HDP: Parlamento sınıfta kaldı

HDP Grup Başkanvekilleri Buldan ile Baluken, Meclis'in ülkenin önemli sorunlarını çözmede irade gösteremediğine vurgu yaparak, "Demokratik hak ve özgürlükler, farklı kimlik, inanç ve kültürler baskı altındadır.

HDP: Parlamento sınıfta kaldı
HDP Grup Başkanvekilleri Buldan ile Baluken, Meclis'in ülkenin önemli sorunlarını çözmede irade gösteremediğine vurgu yaparak, "Demokratik hak ve özgürlükler, farklı kimlik, inanç ve kültürler baskı altındadır. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ülkenin değişmeyen gündemidir. Kadın cinayetleri giderek tırmanmaktadır" eleştirilerinde bulundu. Türk dış politikasını da eleştiren Grup Başkanvekilleri, "IŞİD, Türk dış politikasının sonucudur" dedi. HDP'nin yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi de verilen açıklamada, yeni dönemde çözüm süreci için derhal adım atılması ve Kürt Halk Önderi Öcalan ile müzakerelere başlanması istendi.

HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ile İdris Baluken, 1 Ekim'e kadar tatil kararı alan Meclis'in 4'üncü yasama yılına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Buldan ile Baluken, 4’üncü yasama yılında parlamentonun başta demokrasi sorunları olmak üzere Türkiye’nin en temel sorunlarının çözümü konusunda gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmeyerek, toplumsal sorunlardan uzaklaşan bir parlamento fotoğrafı sunduğunu belirterek, ülkenin ciddi sorunlarını şöyle açıkladı:

"Demokratik hak ve özgürlükler, farklı kimlik, inanç ve kültürler baskı altındadır.

Çözüm ve barış süreci henüz bir ilerleme aşamasında değildir.

Adalet işlemez hale gelmiştir.

İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ülkenin değişmeyen gündemidir.

Emeğin sömürüsü, taşeronlaştırma ve iş güvenliğinden yoksun çalıştırma nedeniyle iş cinayetleri her geçen artmaktadır.

Kadın cinayetleri giderek tırmanmaktadır.

HES’ler ve Kentsel Dönüşüm adı altında rant uğruna çevre ve doğa tahrip edilmektedir.

İç sorunlar yetmezmiş gibi hükümetin izlediği yanlış dış politika nedeniyle ülkemiz Ortadoğu’daki şiddet sarmalının yarattığı tehlikelerle karşı karşıyadır. Sınırlarımız ateş çemberine dönüşmüş durumdadır."

PARLAMENTO SINIFTA KALDI

İktidarın dayattığı "torba yasa" gibi rant odaklı yasalarla uğraştırılan Meclis’in ülke gündemine dönmesinin engellendiğini ifade eden Buldan ile Baluken, şu eleştirilerde bulundu:

"Türkiye toplumunun özlemini duyduğu yeni sivil, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi bir anayasa hayali bu yasama yılında da gerçeğe dönüşmemiştir. TMK, TCK, İnfaz yasası, seçim barajı gibi demokratikleşmenin ve özgürlüklerin önündeki anti demokratik yasalar değişmemiştir. Cemevlerinin ibadethaneye açılması başta olmak üzere farklı inanç ve kültürlerin inanç faaliyetlerini güvence altına alacak yasal düzenlemeler parlamentodan geçirilmemiştir. İnsan haklarının aynası olan cezaevlerinde ölüm sınırındaki hasta tutsakların tahliyesi yolunda hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir. Kadın cinayetlerini, çocuk işçiliğini, çocuk istismarı taciz ve tecavüzünü, çocuk gelinler sorununu önleyecek yasal düzenlemeler konusunda parlamento sınıfta kalmıştır.

Taşeronlaştırmayı, emeğin sömürüsünü, iş cinayetlerini sonlandıracak çalışma yaşamı barışını tesis edecek sosyal yasalar çıkartılmamıştır. Tersine taşeronlaşmanın, emeğin sömürüsünün önünü açan rant yasaları için bu parlamento mesai harcamıştır. Yolsuzluklar bu ülkenin en temel sorunu ve yarasıdır. İşsizliğin ve yoksulluğun bu kadar arttığı bir ülkede yaşanan devasa yolsuzluk olayları karşısında halkın iradesini temsil etme iddiasındaki parlamentonun etkisiz kalması en az yolsuzluk kadar demokrasi tarihine bir ayıp olarak geçmiştir. Parlamentoda yolsuzluklarla ilgili bir araştırma komisyonunun kurulması AKP çoğunluğu tarafından engellenmiştir. Kamuoyu baskısı sonucu kurulan soruşturma komisyonu da AKP tarafından kadük  hale getirilmeye çalışılmaktadır."

