TEVDA Başkanı Seid Hesen Seid, TEVDA Yönetim Kurulu üyesileri Netewe Xemgin ile Munzur Şengalî, ANF’ye operasyonu, kazanımları değerlendirdi. Seid, Xemgin ve Şengalî, DAİŞ saldırılarından dolayı bölgeyi terk eden Êzîdîlere “Geri dönerek, YBŞ saflarında Şengal için savaşma” çağrısında da bulundu.
TEVDA BAŞKANI SEID HESEN SEID: DAİŞ çetelerinin yenilmesini herkes kendine bir görev bilmelidir. Bu insani bir görevdir. Özgürlükten yana olan her güç bu çetelere karşı savaşmalıdır. Biz Demokratik Özgürlükçü Êzîdî Hareketi (TEVDA) olarak ‘Şengal’i özgürleştirme operasyonunun’ ilk günden itibaren buradaydık. Bu operasyonun çok önceleri başlaması gerekiyordu. Zaman geçtikçe halkımızın umutları da azalıyordu. Artık arkadaşlarımız Şengal merkezde savaş meydanındalar. Halkımız için sonuna kadar savaşmaya kararlıyız.
TEVDA bir Êzidi örgütü olarak 2004 yılında Şengal’de kuruldu. Biz 74. Fermandan önce de yaptığımız kongrede Şengal’in askeri ve siyasi olarak kendini yönetmesi gerektiğini dile getirmiştik. Örneğin, peşmergelerin içerisinde Êzidi olsaydı bu ferman yaşanmayacaktı. Onlar, Êzîdi halkını anne, çocuk, aile, kız kardeş, erkek kardeş demeden koruyacaklardı. Kürt halkına da Êzîdîler için demokratik özerklikle dayanışma çağrısında bulunuyoruz.
Şu anda Yekîyen Berxwedanê Şengalê (YBŞ) Êzidilerin savunma gücü olarak örgütlendi. ‘Şengalin Özgürleştirilmesi Operasyonu’na da öncülük etti. YPG, HPG ve YBŞ 4 aydan bu yana hep birlikte Şengal Dağı’nda Êzîdileri korudu. Şimdi ve bundan sonra Êzîdi halkı kendini YBŞ ile koruyacak. Kimsenin buna engel olmamalıdır. Bunu kim engellemeye kalkarsa Êzîdilik tarihinde kara bir leke olacaktır. Tüm Kürdistani güçlerin de YBŞ’ye destek olması gerekiyor.
Ferman sonrasında YPG’nin koridoru açması Êzîdi halkının yüzde 98 kurtulmasını sağladı. Kendi isteğiyle Şengal Dağı’nda kalanlar da büyük bir irade ve özveri ile direndi. Bu direniş olmasaydı belki de Êzdi halkının Şengal’e dönüşü mümkün olmayacaktı. Şengal aslında Irak Merkezi Hükümeti’ne bağlı olmasına rağmen, ne merkezi hükümetten ne de bölge hükümetinden bize yardım gelmedi. Dört buçuk aydır bu durumdayız, hiç böylesi bir yaklaşımı beklemiyorduk. Êzîdilerin yaşadığı zorluğa dört parça Kürdistan’dan halkımız destek olmaya çalıştı. Avrupa’daki Kürtler de hakeza, Şengal için ayaktaydılar. Onlara teşekkür ediyoruz.
Êzîdi gençlerinin, halkımıza yaşatılan bunca acıdan sonra yerlerinde durmaması gerekiyor. Gelip DAİŞ çetelerine karşı savaşması çok önemli. İnsanlarımız katledildi, kadınlarımız, çocuklarımız kaçırıldı. Bu durumda Êzîdi gençlerinin evde oturması utanç verici bir olaydır. YBŞ saflarına katılarak, çetelere karşı savaşmaları gerekiyor.
TEVDA YÖNETİM KURULU ÜYESİ NETEWE XEMGÎN: ‘Şengal’i özgürleştirme operasyonu’ halkımız açısından bir kazanım ve başarıdır. Bu operasyon en başından itibaren HPG gerillaları, YBŞ savaşçıları ve peşmerge tarafından ortaklaşa başlatılıp yürütülmüş olsaydı halkımız bundan daha çok memnun kalacaktı.
Son fermandan önce ne merkezi ne de bölgesel hükümet Şengal’e sahip çıkmadı. Unutulmuştu, siyasette, ekonomide, savunmadan koparılmıştı. Şengal’in DAİŞ çetelerinin eline geçmesinin asıl sebebi de buydu. Halkımız gerçekler ile tarih üzerine eğitilmemişti, öz savunması yoktu. Halkımız Şengal’in eskisi gibi yönetilmesini istemiyor. Onun için de biz diyoruz ki Şengal Kanton olmalıdır. Êzîdî halkımız kendi öz toprağında kendi kendini yönetmeli, savunmalı ve eğitmelidir. Bu Şengal’in merkezi hükümetten ya da bölgesel hükümetten ayrılması anlamına da gelmez. Halkımız kendini temsil edecektir. Êzîdî halkımız kendini demokratik özerklik ile yönetecektir. Êzîdîler bu konuda tarihti iyi anladı ve ders çıkarı. Êzîdî gençleri bundan dolayı gelip YBŞ saflarında yer alıyor, artık. Artık kimse Êzîdîleri aldatamaz. Şengal demokratik özerkliğe doğru gidiyor.
