KCK ana davasından yaklaşık 5 yıldır tutuklu kaldıktan sonra dün tahliye edilen DEP eski milletvekili Hatip Dicle ve Hüsamettin Çiçek, BDP Amed İl binasında basın toplantısı düzenledi. HDP Amed Milletvekili Altan Tan’ın da katıldığı basın toplantısında halkın Hatip Dicle’ye yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti.
Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısında konuşan Dicle, Ramazan ayının Ortadoğu’da barışa vesile olmasını dileyerek, “Ramazan ayının 2. günündeyiz. İnsanlarımızın çoğu niyetli, bu nedenle kimseyi fazla meşgul etmek istemiyorum. Burada olan olmayan bütün halkımıza teşekkür ediyorum. Biz gücümüzü her zaman halktan aldık ve almaya devam ediyoruz. Bizim sermaye gücümüz yok. Gücümüzü halkımızın desteğinden alıyoruz. Her türlü zulme rağmen halkımıza karşı hep dürüst olduk ve taviz vermedik. Kürt siyasetçileri cumhuriyetin kuruluşundan buyana hep soykırımlara tabi tutuldu. Kürt halkının öncü siyasetçilerinin Cumhuriyet tarihinden buyana katledilmesine rağmen sonuç alınamamıştır. Şeyh Sait hareketinin başlaması ile Kürt halkının öncülerinin ne tür acılar çektiğini acılı hikayelerinden biliyoruz. Bugün aynı zamanda Şeyh Said’in idam edilişinin yıl dönümü. Kürtler geçmişten beri hep sürgünlere tabi tutuldu ve Kürdistan’ı hep başsız bırakmak istediler. 90’larda faili meçhul cinayetlere kurban giden 17 bin insanın tümü Kürt halkının öncüleriydi. Bütün katliamlar aynıydı, sadece uygulama farklıydı. Birinde darağacı, diğerinde ise kafasına sıkarak infaz ve diğerinde cezaevine atarak soykırıma tabi tuttular. Siyasi operasyonların devam ettiği dönemde bir bakan, ‘bize teşekkür edin, sizi kuyulara atmadık cezaevine koyduk, daha ne istiyorsunuz’ diyen oldu. Peki hepsinden sonuç alındı mı? Hayır” şeklinde konuştu.
‘KARDEŞKANININ DÖKÜLMEDİĞİ BİR ORTADOĞU İSTİYORUZ’
Kürt halkının özgürlüğüne sevdalı bir halk olduğunu belirten Dicle, “Çünkü Kürtler artık Ortadoğu’da saygın bir halk konumuna gelerek, özgür yarınlara kavuşması için daha dikkatli olmalı. Bu süreçte ise kazanan mazlumlar, kaybedenler ise zalimler oldu. Cezaevinde hala bir sürü arkadaşımız var, umarım hepsi çıkar. Barışın mimarını aramızda olması için halkımızın mücadelesi önemlidir. Bu nedenle Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bütün İslam camiasında kardeşkanının dökülmediği bir Ortadoğu istiyoruz. Ortadoğu’da kendi barışımızı sağlayarak, Ortadoğu’yu cennete çevirebiliriz ve 3 büyük dinin esası olan barışa kavuşabiliriz” dedi.
Açıklamanın ardından Dicle basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin soruya Dicle, “2011 Yılı seçimlerinde yapılan haksızlık benden ziyade seçmen iradesine yapılan bir haksızlıktır. Yapılan seçmen iradesine bir müdahaleydi, AK Partiyi bir bütün sorumlu tutmak gerekir. İlk günden itibaren Oya Hanım (Oya Eronat’ın) bir günah keçisi yapılmasını doğru bulmadım. Çünkü sonuçta o projeyi ve o oyunu tezgahlayan bir güç var arkasında bence bunu bu şekilde değerlendirmek yeterlidir” şeklinde yanıtladı.
‘SÜTTEN AĞZIMIZ ÇOK YANDI’
Hükümetin 6 maddelik çözüm paketini olumlu değerlendirdiğini kaydeden Hatip Dicle, “Hükümetin 6 maddelik yeni paketini olumlu buluyorum. Kürtlerin sütten ağzı çok yandığı için yoğurdu hep üfleyerek yiyor. Biç çok vaatlerle karşılaşıp sonra bunların yerine getirilmediğini çok gördük. Dilerim hükümetin 2009 yılından buyana başlattığı çözüm sürecini, ilk diyalog aşamasındaki ağırdan alan ve çözümü zamana yayın günü kurtarmaya dönük politikalardan tamamen vazgeçer. Hükümet; Ortadoğu ve Ukrayna’daki yangını dikkate alarak Türkiye’yi hep birlikte demokrasi temelinde bir huzur adasına çevirebiliriz. Bizim demokrasimizde tüm Ortadoğu’ya örnek olur. Biz bunu yaparsak 10 bin yıllık tarihimizin Neolitik dönemden köklerine de uygun davranmış oluruz. Bisiklet artık durmadan hızlanmalıdır” dedi.
