Hürriyet Gazetesi’nden Fikret Bila’nın aktardığına göre, Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başakanı Melih Gökçek, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe hakkında da konuştu. Sorunlu iller arasında Ankara ve Balıkesir’in dışında il olup olmadığı sorusuna, “Bursa” yanıtı veren Erdoğan, önümüzdeki hafta gerçekleştirecekleri görüşmelerde nihai kararı alacaklarını vurguladı ve “Geçen vakit aleyhimizedir ve buna da pek tahammül edemeyiz” şeklinde konuştu.
Gazetecilerin “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le geçen hafta Beştepe’de iki saati aşkın bir görüşme gerçekleştirdiniz. O günden beri çeşitli iddialar var. Sizin Gökçek’in istifa etmesini istediğiniz, onun 3 ay süre istediği, 2019’a kadar süre istediği” sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle yanıtladı:
“Arkadaşlar, (gülerek) bu aşırı bir iç mesele oldu… Yani duvarların çok içine sızdınız. Öyle bir şey söz konusu değil. Sayın Gökçek ile biz, Külliyemizin hemen karşısında, biliyorsunuz, 15 Temmuz Şehitler Abidesi’nin mekânının yan tarafında bir müze ve otopark projesi olayı vardı.. Ne oldu vesaire diye, bu konuyla alakalı kendisini bir çağıralım dedik. Bu vesileyle o konulara da, yani sizin ifade ettiğiniz konulara da girme durumu oldu. Bunları aramızda konuştuk, görüştük. Daha önce de söylediğim gibi olay sadece Melih Bey’in şahsında olan şeyler değildir. Yani bu konuyla ilgili, partimizde, bazı yerlerde bir değişim iradesi söz konusudur.
‘BUNLAR BAĞIMSIZ SEÇİMLE GELİP BAĞIMSIZ SEÇİMLE GİTMİYORLAR’
“Bu aynı zamanda Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzun da bir kararıdır. Zira Mart 2019 seçimlerine giderken bu tür değişimlerin olması gereken yerlerde, değişim iradesini partimizin üst yönetiminin ortaya koymasını özellikle arkadaşlarımız da istiyorlar. Bazı arkadaşların kenar köşe yazdıkları, ‘Seçimle gelen, seçimle gider’ veya ‘Sandıkla gelen sandıkla gider’ lafları var… Kusura bakmasınlar da; seçimle gelen seçimle gider ama bunlar bağımsız seçimle gelip bağımsız seçimle gitmiyorlar. Bunlar tabii ki bir iradenin yaptığı ön seçimler vesaire neticesinde buralara geliyorlar. Ve yani, siz 20 sene, 23 sene, 24 sene belediye başkanlığı yapacaksınız, bazı yerlerde üç dönem belediye başkanlığı yapılacak… İlanihaye buralarda kalınacak diye bir şey yok. Bugüne kadar partinin yönetimi, devamı istikametinde eyvallah demişse, her türlü desteği vermişse; şimdi de kalkıp eğer böyle bir irade ortaya çıkmışsa… Bakın bunun sebepleri var. A’dan Z’ye bütün incelemelerimizi yapıyoruz. 2019 Mart seçimlerine giderken, ön hazırlıklarımızı çok iyi yapmamız lazım. 16 Nisan’da hangi ilde ne kadar oy aldık? Ortalamanın altında olanlar, üstünde olanlar… Gözden geçiriyoruz.
‘İBB BAŞKANIMIZIN YAPTIĞI GİBİ O NEZAKETİ GÖSTERİR…’
“Dolayısıyla da önümüzdeki seçime girerken çok daha güçlü, çok daha farklı girmemiz lazım. Bu konuyla ilgili demek ki bir sıkıntı yaşıyoruz, bu sıkıntıları da aşmamız gerekiyor. Bazı arkadaşlarımızın bence bundan rahatsızlık duymaması, tam aksine, bizim yönetimimiz eğer böyle bir karar verdiyse, verecekse, o konuda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın yaptığı gibi o nezaketi gösterir. Dolayısıyla bu hareketi güçlendirir. Aynı şekilde, mesela Düzce de kalkmıştır, hiç ısrar dahi etmemiştir. Aynı şekilde Niğde, öyle bir ısrarın içerisine girmemiştir. Temenni ederiz ki, bu hafta, önümüzdeki hafta bazı görüşmeleri yapacağız, ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz çünkü her geçen vakit aleyhimizedir ve buna da pek tahammül edemeyiz.”
