“Özgecan’ın hunharca katledildiği, kadın katliamlarının kınandığı, Mecliste kadın katliamlarına karşı geliştirilecek refkleslerin tartışıldığı bir günde bir AKP Grup Başkanvekilinin kadın vekilimize yönelmesi çok vahim bir tablo ortaya çıkartmıştır.
“Özellikle Başbakan’ın ‘kadına şiddet uygulayan kolları koparırız’ söyleminin ardından AKP Grup Başkanvekilinin biz kadın vekillere yönelmesi darp girişiminde bulunmasıyla açığa çıkan bu zihniyetin, sokaklarda kadını katleden zihniyetten farklı olmadığı açıkça görülmektedir.
“Kadın Meclis Başkanvekilinin biz kadın vekillere darp girişimi karşısında sessiz kalması tarihe geçecek bur tutumdur.
“AKP’nin 7 Haziran’da yaşayacağı hezimet, seçim anketinde gizlediği düşüşler, AKP’nin uykularını kaçırmaktadır. Kendine güvenen bir hükümet böyle ortaçağ yasalarına ihtiyaç duymaz. AKP’nin şu an dayandığı tek zemin kalmıştır o da yolsuzluklar ve rant düzenidir. Bunun da sonuna gelindiğini görünce iyiden iyiye kontrolü kaybetmeye başlamışlardır.
“Bu paket hükümeti götürecektir. Biz HDP grubu olarak bu paketin çıkmaması için elimizden geldiğince direnç göstereceğiz. Hükümet barış sürecine yönelmeli bunun gereklerini yerine getirmelidir.
“AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş hakkında AKP inceleme başlatmalı, AKP tüm kadınlardan özür dilemelidir.”
Kürkçü kaskla geldi

Basın toplantısına bisiklet kaskıyla gelen Kürkçü şunları söyledi:
“Kaskımla geldim, genelde bisiklete binerken kullanırım ama milletvekillerinden korunmak için kullanmayı düşünüyorum. Bunu acı mizah olsun diye söylemiyorum. Şimdi Mustafa Elitaş bizim nasıl kötü insanlar olduğumuzu anlatacaktır ama kapalı oturum olmasaydı kamuoyu görecekt
“AKP’li grup başkanvekillerinin arkadaşlarımızın sözlerinin önlenmesi için, meclis başkanvekilini baskı altına almaları sonucu, ortaya çıkan kararlara karşı çıkmak için, Pervin buldan ve Sebahat Tuncel arkadaşlarımız kürsünün önüne geldiklerinde, arkadaşlarımıza karşı erkek milletvekillerinin darp ederek kendine yol açmaya çalışması, onu izleyen AKP’lilerin hücum etmeleri sonucunda arkadaşlarımızın yardımına gitmek zorunda kaldık.
“İtilip kakıldıklarını görerek nezaket uğruna seyre katlanamazdık. Bir yumruğu savuşturmak için Sebahat’in yanına gittiğimde ona atılan yumruk benim başıma isabet etti ve arkası da geldi. Adının Oktay Saral olduğunu öğrendiğim vekilin, gece boyunca meclisteki saldırıyı sürdürdüğünü gördüm. Bütün vekillere mümkün olan her yerde her biçimde. Oktay Erdoğdu’ya tokmakla vuran, Mahmut Tanal, Hüsamettin Zenderliğioğlu’na da saldıran oydu.
“AKP’li vekillerin hiçbir şekilde bunu yadırgamaması, buna ortak olmamaları şaşırtıcı olan. Kadın vekillere saldırıyı beis görmediler. Bütün gün Meclis’te Özgecan’a yönelik erkek şiddetiyle ilgili ettikleri sözleri sadece edebiyat olduğu duygusuna kapıldık. Pervincan, Sebocana gelince onları yerle bir etmek, yıkıcı darbeler atmak için birbirleriyle yarıştılar.
“Ben bir sıyrıkla bu saldırıyı atlattım ama bu tür saldırılarda kime ne olacağını hiç kimse bilemez. Oktay Erdoğdu’nun o tokmak şakağına gelseydi ne olurdu?
‘Vurucu nesnelerle, muhalefet vekillerinin üstüne saldırdılar’
“Ellerine geçirdikleri bütün vurucu nesnelerle, ne varsa muhalefet vekillerinin üstüne saldırdılar. Bunun gerisinde iç güvenlik yasasının bir hayat meyat meselesi haline gelmiş olması yatıyor. Bu yasa geçecek ya da varlıklarını tehdit altına gireceklerini hissediyorlar.
“Yasa geçerse polis, jandarma, sivil polis böyle oluşturulacak. Üstelik cumhurbaşkanının yurttaş çağrısıyla sivil yurttaşlar da onlar gibi davranacak. Silah bulunduran güvenlik birimleri böyle davrandığında Türkiye’nin nasıl bir mezbahaya dönüşeceğinin bir performansı sergilendi Meclis’te.
“AKP’nin kapalı oturum kararı nedeniyle sizlerin gözü önünde olmadı bunlar. Görmenizi hem isterdim hem istemezdim. Tanıklık etmenizi isterdim ama vekillerin meslektaşlarını böyle muamele ettiklerini görmeniz meclise dair ağır bir hayal kırıklığı yaşamanıza neden olurdu.
“Gün boyunca kadınların haklarından varlıklarından kendi kişiliklerini söz ettikten sonra kadın vekillere böyle saldırmaları ve bizlerin geleneksel olarak onları korumak istememize neden oldu.
“Buna maruz bırakıldığımız için saldıra uğramış ve talihsiz hissediyorum. Özgecan Aslan’ın, bugün de Nuh Köklü’nün öldürülmesi, farklı olana tahamülsüzlü, onu itaat altına almak hırsıyla gerçekleşmiş davranışlardır.”