Hükümetin üzerine düşen görevi yapması durumunda herkesin rahat edeceğini kaydeden Dicle, “Muhataplarımız hükümet üzerine düşeni yaparsa hiç olmazsa çocuklarımız daha güzel bir Kürdistan’da daha özgürlük kokan bir Türkiye’de birlikte yaşarlar”.
‘BEN DAVA ADAMIYIM’
Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Dicle, “Ben kendimi siyasetçiden çok dava adamı olarak görüyorum. Hiçbir zaman mevki, makam peşinde koşmadım. Bu nefes bende oldukça dava adamlığıma devam edeceğim. Bu şehitlerimize verdiğimiz sözümüzdür. Benim için daha çok halkın sevgisi ve kadir şinaslığı yetiyor. Bu anlamda mevki makam hırsım asla olmayacak. Aklın sade neferi olmaya devam edeceğim. İnsanlarımız bir görev verdiğinde ise o görevi yerine getireceğim. Bir devrimci ve dava adamı için cezaevinde en çok özlem duyduğu şey şudur; sizden sonra mücadele devam ediyor mu etmiyor mu. Bizim bıraktığımız boşluğu arkadaşlarımız doldurup devam ediyordu. Onun için hiçbir şeye hasret değildim. Bir devrimcinin en büyük özlemi oydu, uğruna hapis yattığı halkı ve yoldaşları o bayrağı taşıyorsa o cezaevinde de olsa mutludur. Bütün devrimci arkadaşların ortak söylemidir” diye konuştu.
‘KÜRT ULUSAL KONGRESİ TOPLANMALI’
Kürt halkının kendi iradesi dışında nasıl 4 parçaya bölündüğünü herkes bildiğini ifade eden Dicle, “21. yüzyılda içinde yaşadığımız yüzyılda Kürtler iradeleri dışında yüzyılın başında kendilerine biçilen kefeni yırtmışlardır. Kürtler arasındaki sorunları siyasi kanalarda çözmeli ve ulusal kongreyi biran önce gerçekleştirerek tüm Ortadoğu halklarına örnek olmalıdır. Ulusal birliklerini ete kemiğe büründürürlerse bu dayanışmalarını ben inanıyorum ki Ortadoğu’daki Arap ve Kürt baharı diğer halkları nasıl etkilediyse, inanıyorum ki Kürtler arasındaki birlikte diğer halkalar arasındaki birliği de güçlendirecektir. Tarihsel misyonla yüz yüzeyiz. Tıpkı Selahaddin Eyyubi’nin Ortadoğu’da gerçekleştirdiği kardeşleşmeyi 800 yıl sonra kutsal topraklarda gerçekleştirmeye İle karşı karşıyayız. Bunu da başarmak için gücümüz ve o siyasi tecrübemiz var” dedi.
Bir gazetecinin ‘Cezaevinde iken en çok neye özlem duydunuz’ şeklindeki soruya Dicle, “Biz bu konuda hep umutlu olmaya çalıştık. Ben inanıyorum ki bu konuda Türkiye’yi yönetenler devlet ve hükümet nezdinde söylüyorum. Ortadoğu’daki durumu doğru tahlil ederek Kürt halkının geldiği aşama ya doğru öngörerek demokrasi temelinde barış temelinde kardeşlik temelinde büyüyecektir bisikleti hızlandırmak gerekiyor. Artık muhatabımız olan siyasi kesimler en başta hükümettir bu son çerçeve yasasını dikkate alarak söylüyorum onları daha çok teşvik etmek istiyoruz, eleştirilerimiz yapıcı ve kazan kazan politikasına yöneliktir. Çözüm istikametinde ne kadar güçlü adımlar atarsak Türkiye toplumu 75 milyon insanın yararına olacaktır. Ülkede iç istikrar barış huzur varsa toplum yararlandığı kadar devlette yaralanır. Bu güne kadar halkımızı üzen oyalama politikalarına da son verilir. Dileğimiz o yöndedir muhataplarımızı yapıcı eleştiriler ile teşvik etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Bir vatandaşın ‘Önder Apo ne zaman aramızda olacak’ sorusunu da yanıtlayan DEP’li Dicle, “Öcalan 2015 Newroz'unda aramızda olabilir; Öcalan’ı yanlış tanımamışsam, o önce bütün cezaevlerini boşalması ve dağdaki yoldaşlarının demokratik siyasete katılmak üzere dönmeleri ile birlikte Kürt halkının bütün haklarının tanınması yönünde ciddi bir program ve demokratik anayasanın oluştuğu bir Türkiye’de çıkmak ister öyle bir Kürdistan’da gelmek ister. Birliğimizi ne kadar korur ne kadar fedakarca çalışırsak başkan Apo’nun aramızda olması o kadar kısa olacaktır” dedi. / anf
Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2014, 11:09