Erdoğan, gazetecilerin “Ankara ve Balıkesir dışında sorunlu başka il var mı?” sorusunu ise tek kelimeyle yanıtladı: Bursa.
ABD İLE YAŞANAN KRİZ
Erdoğan, ABD ile yaşanan vize krizi ile ilgili “ABD’yle vize krizi konusunda iki ülke Dışişleri Bakanlarının görüşmesi yumuşama belirtisi mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Sayın Dışişleri Bakanı (Tillerson) Dışişleri Bakanımıza ‘Komisyon oluşturalım’ demiş. ‘Nasıl bir adım atalım ki bu sıkıntıları aşalım’ demişler. Onun için bu komisyonun nasıl olacağına ilişkin metni bizim tarafa ileteceklerdi. (Bakan Mevlüt Çavuşoğlu: Büyükelçiyi aramışlar ‘bildireceğiz’ demişler.)”
Gazetecilerin “Tutuklu ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un avukatı ile görüşmesi bir adım olabilir mi?” sorusunu ise “Ayın 4’ünde tutuklama oldu. Bana gelen bilgilere göre ayın 4’ünden 10 Ekim’e kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılmış bir görüşme müracaatı yoktur. Ne aile tarafından ne de avukatları tarafından. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Böyle bir şey olursa zaten tavrımız bellidir. Ailesi de avukatı da elbette görüşebilir,” şeklinde cevapladı.
“Topuz’a tutuklamanın bir misilleme olduğu, hukuki olmadığı iddiaları” ile ilgili ise Erdoğan şöyle konuştu: “Türkiye bir hukuk devletidir, misilleme olamaz. Ama onların neler yaptıklarını da biliyoruz. Örneğin benim vatandaşım eşiyle beraber kapılarına gitmiş, gözaltına almışlardır. İki yıl oldu neredeyse daha mahkemeye çıkarmadılar. Kefalet, onu da kabul etmiyorlar. Arkadan Halkbank Genel Müdür Muavini 6 kere ABD’ye giriyor, çıkıyor; 6. veya 7. girişinde tutukluyorlar. Benim 13 korumamla ilgili gözaltı, tutuklama kararı çıkarıyorlar. Üstelik, bunların bir kısmı ABD’ye hiç gitmemiş. Bir kısmı orada eşimin yanında, olay yerinde bile değil. Bunları bana izah edemiyorlar. Öbür taraftan, terör örgütünün bana saldıran bir iki elemanını göstermelik olarak alıyorlar ama, o saldırganlara karşı çıkmış vatansever vatan evlatlarından iki kişiyi alıyorlar. Onlar hâlâ içeride, PKK’lılar ise bırakılmış durumda. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil.. Bütün bunlardan sonra FETÖ olayı çok daha farklı bir yere doğru bir zemin tespit ediyor kendine. Bu zemin de şu: 15 Temmuz olayının failleri ortaya çıkıyor.
‘ABD’DE AJANLAR VAR’
“Konsolosluklarının içerisinde FETÖ faili ajanlar bulunuyor. Bunlar diplomat değil, bunlar ajan. Benzer ajanlar şu anda Amerika’da da var. O ajanlar da Kongre ile çok sıkı ilişki içinde. Bütün bunlar bir gerçek olarak ortada. Zaten FETÖ’nün baş ajanı Pensilvanya’da. Buradan170 devleti yönetiyor. Bütün bunlara rağmen ABD’nin bu işlerde seyirci kalmaya devam etmesi, kusura bakmasınlar, stratejik müttefikle bağdaşan bir tavır olarak değerlendirilemez. Suriye’de bir terör örgütüne, 3 bin 500’ü aşkın TIR silah verdiler. Bu yaptıkları, Kuzey Suriye’deki terör koridorunu güçlendirmekten başka bir şey değildir.”