Şengal’de yaşayan diğer halkları da göz önünde bulundurursak, halklar için ittifak yapılması gerektiğini belirtebiliriz. Bunun için de Avrupa ve Rusya’da yaşayan tüm Êzîdîlerin bu sürece katılması, demokratik özerklik çatısı altında örgütlenmesi gerektiğini belirtiyorum.
YBŞ ve TEVDA saflarında yer almaları gerekiyor. Tüm Kürtlerin kökü Şengal’dedir. Bu esas üzerine herkes örgütlemelidir. Bu esas üzerinden onları Şengal’e davet ediyoruz. Êzîdiler nerede olurlarsa olsunlar kendilerini örgütlemelidir.
Kadınlar yoğun bir şekilde YBŞ saflarına katılıyor. Kadınların siyaset ve savaşın içerisinde yer alması çok önemli, ayrıca Êzîdî kadıları için birlik gerekiyor. Êzîdî kadınlar için silah almak ve direnmek şereftir. Diyorlar ki; Êzîdî kadınlar siyasete karışmasın. Kadınlar siyasete girmeyince ve silah almayınca DAİŞ’in eline geçiyorlar. Bugün Êzîdîler kimlik sahibidirler. YBŞ ve TEVDA kurulmuştur. Gelin ve katılın. 7 bin Êzîdî kadın DAİŞ çetelerinin elindedir. Êzîdîler nerede olurlarsa olsunlar bunun unutmasınlar. Êzîdî halkımız tüm kapıları, insan haklarının, ABD’nin, Avrupa’nın kapılarına dayanmalıdır, kim bu jenoside sebep olduysa cezalandırılmalıdır. Özellikle diplomasi çalışmalarında bu konu gündeme getirilmeli ve üzerinde durulmalı.
TEVDA YÖNETİM KURULU ÜYESİ MUNZUR ŞENGALÎ: DAİŞ’in ilk saldırılarının üzerinden 5 ay geçti. Halkımıza ayrıca birçok kirli saldırı da yapıldı. Halkımızın kurtuluşu koridorun açılması ile sağlandı, fermanın ardından ikinci adım olarak Şengal Dağı’ndaki Êzîdîler tasfiye edilmek istendi. Ama amaçlarına ulaşamadılar, çünkü Şengal Dağı’ndaki halkımız büyük bir direniş gösterdi. Bu büyük direnişi, özgürlük ve başarı için çaba gösteren halklara örnek olmuştur. Şengal Dağı’nda kalan halkımız gidenlerin tekrar topraklarına geri dönmesi için zemin hazırladılar.
Başlatılan operasyon kutsaldır ve sadece Êzîdîler için değil, Türkmen, Asuri ve Süryani halkları için de yapılıyor. Operasyon Ortadoğu ve dünya açısından önemlidir.
Bunun bilinci ile Êzîdi Özgürlük Hareketi olarak elimizden ne geliyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Halkımız da buna göre operasyona yaklaşıyor. Özel olarak Şengal’de başlatılan operasyon devam ediyor. Halk olarak da operasyonu özgürlük, insanlık ve kurtuluş operasyonu olarak görüyoruz.
Halkların kendilerini yönetmeleri için en uygun yöntem demokratik özerkliktir. Yalnızca Ezîdî halkı için değil tüm halklar için uygundur. Bir tek milleti esas alan ve içinde inkarı barındıran ulus devlet yaklaşımında yanlışlar vardır. Bunun için de günümüze artık bu sistem kabul edilebilir değildir. Günümüzde halklarının kendilerini yönetebilmeleri için demokratik bir sisteme ihtiyaç vardır. O da demokratik özerkliktir. Halk demokratik özerklik ile kendini yönetecektir. Êzîdî halkımız içinde en uygunu demokratik özerkliktir. Günümüzde demokratik özerkliğin dışında hiçbir sistem ile halklar yönetilemez. Bu konuda bizim de bu güne kadar eksiklerimiz oldu. Ama bu günden sonra bu noktada direneceğiz.
Êzîdî halkımıza karşı bir ferman kaldırıldı. Êzîdî halkını topyekün ortadan kaldırmak istediler. Êzîdî halkına karşı yıllardır hazırlanan bu plan 7 Ağustos’ta boşa çıkarıldı. Koridorun açılması ile planlar ters tepti. Êzîdîleri dağda yok etmek istediler. Ama HPG ve YJA-Star gerillaları buna müsaade etmediler. Hiç kuşkusuz bundan önce Êzîdîlerin başına gelenler ile şimdikiler arasında çok fark vardır. Hem siyasal hem kültürel anlamda farklar çoktur. Êzîdî halkının şahsında direnen hiçbir halkın yok olmayacağı ortaya çıktı. Yüzbinlerce Êzîdîyi savunan HPG Ortadoğu’da ve dünyada direniş sembolü oldu. Halkların savunucusu oldu. Bu da halkımız Êzîdîler ve diğer halklar tarafından görülmüştür.
Dağda kalan halkımız zor koşullara rağmen iradesi ile ayakta kalmayı bildi. Ben yerlerini terk eden halkımızın geri dönerek direnişteki yerlerini alacağına inanıyorum. / Firatnews
Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2014, 16:50