'Derdimiz para değil, failler bulunsun'

TSK uçaklarının iki köyü bombalaması sonucu 38 sivilin öldüğü katliamda Türkiye'nin AİHM tarafından rekor tazminata mahkum edilmesi ardından olaya tanık olan ve yakınlarını kaybeden köylüler, dertlerinin para olmadığını, asıl amaçlarının katliamı yapan ve emri verenlerin yargılanması olduğunu söylediler.

'Derdimiz para değil, failler bulunsun'
TSK uçaklarının iki köyü bombalaması sonucu 38 sivilin öldüğü katliamda Türkiye'nin AİHM tarafından rekor tazminata mahkum edilmesi ardından olaya tanık olan ve yakınlarını kaybeden köylüler, dertlerinin para olmadığını, asıl amaçlarının katliamı yapan ve emri verenlerin yargılanması olduğunu söylediler. Katliamda hayatını kaybeden 25 kişinin ise nüfus kayıtlarında halen sağ oldukları ortaya çıktı.


Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerine 26 Mart 1994 tarihinde Diyarbakır Askeri Havaalanı'ndan kalkan 2 savaş uçağının yapılan hava saldırısında 38 sivilin ölmesi soruşturması halen devam ederken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dün Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle 2 milyon 305 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.

Soruşturmanın halen sonuçlanmaması ve faillerinin yargı önüne çıkmamasına tepki gösteren köylüler, amaçlarının tazminat değil, adalet olduğunu söylediler.

Saldırıya tanık olan Kuşkonar köyünden Ahmet Yıldırım, uçakların köylerinin üzerinden alçaktan uçtuğunu ve evinin bodrumuna sığındığını belirterek,  "Eşim olan Elmas Yıldırım da benim arkamdan koşmakta idi. Ben bodruma girdiğimde büyük bir patlama sesi duydum. İçeri girdiğim bodrumda epeyi bekledim. Eşim arkamdan bodruma girmeye yetişememişti. Sesler kesilince ben tekrar dışarı çıktığımda eşimin vücudunun parçalandığını ve yerde yattığını gördüm. Yine evimin etrafında ikamet eden akrabalarım olan ve  Selim, Şerife, Melike, Şaban ve İrfan Yıldırım ile nüfus kaydı olmayan Hunav Yıldırım'ın öldüklerini öğrendim. Cenazeleri köy meydanında topladık. Hatırladığım kadarıyla toplam 25 ölü vardı. Evimin önünde 2.5 metre derinliğinde bir çukur gördüm. Çukur çevresinde kol büyüklüğünde bomba parçaları gördüm. Tahminen iki üç gün sonra eşyalarımızı ve hayvanlarımızı toplayıp köyden Kumçatı köyüne göç ettik"dedi.

‘ÖNCE HELİKOPTER GEÇTİ, DUMAN RENGİNDE İZLİ BİR ŞEY BIRAKTI’

Bombalamanın yapıldığı Koçağılı köyünden İbrahim Kıraç ise, evlerinin önünde çay içtikleri sırada köylerinin üzerinden ilk önce bir helikopter geçtiğini, helikopterin geçerken duman renginde iz bırakan bir şey bıraktığını ifade ederek, "Arkasından 2 tane jet köyümüzün üzerinden geçerken, geçişlerinde toplam her biri 4'er tane toplam 8 adet bomba attı. Bombalar tek seferde atılmadı. Bomba atıldıktan sonra gidip dönüşte tekrar bomba attılar. Bombaları düşerken görüyorduk. Bir metreden fazla uzunluktaydılar. Bomba atılmasından sonra biz köyden kaçmaya başladık. Bombanın atılmasından hemen akabinde köyümüz uçaklar tarafından tarandı. Halen köyde bulunan duvar ve pencere yerlerinde izler mevcuttur. Atılan bombalar parçasının bir kısmı evimize isabet ettiğinde evde bulunan Abdullah, Halime, Xezal ve Zahide Kıraç öldü. Ben ilk bombanın atılmasından dolayı köyden kaçarak uzaklaştığımdan her hangi bir şekilde yaralanmadım. Köyümüzden olaydan dolayı toplam 13 kişi öldü" dedi.

‘PARA VERİLECEĞİNİ BİLSEYDİK DAVA AÇMAZDIK’

AİHM'in kararından sonra dün Koçağılı Köyü'nde kararı değerlendiren köylülerden İbrahim Kıraç ise halen bombalanan evlerin bulunduğu yerde yaptığı açıklamada uçakların bombalamasını gördüğünü, bombalamanın ardından çok fazla yaralı olduğunu belirterek, "Ben evimin bahçesinde oturuyordum. Birkaç kişi ile köyün üzerinde uçan helikopteri seyrediyorduk. Helikopter geldi. Bir duman izi bıraktı. Ardından savaş uçakları geldi. İlk attığı bombada, amcalarımın evine isabet etti. Biz kaçtık. Kaçabilen diğer köylüler de kaçarak dağıldılar. Diğerleri çoluk çocuk, kadınlar zaten köyde kaldılar. Bizim isteğimiz para değildi. Zaten para olduğunu bilseydik dava açmazdık. Biz bu olayın faillerinin yakalanması için başvurduk. Faillerinin cezalandırılmasını bundan sonra böyle bir olay olmaması için, bu faillerin cezalandırılması gerekiyor"dedi.