‘S-400’LERLE ALAKALI BİR SIKINTI YOK’
Erdoğan’ın “Rusya’dan alınacak S-400 füzelerinin ortak üretimi, Türkiye Patriotlarla da ilgileniyor mu?” sorusuna verdiği yanıt şöyle oldu: “S-400’lerle alakalı bir sıkıntı yok. Birinci pakette ortak üretimimiz olmayacak. Birinci paketi onlardan alacağız. Ama ikinci paketten itibaren artık ortak üretimin adımlarını inşallah atacağız. Sayın Putin’le görüşmelerde işi S-400’lerle bitirmeyi düşünmüyoruz. S-500’lerle ilgili de görüşmelerimiz oldu. Temenni ederim ki bu görüşmelerimizi de (S-500’lerle alakalı) hayata geçiririz. Patriotlar dünyada tedavülden kalkıyor.”
‘İNSANİ İHTİYAÇLARI MERKEZİ YÖNETİME VERİYORUZ, ONLAR DA KUZEY IRAK’A’
“Irak Merkezi Hükümeti’nin Barzani’nin ekibine tutuklama kararı çıkartması ve bundan sonra Türkiye’yi neyin beklediği” sorusunu Erdoğan “Bizi ne bekliyor diye bir şey yok,” diye yanıtladıktan sonra gelen “Barzani’yi ne bekliyor” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Evet, onu ne bekliyor, o önemli. Bunu da biz zaten söyledik. Ne dedik? Birincisi, ambargo olayı var. Nedir? Kapılar… Bizim şu anda eşzamanlı olarak İran ile bunu yürütme kararlılığımız var. İşte biz yarın arkadaşlarla tekrar değerlendirmemizi yapacağız ve bu uygulamaya hemen gireceğiz. Irak halkının ihtiyaçlarının, Irak Merkezi yönetimi tarafından böylece sağlanması gündeme gelmiş olacak. Yani Kuzey Irak yerel yönetimine bunları vermiyoruz, ama bütün bu ihtiyaçlar insanidir, dolayısıyla merkezi yönetime biz bunları vereceğiz ve merkezi yönetim de Kuzey Irak’a, halka ulaştırma yollarını arayacak. İkincisi ise hava sahasıyla ilgili adımdır. Uçuşları zaten durdurmuştuk. Şimdi diğer hamle Erbil ve Süleymaniye’ye iniş-kalkışlara hava sahalarımızı kapatmak. Takvimi bugün-yarın belirleriz. Temennim başka adımlara gerek kalmadan çözülmesi.
‘KUZEY IRAK’TA HALK İSYAN EDECEK’
“Kuzey Irak Yerel Yönetimi yaptığı hatayla, oradaki halkı dünyaya kapalı hale gelmesine sebep oluyor. Yönetimin yaptığı hata yüzünden oradaki insanlar İran’dan çıkamayacak, Türkiye’den çıkamayacak, güneyden gidemeyecek, Suriye tarafından gidemeyecek. Peki ne yapacak? İsyan edecek. Katalanlar’da olduğu gibi. Bak ne oldu? Şimdi ertelemeden söz ediyorlar. Biz ertelemeyi kabul etmiyoruz zaten. Arkadaşlar, bu işin buraya gelmesinin tek sebebi vardır. O da Kuzey Irak yerel yönetiminde mevcudun artık yerini koruyamama sürecidir. İç politika uğruna her şeyi kurban etmiştir. Kendi şahsi çıkarları için… Bundan sonra onun bir daha seçilme şansı yok.
AFRİN’DE EN UFAK BİR YANLIŞA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK’
Erdoğan, “Suriye’de İdlib’in ardından Mümbiç ve Afrin konuşulacak mı” diye soran gazetecilere, “Zaten konuşuyoruz. İdlib sağlıklı şekilde devam ediyor. Mümbiç ile ilgili, gerekirse orada da gerekli adımlar atılacak. Ama Afrin ile ilgili konuşmama hiç gerek yok; zaten şu anda kontrol altında. Afrin’de en ufak bir yanlışa tahammülümüz yok. Çok açık söylüyorum” yanıtını verdi.
Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2017, 22:33