'IŞİD TERÖRÜ TÜRK DIŞ POLİTİKASININ SONUCUDUR'

Mezhepçi, milliyetçi, hegemonik bir dış politika çizgisi nedeniyle Türkiye'nin Ortadoğu coğrafyasında çok ciddi krizlerle karşı karşıya olduğuna da dikkat çekilen açıklamada, "Parlamentonun iradesi by bass edilerek yürütülen bu sorunlu dış politika çizgisi ülkemizi çok büyük tehlikelerle baş başa bırakmıştır. Sınıra dayanan IŞİD terörü yanlış Türk dış politikasının bir sonucudur. Gerek Rojava’daki gerekse de Şengal’deki katliamlar, özellikel son günlerde Ezidi halkına yönelik uygulanan soykırım karşısında parlamentonun net bir tavır ortaya koymaması oldukça kaygı verici ve düşündürücüdür" denildi.

IŞİD terörünün geldiği boyuta da vurgu yapılan açıklamada, Rojava’da halkların oluşturduğu özerk demokratik sistemin aynı zamanda Türkiye’de demokrasinin, istikrarın ve barışın geleceği açısından stratejik bir öneme haiz olduğu gerçeğini dahi parlementonun doğru okuyamadığı ifade edildi.

'AKP ÇÖZÜM SÜRECİNİ AĞIRDAN ALIYOR'

"Çözüm süreciyle ilgili olarak parlamento ve hükümet işi çok ağırdan aldı. Hükümet, geçen yıl Meclis Çözüm Komisyonu’nun hazırladığı raporda ortaya konulan eksik, yetersiz çözüm önerilerini bile dikkate alıp gereğini yapmadı. Bütün bunlarla birlikte bir buçuk yıl aradan sonra bir çerçeve yasa gündeme geldi ve yasalaştı. Geç kalınan bu çözüm yasası daha öncesinden çıkartılsaydı, bunu izleyen demokratikleşme adımları hızla gündeme gelecek ve bugün barış süreci çok daha ileri bir aşamaya geçmiş olacaktı. Ancak AKP’nin ağırdan alan tutumu nedeniyle bu süreç oldukça yavaş ilerlemektedir. Parlamentoyu halkın gündeminden uzaklaştıran; iktidar partisinin çoğunlukçu dayatmaları ve Türkiye’nin sorunlarını değil, kendi iktidar hedeflerini öncelleyen yaklaşımları olmuştur.

AKP, Meclis’i gerek iç sorunlarımızın çözümü gerekse de bölgesel gelişmeler konusunda demokratik ilkelere ve ortak akla dayanan barışçıl, diyalog yanlısı politikaların üretileceği bir demokratik irade olarak görmemektedir. İktidar, parlamentoya sadece kendi rant yasalarının ve iktidar hedefleriyle uyumlu diğer düzenlemeleri çıkartacağı  fason yasa fabrikası gibi yaklaşmaktadır. Bu anlayış meclisi itibarsızlaştırıp, sorunlar karşısında işlevsizleştirmektedir."

'MECLİS KÜRSÜSÜNÜ HALKLARIN KÜRSÜSÜ HALİNE GETİRDİK'

Tüm alanlarda parlamento zeminini en etkili bir biçimde işleten, gerek iç sorunlar gerekse de bölgesel sorun ve gelişmeleri parlamentoya en doğru bir biçimde yansıtanın da HDP olduğuna dikkat çeken Buldan ile Baluken, "Daha önce olduğu gibi bu yasama yılında da HDP grubu olarak, Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, farklı tüm etnik ve inanç gruplarının, emekçilerin, işçilerin, kadınların, öğrencilerin, inançlarından dolayı mağdur olanların, engellilerin, çevrecilerin, bu ülkede ezilen ve ötekileştirilen bütün kesimlerin sorunlarını cesurca ve kararlı bir biçimde parlamento gündemine taşıdık, çözüm önerdik. Türkiye halklarının sesi olduk, Meclis kürsüsünü halkların kürsüsü haline getirdik" dedi.

Açıklamada, HDP'nin 4'üncü yasama yılındaki Meclis çalışmalarına ilişkin de şu bilgiler verildi:

"Yerelden genele yurttaşlarımızın her alanda yaşadığı sorunları, baskıları bir denetim faaliyeti olan yazılı ve sözlü soru önergeleriyle gündeme taşıdık, 1620 yazılı ve sözlü soru önergesi verdik.

Demokratikleşme, yargı, kadın, çalışma yaşamı, ekoloji, çocuk, insan hakları gibi başlıklarda 214 araştırma önergesi vererek araştırma komisyonu kurulmasını talep ettik.

Demokratikleşmeyi hızlandıracak, özgürlüklerin alanını genişletecek, emeğin sömürüsünü ve toplumsal cinsiyet üzerindeki baskıları kaldıracak bir çok alanda 63 kanun teklifi verdik.

Bu yasama yılında grubumuz halkın sorunlarını ve taleplerini taşıdığı genel kurul kürsüsünü toplam 596 kez kullandı.

Milletvekillerimiz 113 basın toplantısı yaparak, ülke sorunlarını gündemleştirdi.

Bu yasama yılında ayrıca 37 grup önerisi, 2 gensoru önergesi verdik."

'DEMOKRATİK ANA MUHALEFETİ HDP TEMSİL EDİYOR'

Açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokratik ana muhalefet çizgisini HDP’nin temsil ettiğinin de görüldüğüne ve halkların bundan sonraki süreçte güçlü bir demokratik muhalefet sorumluluğunu HDP'ye verdiğine vurgu yapılırken, yine HDP'nin verdiği önemli bazı kanun teklifleri ve araştırma önergeleri de paylaşıldı:

"Çözüm sürecini hızlandıracak Toplumsal Barış ve Müzakere Yasası

Kadim Yurtlara Geri Dönüş yasası

Meclis'te Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu kurulması

Siyasi partilere eşbaşkanlık sisteminin getirilmesi (Yasalaştı)

Seçim barajının kaldırılması

Cemevlerinin ibadethaneye açılması

Taşeronlaştırmanın sonlandırılması, emeğin sömürüsünün engellenmesi

Zorla kaybedilme suçlarında zaman aşımının kaldırılması

12 Eylül'de vatandaşlıktan çıkartılanlara sosyal haklarının geri verilmesi

Petrol  gelirlerinin yarısının çıkartıldığı ilin belediyesine devredilmesi

Asgari ücret ve altında ücret alanların kullandıkları elektrik bedellerinde indirime gidilmesi

Tek başına hayatını idame ettirmekte zorlanan hasta tutsakların tahliyesi

Hükümetin milli güvenlik gerekçesiyle grev erteleme uygulamasının engellenmesi"

ARAŞTIRMA ÖNERGELERİ

"Faili meçhul cinayetler, toplumsal gösterilere ölümcül müdahaleler,

Farklı inanç grupları üzerindeki baskılar, ayrımcı uygulamalar

Polis, asker ve kamu görevlilerinin karıştığı tecavüz olayları

Türkiye’deki IŞİD faaliyetleri

Yolsuzluklar ve derin devlet örgütlenmesi,

Yargı ve adalet sisteminde yaşanan sorunlar

Emeklilerin/engellilerin sorunları

Cezevlerindeki ihlaller, hasta tutsaklar

Kadın cinayetleri/Suriyeli kadınların karşılaştığı sorunlar

Uyuşturucu bağımlılığının geldiği boyutlar

Ezidilerin haklarının iadesi

Soma'daki maden faciası

Taşeronlaştırma uygulamaları

HES'lerin yarattığı çevre katliamı

Çocuklara dönük her türlü şiddet, taciz ve sömürü."

AKP CİNAYETLERİ, SOMA'YI, MÜLTECİLERİ GÖRMEZDEN GELDİ

Kanun teklifleri ve araştırma önergelerinin AKP’nin çoğunlukçu dayatmaları nedeniyle reddedilerek gündeme alınmadığını hatırlatan Buldan ile Baluken, şunları ifade etti:

"Araştırma önergeleri ve kanun tekliflerinin yanısıra muhalefet şerhlerimiz de sansürcü bir yaklaşımla karşılaşmıştır. Geçen yıl Meclis Çözüm Komisyonu’na sunduğumuz ve alternatif çözüm önerilerimizi içeren muhalefet şerhimiz ile Plan Bütçe Komisyonu’na sunduğumuz bütçe muhalefet şerhi TBMM tarafından sansürlenmeştir. Bu yaklaşım panlamento tarihine bir demokrasi ayıbı olarak geçmiştir.

