ANLAŞMA SAĞLANAMAYINCA ‘YENİ YOL HARİTASI…’

Fikirtepe’de yıllardır süren kentsel dönüşüm bir türlü son bulmadı. Hâlâ birçok sorun yaşanırken konuyu mahkemelere taşıyanlar yıllardır karar bekliyor. Kentsel dönüşüm davalarına bakan ve kendisi de Fikirtepe’de yaşayan avukat Hürriyet Azak, müteahhitlerin hak sahiplerine ‘yeni yol haritası’ dayattığını söylüyor. Azak, dayatılan ‘yeni yol haritasını’ şöyle anlatıyor: “105 metrekarelik yeri olan insanlar var. Bu kişilerden özellikle hisseli yer verme vekaleti isteniyor. Aynı zamanda bütün abonelik bedellerinin tahsili için yetki isteniyor. Burada çok ağır şartlar var. Müteahhitler kendilerini garantiye almak için bu sözleşmeleri imzalatmaya çalışıyor. Böylece hem hak sahibi hem de avukatların bu durumdan ellerini çekmeleri hedefleniyor.”

‘BURADA MÜLKİYETSİZLEŞTİRİLME AMAÇLANIYOR’

Azak, bahsedilen ‘yol haritası’na şu örnekleri veriyor: “Örneğin birinin yeni yapılmış bir inşaatı var… Buradakiler evlerini depremden sonra yaptı. Dönüşümden sonra bu ailelere, ‘gelin sizlere hisseli bir yer vereceğiz’ deniliyor. Bu hak sahibi de ‘ben hisseli yeri ne yapacağım’ diyor. Kendisine, ‘senin dairen para etmiyor ama benim sana vereceğim dairenin hissesinin parası daha fazla para ediyor’ denilerek bu hak sahipleri mülkiyetsizleştirilmeye çalışılıyor. Bunun yanında bir de vekalet isteniyor. Bu vekaletle çok korkunç yetkiler isteniyor. Vekalette şöyle deniliyor: Senin vekalet vermen yetmiyor. Avukatın da gelecek, bu haklarından vazgeçecek. Böylece insanları yasal haklarını kullanmaktan vazgeçirtiyorlar. Bu yetmiyor, ‘avukatın da vazgeçecek’ diyorlar."

‘AİHM YOLU GÖRÜNDÜ’

“Şu an Fikirtepe’de orman kanunu geçerli” diyen Azak, geçtiğimiz aylarda kentsel dönüşüm kapsamında olan Fikirtepe’de, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yürütmeyi durdurma kararına rağmen, mahallede yaşayan Karakoçoğlu ailesinin arsasının pay satışını gerçekleştirdiği bir karardan örnek vererek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da çağrıda bulunuyor: “Orman kanununun geçerli olduğu yerlerde hiç kimse hakkını alamaz. Çevre Şehircilik Bakanlığı artık İdare Mahkemeleri’ni etkilemeye başladı. O zaman bize de Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yolu göründü. Fikirtepeliler bu süreçte çok ağır bir şekilde mağduriyet yaşadı. Ağır mülkiyet ve barınma hakkı ihlalleri olduğu için AİHM’e gideceğiz. İnsanlar korkmadan haklarını aramaya devam etmeli. Çevre Şehircilik Bakanlığı da elini artık mahkemelerden çekmeli…”