Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, Lice’de askerlerin yaşananlar karşısında hemen silaha davranmasının kabul edilemez bulunduğunu vurguladı. Lice’deki halkın çok tedirgin olduğunu belirten Elçi, yöntemin böyle olmaması gerektiğini altını çizdi. Lice halkının yıllardır bir mezarı olmayan gerillalar için bir mezarlık oluşturulduğunu ve oraya sembolik bir heykel diktiğini hatırlatan Elçi, halkın bu hassasiyetine yine silahlarla ve şiddetle cevap verilmesinin hiç kimseyi olumlu bir noktaya götürmeyeceğini kaydetti.

TEK TARAFLI HASSASİYETLE BU İŞ OLMAZ!

“Üzüntülüyüz” diyen Elçi, sürecin iyi gideceğine yönelik işaretler ortaya çıkmış ve seçimde bir başarı elde edilmişken, yine ölümlerin meydana gelmesinin insanları endişelendirdiğini ifade etti. Bu hassas dönemde herkesin dikkatli olması gerektiğini, herkesin çözüm sürecini yürütenlere yardımcı olması gerektiğini belirten Elçi, devlet görevlilerinin ve yetkililerin Kürt halkının hassasiyetlerine yönelik daha dikkatli olması çağırdı. Elçi “tek taraflı hassasiyetlerle bu yolun devam etmesi zor görülüyor. O nedenle her iki taraf da birbirinin hassasiyetini dikkate almalı. Bu gibi durumlarda hemen şiddete, hemen silaha davranmak doğru değil ve sürece hiçbir yararı yok” diye konuştu.

Güvenlik görevlilerin esas görevinin yaşam hakkını kurumak olduğunu dile getiren Elçi, savcının, 23 yaşındaki Mehdin Taşkın’ın yaşam hakkını ihlal eden sorumluları derhal açığa çıkartılıp cezalandırılmasını istedi. Elçi, bu davanın takipçisi olacaklarını vurguladı.

MAHKEME KARARI BAHANE

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ne olursa olsun hiçbir şekilde şiddete başvurulmaması gerektiğini belirti. “Eğer devlet ortada bir sorun görüyorsa, bu sorunu çözmek için diyalog yolunu tercih etmeli” diyen Türkdoğan, nitekim Diyarbakır Valiliğin aracılık yapan sivil toplum örgütleriyle başlattığı diyalog son ermeden, hemen bir mahkeme kararına dayanarak bir müdahale gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Türkdoğan, bu şiddetin bir gencin hayatına mal olurken, bir sürü insanın yaralanmasına neden olduğunu hatırlattı. Diyarbakır Valiliğinin yaptığı, “Mahkeme kararı vardı ne yapalım” açıklamasına tepki gösteren Türkdoğan, mahkeme kararının bir bahane olduğuna işaret etti. Türkiye’de birçok mahkeme kararının olduğunu ve şiddette başvurmadan yerine getirildiğini hatırlatan Türkdoğan, “O nedenle ben bu açıklamayı gerçekçi bulmuyorum. Sonuç itibariyle Lice halkı kendileri için değerli buldukları Mahsum Korkmaz’ın heykelini kent merkezine değil , kendileri için önemli ve değerli buldukları çocuklarının mezarlığına dikmişler. Bu pekala diyalog yöntemiyle çözülebilirdi. Bu yöntemin kullanılmayıp yine şiddette başvurulması doğru bulmuyoruz ve kınıyoruz” diye konuştu.

DEVLET YİNE BİLDİĞİ TEK DİL OLAN ŞİDDETTE BAŞVURDU!

Şiddetle hiçbir şeyin çözülemeyeceğini vurgulayan Türkdoğan, Türkiye’nin bugüne kadar her şeyi şiddetle çözmeye çalıştığı için hiçbir sorunu çözemediğini hatırlattı. Devlette bu eski şiddet yöntemine son verme çağrısında bulunan Türkdoğan, “Kaldı ki, siz bir çerçeve kanun çıkartmışınız ve artık taraflarla doğrudan doğruya görüşme yetkiniz var. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı elemanları isteseler Lice ‘deki PKK’lilerle doğrudan doğruya görüşebilirler ama yapmıyorlar. Böylece devlet kendisinin çıkartmış olduğu bir yasasının verdiği yetkileri kullanmakta adeta imtina etti ve yine konuştuğu tek dil olan şiddette başvurdu ” dedi. / Firatnews