baş mimari Sayın Abdullah Öcalan'dır'
Son olarak kürsüye çıkan HDP PM Üyesi Cüneyt Caniş, "bugün 19 Aralık. 19 Aralık hem halkların mücadele tarihinde çok derin yaraların olduğu bir tarih, hem de ölümlerle ve sancılarla sürekli hatırladığımız tarihle bir döneme denk geliyor. 19 Aralık 1978 Maraş Katliamı’nın yıl dönümü, 120 Alevi’nin milliyetçi faşizan güçlerinin tarafından katledildiği katliamın yıl dönümüdür. Bu katliamı lanetliyor ve halklar adına söz veriyoruz ki, böylesi bir katliam yaşanmayacak bu coğrafyalarda. Yine 19 Aralık 2000 yılında kafalarında sadece harflerde cezaevi kurma şeklinde idrakları olan hükümetlerin eliyle cezaevlerinde bir operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyonda 28’i tutsak 32 yoldaşımız yaşamını yitirdi. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz, mücadelelerini HDP bayrağı altında günden güne yücelteceğimizin sözünü veriyoruz. Tabi ki, bu katliamlardan ne hesap soruldu ne de tek bir tanesi içimizi rahatlatacak şekilde mahkemelerde caza aldı. AKP hükümeti dönemin başbakanı ile oturup hiçbir zaman bakanlarıyla bir araya gelerek Kürtlerin talepleri var biz bu talepleri yerine getirelim diye hiçbir zaman toplantı içerisine girmediler. 2009 yılında Oslo görüşmeleri oldu, daha sonra kesintiye uğradı ve sonrasında hepinizin çok yakında tanıklık ettiği cezaevlerindeki açlık grevleri ile birlikte yeni bir süreç başladı. Şunun çok iyi anlaşılması gerekiyor ki bu sürecin baş mimari Sayın Abdullah Öcalan’dır. Ne Tayyip Erdoğan ne de sonradan kendisini takip eden Davutoğlu’dur. Sürecin başlangıcında nasıl ki, Sayın Öcalan, çok ciddi bir misyon yüklenerek bu süreci başlattıysa bizler açısından bu süreci sonuca götürecek, tabiî ki ortaklaştıracak ve halklar açısında çok önemli projeyi sonuca ulaştıracak olan yine Sayın Abdullah Öcalan’dır. Bizlerden tek bir talebi var. Mücadeleyi yükseltmemiz, örgütlememiz ve örgütlüğümüzü arttırmamızdır" dedi.
'Güvenlik paketinin ilk kurbanı Yüksekovalı Rojhat Özdel'dir'
Güvenlik paketinin ilk kurbanı Yüksekovalı Rojhat Özdel olduğunu kaydeden Caniş, "daha sonrasında ise Abdulkadir Çakmak isimli genç yoldaşımız polisler tarafından katledildi. Bunun üstüne hala Başbakan akan kanda Sayın Selahattin Demirtaş’ı sorumlu tutuyorsa açıkçası şunu söylemek gerekiyor; bence Sayın başbakan da bakanları da evlerine gittiklerinde çocuklarının başlarını okşamasınlar çünkü ellerinde kan var. Vicdanlarında kan var. Gün gelecek döktüğünüz Kürtlerin kanının hesabını yine Kürtlere vereceksiniz" dedi.
'İran İslam Cumhuriyeti olmaktan çıkmış, idam cumhuriyetine dönüşmüştür'
Urmiye cezaevindeki tutsakların açlık gervlerine de değinen Caniş, "yine yanı başımız da sınırın öbür yanında Esendere’de birkaç kilometre ötede Urmiye cezaevinde otuzuncu gününü dolduran açlık grevleri devam ediyor. İran bizler açısından artık İslam cumhuriyeti olmaktan çıkmış, adeta idam cumhuriyetine dönüşmüştür. Kürtlerin bu süreçte gerek Kobani’de gerekse İran’daki cezaevlerindeki yoldaşlarımıza verecekleri destek ve sahiplenmek tüm Orta doğudaki güçleri geri itecektir" dedi.
Faaliyet ve mali raporlarının okunmasının ardından yapılan seçimde, HDP Şemdinli eş başkanlığına Galip Geylani ve Azade Arıcı seçildi.