Gençlik içerisinde yayılan uyuşturucu kullanımı ve ahlaki yozlaşmanın nedenlerinin araştırılması için Meclis Araştırması açılmasını istedik. Böylesine önemli bir sorun karşısında parlamento AKP çoğunluğunun retçi yaklaşımı nedeniyle komisyon kuramamıştır. Kadın cinayetleri giderek artarkan grubumuz Genel Görüşme açılmasını talep etti. Ancak bu öneri de AKP tarafından reddedilerek, Meclis’in kadın cinayetlerine el atması engellenmiştir. Gezi, Lice, Yüksekova, 1 Mayıs gibi toplumsal gösterilere ölümcül müdahalede bulunan polis şiddetinin tüm boyutlarıyla araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılması talebimiz reddedilerek, parlamentonun bu alanda bir çalışma yürütmesi AKP çoğunluğuyla engellenmiştir. Polisin yetkisinin daraltılması, demokratik gösterilere yönelik özgürlük alanının genişletilmesi için verdiğimiz kanun teklifinin gündeme alınması yine AKP eliyle engellenmiştir."

Buldan ile Baluken, Soma’da yaşanan katliamın ardından madenlerde taşeronlaşmanın ve rödevans sisteminin tümden kaldırılması için sundukları kanun teklifi gibi, Suriyeli mültecilerin sağlık sorunları ve uğradıkları ırkçı saldırılara ilişkin araştırma komisyonu önerisinin de yine AKP'nin engellediğini ifade etti.

'ÇÖZÜM SÜRECİ HEMEN İLERLETİLMELİ; ÖCALAN'LA MÜZAKERE BAŞLATILMALI'

Buldan ile Baluken, yeni dönem için şu önerileri yaptı:

"Yeni bir anayasa başta olmak üzere köklü demokratikleşme reformları hızla gündeme alınmalıdır. İç sorunlarımızı sağlam demokratikleşme adımlarıyla çözemezsek sınıra dayanan bölgesel krizler karşısında çok büyük sarsıntılar yaşamamamız kaçınılmaz olacaktır.

Bu bağlamda yürüyen çözüm ve barış sürecinin hızla ilerletilmesi çok hayati önem taşımaktadır. Barışımızı kalıcı hale getirmemizin ne denli acil bir ihtiyaç olduğunu Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler her gün çok açık ve net ortaya koymaktadır.

Çıkartılan çözüm yasası sürecin zeminini güçlendirmiştir. Şimdi bir gün bile kaybetmeden süreci bu yasal zemin üzerinden hızla ilerletmek zorundayız. Sayın Öcalan’la demokratik siyasal müzakerelerin bir an önce başlatılması en önemli ve acil gündem olmalıdır.

Yol haritasının biran önce çıkartılması elzemdir. Sürecin seyrini gözetleyecek, tıkanma noktalarında sürecin önünü açmak için gerektiğinde müdahale edecek bir İzleme Kurulu hızla oluşturulmalıdır. 1 Ekim’de açılacak yeni yasama yılıyla birlikte bu sürecin önünü açacak yasal demokratikleşme adımları derhal meclisin gündemine getirilip yasalaştırılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlar özellikle de HDP’nin büyük yükselişi aynı zamanda demokratik müzakerelerin biran önce başlatılması noktasında güçlü bir toplumsal iradeyi yansıtmaktadır. Toplum, barış sürecinin ilerletilerek kalıcılaştırılmasını talep etmektedir. Hükümetin bu sonuçları çok iyi okuması ve doğru analiz etmesi gerekir.

Bir kez daha hükümeti ve parlamentoyu, muhalefeti, tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, emekten ve barıştan yana olan bütün güçleri barışı sahiplenmeye, çözüm sürecinin ilerletilmesi için ortak bir çaba içerisinde olmaya çağırıyoruz." / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 15 Ağustos 2014, 11:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER