Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Selma Irmak ve Hatip Dicle, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, 6 Ekim’den bu yana devam eden Kobani eylemlerine ilişkin ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada şiddet kullanmama çağrısı, hükümetten saldırıların önlenmesi ve tansiyonu düşürecek mesajlar ve KCK’den sürecin önünü açacak tedbirleri alarak şiddet kullanmama çağrısını yinelemesi çağrısı beklentileri yapıldı.
‘Asla şiddete başvurmamalı’
Ortak açıklama şöyle:
“Kobani’ye yönelik IŞİD kuşatması nedeniyle yaşanan gelişmeler vahim boyutlara ulaşmıştır. Kobani’deki durumun kritikliği halen sürmektedir. IŞİD ağır silahlarla Mürşitpınar Sınır Kapısını da ele geçirmek üzere kesintisiz saldırılarını sürdürmektedir. Koalisyon güçlerinin hava saldırıları ancak kısmi etki yaratmaktadır ve sonuç almaktan uzaktır.
“Kobani’nin IŞİD’in eline geçmesinin yaratacağı insani, vicdani, siyasi sonuçları tekrar ifade etme gereği duymuyoruz. Bizler hem ülke içinde, hem de dışında halklarımıza yönelen tehdidi Hükümet ile birlikte çalışarak bertaraf etmek istiyoruz. Kobani’nin şuanda tek nefes borusu olan Türkiye sınırının sürekli açık tutulmasının hayati derecede önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.
“Zaman zaman sorunlar ve aksamalar yaşansa da Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobani’ye insani yardımların geçişine izin veriliyor olmasını, yaralıların sınırın bu tarafına alınıyor olmasını önemli ve olumlu bir tutum olarak değerlendiriyoruz. Kobani’ye her türlü desteğin sağlanabilmesinin önünün açılması için karşılıklı güven ortamının oluşmasına herkesin katkı sunması gereğine de inanıyoruz. Şuanda bütün gelişmelerin merkezi ve nedeni olan Kobani’deki durumun düzelmesi için diyaloga ve sağduyuya dayalı ilişkileri ilerletmek için çaba sarf ediyoruz.
“Kobani konusunda halklarımızın sokağa çıkarak sahiplenme ve kamuoyu yaratma tutumunu da gerekli ve anlamlı buluyoruz. Ancak anlaşılıyor ki; halkın sokağa çıkmasını bekleyen ve daha önceden hazırlığını yaparak pusuya yatan mekanizmalar bu ortamı fırsat bilerek ciddi bir iç çatışma yaratmak istemektedirler. Bunların kim olduğunu somut olarak bilmesek de, provokasyonu yapanların çözüm sürecinin yükünü omzunda taşıyanlar olmadığı kesindir.
“Bu kaotik ortamda hem Kobani’yi yalnız ve sahipsiz bırakmayacak, hem provokasyona zemin sunmayacak, hem çözüm sürecini ayakta tutacak, hem de halklarımızı saldırılardan koruyacak sağduyulu politikalar oluşturmak zorundayız.
Hükümete çağrı
“Bu çerçevede dün yaptığımız açıklamayı ve çağrıyı bir kez daha yineliyoruz: Hiç kimse hiç bir yerde birbirine karşı asla şiddete başvurmamalı, şiddet araçlarını kullanmamalıdır.
“Özellikle Bingöl’de Emniyet Müdürüne yapılan saldırı ve sonrasındaki çatışma ve yaşanan ölümler bütün kaygıları arttıran ciddi bir gelişmedir. Bingöl’deki bu vahim olayın bütün taraflarca her yönüyle soruşturulmasının önemine dikkat çekmek istiyoruz. Bu ve benzeri olaylar, bütün gidişatı tümden olumsuz bir yöne çevirebilecek potansiyele sahiptir.
“Bu vesileyle;
“Bütün gerilim ve yaşanan acı olaylara rağmen, Sn. Öcalan’ın da katkısı ve çağrısı dikkate alınarak Hükümetin Kobani konusunda attığı olumlu adımlara (sınırdan yaralı ve insani yardım geçişinin kolaylaştırılmasına ek olarak) devam etmesini, güvenlik güçlerinin göstericilere dönük şiddet kullanmasının önüne geçilmesi, provokatörlerin örgütlediği sivil grupların halka dönük saldırılarının mutlaka önlenmesi ve tansiyonu düşürecek mesajların verilmesi hususlarında daha özverili davranmasını bekliyoruz.
KCK’ye çağrı
“KCK yönetiminin de sürecin önünü açacak tedbirleri alarak, gösteri yapan grupların şiddet kullanmamaları çağrısını tekrar yapmalarını, silahlı eylemleri ciddiyetle soruşturmalarını ve önüne geçecek tedbirleri almalarını, tansiyonu düşürecek şekilde bir gayret içinde olmalarını diliyoruz.
“Basının da Partimize ve yöneticilerimize dönük hakaret ve tehdit dili yerine daha mutedil bir dille meselelere yaklaşmasının bu çabalarımıza katkı sunacağına inanıyoruz.
“Ciddi bir katliam ve provokasyon zeminini hep birlikte önlemek mümkündür. Bunu yaparken Kobani’ye de sahip çıkarak ve sorunları diyalogla çözerek ilerlemek de mümkündür. Bu vesileyle çağrımızın ciddiyetle ele alınmasını özellikle herkesten ve bütün kesimlerden rica ediyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 10 Ekim 2014, 17:34