Sarıyıldız, Cizre’de 27 Ekim gecesi devletin kullandığı kimi paramiliter ve devlet içerisindeki kontra güçlerin halka dönük bir katliam girişiminde bulunduğunu belirterek şunları belirtti:
“Bu katliam girişiminin hedefi; Kürt halkını iç çatışmaya sürükleyerek siyasal mücadelesini zayıflatma, çözüm sürecini sabote etme ve yaşanan gerilim üzerinden başka kesimleri devreye sokarak Kürt siyasal hareketinin etkisini kırma amacını taşımıştır.
“Bu amaçla yapılan saldırılar sonucu yaşanan olaylarda 5 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de ağır yaralandı. Cizre’de olayların yaşandığı ilk gün 3 kişi yaşamını yitirmesinin ardından, olayların son bulması için Şırnak Valiliği, Cizre Kaymakamlığı ve kendisini savunan halk ile parti yöneticilerimiz ile beraber yaptığımız görüşmelerden sonra olaylar ikinci günden itibaren önemli ölçüde durdu.
“Olayların durulduğu bir esnada polis ve özel harekât timleri ateş yakarak nöbet tutmaya çalışan yurttaşların üzerine silahlar ile ateş açtı.
“Türkiye’de son bir yılda sadece Kürt meselesi ile ilgili 3490 kişi gözaltına alındı, 880 kişi tutuklandı ve 25 kişi de polis kurşunu ile yaşamını yitirdi.
“Darbe dönemini andıran bu vahim tablonun nedeni Kürt siyasal hareketini ve toplumsal muhalefeti sindirmek amacı ile kolluk güçlerine tanınan geniş yetkidir. Türkiye’de kolluk güçlerinin keyfi öldürmelerine karşı uygulanan cezasızlık politikası ağır insan hakları ihlallerinin soruşturulmasının, faillerinin bulunmasının, suçlanmalarının, yargılanmalarının ve cezalandırılmalarının önüne geçmektedir.
“Bu “cezasızlık” politikası AKP Hükümeti döneminde daha da yaygın hale gelmiştir. Özellikle Meclis’e getirilen İç Güvenlik Yasası” ile polis cinayetlerinin yasal zemine kavuşması ile Türkiye’de bütün yurttaşların hayatı artık daha büyük tehlikede olacaktır. Ancak her şeyden önce bu yasa ile Türkiye’nin toplumsal barışı büyük bir risk altına girecektir.”
Sarıyıldız, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya şu soruları sordu:
* Yaptığımız görüşmeler neticesinde Cizre’de olayların büyük ölçüde durulduğu esnada, polis ve özel harekât timleri neden sadece ateş yakarak nöbet tutan yurttaşlara silahlı müdahalede bulunmuştur? Nöbet tutan Kitle üzerine ateş açma emri Bakanlığınızın bilgisi dâhilinde mi olmuştur?
* Olayların arkasında devlet içerisindeki provakatif ve kontra güçlerin olduğu yönündeki iddiaları araştırılmış mıdır? Bu provokasyonun arkasındaki güçler kimlerdir? Kürt halkını iç çatışmaya sürükleyerek siyasal mücadelesini zayıflatma ve HÜDAPAR’ı devreye sokarak Kürt siyasal hareketinin etkisini kırmaya çalışma gayesini taşıyan bu provokasyonun arkasında Hükümetinizin olduğu yönündeki iddia doğru mudur?
* Halka gerçek mermilerle yapılan müdahale emniyet içerisindeki kontrol dışı bir klik tarafından mı, yoksa devlet stratejisi kapsamında mı yapıldı?
* Cizre’de tanınan araç tamir ustası olan ve elinde herhangi bir silah olmadığı halde polisler neden Zeki Alar’ı ateşli silahla vurmuştur? Söz konusu yaşanan olayda, polis kişiye ‘dur’ ihtarı yapmış mıdır? Zeki Alar’ı vuran polisler hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldı mı? Başlatıldıysa bu soruşturmanın sonucu nedir?
* Zeki Alar’ı vuran zırhlı araçtaki termal kamera görüntüleri incelendi mi? İncelendi ise hangi bulgulara ulaşıldı?
* Cizre’deki çatışmalarda Hüda Par ve YDG-H dışında, ancak devletlerin elinde bulunacağı ağır silahların kullanıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise, bu ağır silahları kim kullanmıştır? Cizre’de yapılan müdahalede zırhlı araçlardan ne kadar gerçek mermi sıkılmıştır?
* Silopi’de polis kurşunu ile vurulan Musa Azman olayı ile ilgili herhangi bir soruşturma başlatıldı mı? Başlatıldıysa bu soruşturmanın akıbeti nedir? Musa Azman’ın öldürülmesinden sorumlu tutularak gözaltına alınan, idari ve/veya adli soruşturmaya uğrayan güvenlik görevlileri var mıdır?
* Polisin silah kullanma yetkisi ile ilgili bir kısıtlama yapmayı düşünüyor musunuz? Meclis’e getirilen İç Güvenlik Yasası” ile polis cinayetlerinin yasal zemine kavuşacağını düşünüyor musunuz?
* Hükümetiniz döneminde kaç kişi kolluk güçleri tarafından öldürülmüştür? Bu öldürme olaylarında kaç kolluk gücü yaşam hakkını ihlalden sorumlu bulunarak kovuşturmaya uğramış, yargılanmış ve mahkûm edilmiştir?
Güncelleme Tarihi: 05 Ocak 2015, 16:53