34 insanın katledildiği Roboskî katliamının üzerinden birkaç ay geçmişti. Sosyalist Kadın Meclisleri'nden oluşan bir heyet ile Roboski'ye gitmiş, Ferhat Encü'yü, köydeki bir evde görmüştüm. Katliam gecesi ve ardından yaşananları soluk almadan anlatıyordu, her soruya ayrıntılı yanıt vermeye çalışıyordu. Kim bilir kaçıncı anlatışıydı. O gün hakkında yakalama kararı da vardı. Askeri kontrol noktalarından geçmemeye çalışarak köylere gelen heyetlere yaşananları anlatıyordu. O günün ardından defalarca gözaltına alındı, hakkında yakalama kararları çıkartıldı. Ancak, yakınlarını da kaybettiği katliamı anlatmaya devam etti. O günlerde Adana'da Çukurova Üniversitesi'nde Maden Mühendisliği bölümünde okuyordu. HDP kongresinde Parti Meclisi'ne seçildi, bugün de HDP'den Şırnak milletvekili adayı.
Ferhat Encü, adaylık sürecini ve milletvekili olarak yapmak istediklerini ANF'ye anlattı. Roboskî katliamından önce siyasetle ilişkisini "Her Kürt genci gibi Kürt özgürlük hareketine sempati ile bakıyordum" diye anlatan Encü, üniversitede gençlik çalışmalarına katılırken, köyde de yerel çalışmaların içinde yer aldı. Halepçe katliamını protesto ettiği için hakkında dava açıldı ancak dava 3. Yargı Paketi ile düştü.
AİLELERİN 'DIŞARIDAKİ SESİ'
Katliamın ardından Roboskililerin hayatı gibi Encü'nün de hayatı değişti. Aileler, her Perşembe günü şehitlerinin mezarlığında ve katliamın yaşandığı sınır hattında adalet arayışını sürdürürken, Encü ailelerin "dışarıdaki sesi" gibi oldu.
Encü bu durumu şöyle anlattı: "İnsanlarımız Roboskî'den sonra ne yapacaklarını, nasıl hareket edeceklerini bilemediler. Katliam insanlarımızda büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Kendime bir misyon yüklemek durumunda kaldım. Dilim döndüğünce katliamı anlatmaya çalıştım."
HDP adayı, Roboskîli olunca konuşma katliama ve son günlerde yaşanan hayvan katliamına geldi.
Encü, Roboskî halkının yurtsever kimliğine dikkat çekti, "Roboskî halkı, PKK kurulmadan önce de Mele Mustafa Gazi'nin hareketi ile büyüyen Kürt ulusal bilincine sahip bir halktı. Kürt özgürlük hareketi kurulduktan sonra da hareketi sempati ile karşıladı" dedi. Halkın devletin yoğun baskısı nedeniyle koruculuğu kabul etmek zorunda kaldığını hatırlatan Encü, "Bu onların özgürlük hareketine sırtlarını döndükleri anlamına gelmiyordu. Katliamdan önce 2010 yılında 12 gerilla şehit düştüğünde, halk sınırı aşarak cenazelerini aldı" diye konuştu.
Halkın yaşadığı acıları da hatırlatan Encü, Roboskî katliamının, halkın yurtsever tavrını hedeflediğini belirtti, "Devlet bu yüzden katliamı yaptı" dedi.
'HALKA SINIRLARI KATLİAMLA KABUL ETTİRMEK İSTİYORLAR'
17'si çocuk 34 insanın bedenleri parçalanarak katledilmesinin hesabını vermeyen devlet, son bir aydır köylülerin günlük hayatının ayrılmaz bir parçası olan katırları hedef aldı. Halkın hasta ve yaralı taşınmasından sınır ticaretine kadar çeşitli işlerde kullandığı katırlardan onlarcası, askerler tarafından öldürüldü.
Encü'ye göre, devlet, halkın tanımadığı sınırları, bu kez de katır katliamı ile kabullendirmek istiyor. Bir diğer nedenin ise çözüm süreci ile bağlantılı olduğu görüşünde. Roboskî'nin Kürt halkının çok hassas bir noktası olduğunun altını çizen Encü, "Roboskî katliamından sonra barış süreci başlamıştı. Şimdi de buradaki provokasyonlarla barış sürecini bitirmek istiyorlar" dedi.
Katır katliamları ile bölgenin tamamen boşaltılmak istendiğinin de amaçlandığını belirten Encü, "Yıllardır süren adalet mücadelemizin de hedeflendiği ortada" dedi.
'ASKERLERİN TAVRI YOK ETME ÜZERİNE KURULU'
"Roboskî halkının duyarlılığı olmasaydı onlarca insan hayatını kaybedebilirdi" diyen Encü, şöyle konuştu: "Askerlerin tavrı, yok etme üzerine kurulu. Onlarla diyaloga geçmek istediğimizde hakarete maruz kalıyoruz. Katliam döneminde tugay komutanlığı yapan Abdullah Baysal, 10 kadar önce tümen komutanlığına getirildi. Abdullah Baysal, 'Ya Roboski beni bitirecek ya da ben Roboski'yi' diyen, açık düşmanlık yapan biri. Biraz olsun halkın hassasiyetlerini dikkate alsalar, böyle bir atamayı gerçekleştirmezlerdi. Abdullah
Roboskî katliamının aydınlatılması noktasında tek bir gelişme olmadı. Ancak buna karşın halk, herhangi bir bıkkınlık göstermeden mücadeleyi sürdürmekte kararlı. Katır katliamları da adalet talebinin dile getirildiği sınır eylemlerine dönüştürüldü.
Ferhat Encü de, yürüttükleri mücadelenin sadece Roboskî'nin değil tüm katliamların faillerinin ortaya çıkartılması mücadelesi olduğunun altını çizdi.
HDP Şırnak milletvekili adayı Encü, Meclis'e girmesi kesin olan adaylardan.
'GÖZLERİNİN İÇİNE BAKARAK...'
Encü Meclis'te ne yapacak?
Bu soruyu kendine çokça sormuş Encü.
Yanıtı: Aklımda tek şey var. Meclis kürsüsüne çıkıp, Roboskî'yi meşrulaştırmaya çalışan her bir vekilin, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın gözlerini içine bakarak, 'Katliamı meşrulaştırmanıza izin vermeyeceğim' demek. Medya, katliam karşısında üzerine düşeni yerine getirmedi. Devletle beraber katliamı meşrulaştırmaya çalıştı. Roboskîli aileler olarak kendimizi ifade edecek zeminden yoksun bırakıldık. Medya, katliamın nedenlerini hiç sorgulamadı. Katliamı meşrulaştıracak gerekçeler buldu. Oysa ortada devletin planlı bir katliamı vardı. Roboskî'yi ağzına alamayan, Roboskî gündeme geldiğinde 'Ama PKK de şunu yaptı' diyen, "Her kürtaj bir Uludere'dir' diyen zihniyetten hesap sormak için Meclis'e gideceğim. Sadece Roboskî'nin değil, Soma'nın, Gezi'nin mücadelesini, polis tarafından öldürülen Nihat Kazanhan'ın mücadelesini vermek için de Meclis'te olacağım. 'Onlar sivil giyimli teröristlerdir' diyen Cumhurbaşkanı'ndan hesap sormak için orada olacağım.”
Güncelleme Tarihi: 16 Nisan 2015, 08:53