‘ENKAZ ALTINDA CESEDİNİ ÇIKARDIĞIM  KIZIMIN TIRNAĞINI BÜTÜN DÜNYAYA DEĞİŞMEM’

Olayda annesi ve 5 yakınını kaybeden Ahmet Bengi ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "Olay esnasında köydeydim, burada çay içiyordum, baktım uçaklar bu taraftan geliyordu. İki uçağın yönü köye dönüktü. Eşim hastaydı. O sırada komşularımızın çocukları da bize gelmişti. İlk önce Hamit Kaçar'ın evini uçaklar bombaladı, diğerin de buraya attılar. Olay bitikten sonra koşarak buraya geldim, baktım köylülerin çoğu camiye girmişler, diğerleri de aşağıya doğru kaçtılar. Buraya geldim buradan sesler geliyordu. Elle kazıdım ve bazı cesetleri gördüm. Komşumuzun kızı da annemin kucağında ölmüştü. Eşim enkazın altında kalmıştı, kızım ölmüştü, kardeşimin kızı da öldü. Bizim aileden 5 kişi öldü. Bizim derdimiz bunu yapanların ismi çıksın ve ceza verilsin, derdim para değil, para bana dert değil, kızımın tırmağını bütün dünya ya vermezdim. Bu olayı yapanları cezalandırılmasını istiyorum."

Bombalamaya tanık olan ve saldırıda annesini, kardeşini, yeğenini, oğlunu ve kuzenlerini kaybeden Emine Kaçar da, "Olay zamanında ben köydeydim. Uçaklar geldi ve onlara bomba atılar. Eşim sanki buradan oraya atıldı. Adaletin yerini bulması iyi olmuş" dedi.

Hezni Kaçar adlı kadın da, "Uçaklar geldi, bombalama yaptılar. Oğlum, kayınpederim, eltim ve kaynım öldü. Biz bunu bize yapanlardan hakkımızı istiyoruz. Cezalandırılmalarını istiyoruz. Biz acıyı yaşadık onlarda cezasını çeksin" şeklinde konuştu.

ATILAN KAZAN BOMBALARI NEDENİYLE YERİN ALTINDAN SU ÇIKTI

Koçağılı Köyü'ne düzenlenen hava bombardımanında babası, kızı ve yengesininin de aralarında bulunduğu toplam 6 yakınını kaybeden Hamit Kaçar da, köye önce helikopterin geldiğini ve işaret fişeği gibi bir şey attıktan sonra uçakların köyü bombaladığını belirterek "Köyü bomba duman altında bıraktı. Bunu biliyoruz. İlk duman içinde kaldık. Dumandan sonra bir helikopter geldi. Uçaksavar ile tüm evleri taradılar. Hiçbir ev ayakta kalmadı. Hepsi yıkıldı gitti. Bizden 6 tane gitti. 14 kişi bizim köyden gitti. 20-30 kişi yaralı vardı. Önemli olan faillerin cezalandırılmalarıdır. Biz bunu istiyoruz. Bize hiç bir şey yapmadan, gelip bizi bombaladılar. Bizi insan saymadılar. O gün herkes köyde olsaydı hiç kimse sağ kalmazdı. Kimi hayvanları için yaprak toplamaya,  kimi çobanlığa gitti. Köyde daha çok kadınlar ve çocuklar vardı. O çocukların, o kadınların, o ihtiyarların ne suçu vardı. Biz ne yapmışız ki. Gelip bizi o kadar şey yaptılar, insanlık dışıydı. Evlerimizin hiç biri kalmadı. Sadece camii kaldı ayakta. 8 tane kazan attılar. O kazanların yerinde su çıktı" dedi.

Öte yandan, bombalı saldırıda Kuşkonar köyünde öldürülen 25 kişinin toplu mezara gömülmesinden dolayı otopsilerinin yapılmadığı ve resmi kayıtlarda halen bu kişilerin yaşadıkları öğrenildi. İki köyün bombalanması ardından, ölülerini alelacele toplu şekilde toprağa veren köylüler, yeni bir hava saldırısı tehlikesine karşı Kumçatı beldesine göç etmek zorunda kalmışlardı. / anf

Güncelleme Tarihi: 14 Kasım 2013, 14:55
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER