Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Çocuk Hakları Alt Komisyonu 6 Şubat depremlerinden etkilenen çocuklarla ilgili çalışmalarını raporlaştırdı.
TOPLANTILAR, SAHA ZİYARETLERİ...
Bölge halkına ve çocuklara yönelik çalışmalar hakkında bilgi almak amacıyla paydaş kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin katıldığı 7 toplantı yapıldığı ifade edilen raporda Adıyaman, Antep, Maraş, Hatay, Malatya, Elazığ ve Diyarbakır’da yerinde incelemelerde bulunulduğu kaydedildi. Saha ziyaretlerinde bölgede görev yapan mülki amirler, idari yetkililer, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlarla görüşmeler gerçekleştirildiği de belirtildi.
'ÇOCUKLARIN STRES KAYNAKLARI YAS SÜREÇLERİYLE BİRLEŞTİ'
Raporda depremin üzerinden bir yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen çocukların maruz kaldığı sorunların bir kısmının devam ettiği belirtilirken şu ifadeler kullanıldı: “Depremzede çocukların yaşadıkları sağlık sorunları, kayıp, korku, kaygı, belirsizlik gibi stres kaynaklarıyla mücadeleleri, yas süreçleriyle birleşmiştir. Depremlerin ardından çocukların varoluşsal güvenlik duyguları sarsılmış, yakın çevrelerinde yaşadıkları kayıplarla mücadele etmiş ve günlük rutinleri, sorumlulukları ve rolleri değişmiştir. Depremlerin ardından bölgeden zorunlu olarak aileleriyle birlikte başka bölgelere göç eden çocuklarda uyum problemleri, aidiyet eksikliği, kültürel farklılıklar gibi sorunlarla karşılaşmışlardır. Bu doğrultuda kamu tedbirleri ve bireysel hazırlıklar açısından depremin çocuklar üzerinde ortaya çıkardığı olumsuz etkiler asgari düzeye indirgene ve çocukların olağan yaşam akışları normal seviyeye erişene dek sosyal yardımların çeşitlendirilmesi ve güçlendirilerek vatandaşlara ulaştırılması, bu kriz dönemlerinde oldukça önemlidir.”
1582 ÇOCUK, 1126 KORUYUCU AİLE
Raporda bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerden alınan bilgilere de yer verildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 1582 çocuğun, 1126 koruyucu ailesiyle tek tek görüşülerek durum tespiti yapıldığını aktardı.
Bakanlığın aktardığı koruyucu ailelerle çalışmalar şöyle sıralandı:
- Koruyucu aile dernekleri ile iş birliği yapılarak koruyucu ailelerin çadır ve diğer ihtiyaçlarının temini sağlanmıştır.
- Depremden etkilenen ve haklarında korunma kararı alınan çocukların öncelikle akraba veya yakın çevreleri yanında olmak üzere koruyucu aile hizmetinden yararlandırma çalışmaları başlatılmıştır.
- Koruyucu aile ve evlat edinme hizmetlerine başvuruda bulunan ailelerin talepleri değerlendirilmektedir. Başvuru sahipleri ile gruplar halinde bilgilendirme toplantıları yapılmıştır.
DEPREM İLLERİNDE 70 BİN 149 EVLAT EDİNME, 330 BİN 131 KORUYUCU AİLE BAŞVURUSU
Depremden etkilenen illerde Sosyal Ekonomik Destek (SED) alan çocuk sayısının 54 bin 479 olduğunu belirten bakanlık, evlat edinme ve koruyucu aile başvurularına ilişkin detaylı bilgi verdi. Buna göre e-Devlet üzerinden 2023 yılı başından 6 Şubat 2023'e kadar toplamda 560 olan evlat edinme başvurusu 5 Kasım 2023 itibarıyla 70 bin 149‘a yükseldi. e-Devlet üzerinden 2023 yılı başından 6 Şubat 2023'e kadar toplamda 669 olan koruyucu aile başvurusu da 5 Kasım 2023 itibarıyla 330 bin 131'e yükseldi.
Bakanlık, başvuran 278 bin 710 ailenin şartlarını uygun görerek ön görüşmeye davet etti. Bu ailelerden 84 bin 49’u görüşmeye geldi. Görüşmelerin ardından 4 bin 329 aile, koruyucu aile hizmetine yazılı başvuruda bulundu. 1569 ailenin belge tamamlama süreci, 1470 ailenin de sosyal inceleme süreci tamamlandı. İşlemleri tamamlanan ve statü verilen 1290 ailenin ise bekleme süreci devam ediyor.
‘ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE ÇOCUK TESLİMİ YAPILMADI’
Bakanlığın depremden etkilenen refakatsiz/kimliksiz çocuklarla ilgili çalışmalardan da bahsetti. Bu konuda yapılan çalışmalardan bazıları şöyle aktarıldı:
-Aile Bilgi Sistemi Afet Yönetim Modülü oluşturulmuştur.
- TÜBİTAK tarafından yeni uygulanmaya başlayan DerinGÖRÜ Programı kullanılmıştır. Yapay zeka sistemiyle çalışan program sayesinde Bakanlığa ulaştırılan resimleri, mevcut bilgilerle karşılaştırıp çocuklarla ilgili bilgileri hızlı bir şekilde tasnif edip sonuca varma ve karşı tarafa bilgi verme konusunda hızlı hareket edilmiştir.
- Vatandaş Sorgulama Ekranı oluşturulmuştur.
- Alo 183 Birimine çocuk odaklı personel görevlendirmesi yapılmıştır.
- Aile Bilgi Sistemi içerisinde 'Aranan Çocuk Kataloğu' oluşturulmuştur.
- Kimliksiz ve ailesine ulaşılamayan tüm çocukların DNA tespiti yaptırılmıştır.
- İl ekipleri tarafından ayrıntılı inceleme ile aile birleştirme çalışmaları yapılmıştır.
- Çocukların yaş ve gelişimlerine uygun olarak yerleştirildikleri bakanlığa bağlı kuruluşlarda çocukların her türlü ihtiyaçları karşılanarak gerekli psikososyal destek çalışmaları yürütülmüştür. Halen bu çalışmalar devam etmektedir.
- Kendisini ifade edebilen çocukların bulundukları birimlerde çocukların beyanları ve aile/yakınlarının sunduğu yakınlık derecesini kanıtlayıcı bilgi ve belgelerle çocuğun teslimi gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada üçüncü kişilere çocuk teslimi yapılmamıştır.
BİN 914 REFAKATSİZ VE KİMLİKSİZ ÇOCUĞUN BİN 865’İ AİLESİNE TESLİM EDİLDİ
Bakanlığın aktardığı refakatsiz/kimliksiz çocuklara yönelik istatistiklerse şöyle:
Kayıt altına alınan ve takibi yapılan çocuklar:
* Refakatsiz çocuk: 1914
* Ailesine teslim: 1865
* Hastanede takip: 3
* Koruma altında: 24
* Vefat: 15
* Koruyucu aile: 4
* Evlat edinme: 1
* Yanlış kayıt: 2
İhbar hattına bildirilen çocuklar:
* İhbar geldi: 1088
* Ailesi ya da yakınına ulaşıldı: 301
* DNA testine yönlendirildi: 182
* Vefat ettiği öğrenildi: 567
* Korunma altına alındı: 38
DEPREM SONRASI SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR
Komisyonun raporunda suça sürüklenen çocuklara ilişkin veriler de yer aldı. Buna göre 2023 yılında; Hatay’da 458, Malatya’da 218, Diyarbakır’da 459 çocuk suça sürüklendi.
PSİKİYATRİST YETERSİZ, ELEKTRİK KESİNTİLERİ, SU BASKINLARI SORUN YARATIYOR
Raporun sonunda deprem bölgesine ilişkin tespitler sıralandı:
-Bazı konteyner kentlerde çocukların eğitim faaliyetlerinin aksamaması adına, internet ve telefon gibi iletişim kaynaklarının çekim alanlarının güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu,
-Vatandaşlardan sıklıkla elektrik kesintilerinin yaşandığı bilgisi edinildiği ve bu durumun özellikle sınavlara hazırlanan çocuklar ve gençler üzerinde büyük stres oluşturduğu,
-Mevsimsel şartlara göre zaman zaman konteynerlerin yağmur suyuyla dolarak zarar gördüğü,
-Çocuk oyun alanlarına giden yolların çakıl taşlarıyla doldurulmasının fiziksel yaralanmalara sebep olduğu ve tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duyan yetişkin ve çocukların bu alanlara erişiminde zorluk yaşadığı,
-Ailelerin yeni TOKİ binalarındaki bazı eksiklikler ve çocuklarının düzenlerinin bozulmaması isteği sebebiyle konteyner kentlerden çıkmak istemediklerinin gözlemlendiği,
-Yeni TOKİ yaşam alanlarında ulaşım, market, fırın gibi temel ihtiyaçların karşılanacağı sistemlerin henüz oluşmadığı,
-Çocuk dostu alanların veya çocuk merkezlerinin etrafında kimi zaman yabancı kişilerin görüldüğüne dair şikayetler olduğu,
-Çocukların, özellikle de özel gereksinimli çocukların kırsal kesimde taşımalı eğitim sisteminden yararlanamadığı,
-Çocukların sağlık muayenelerinde büyük bir artış olduğu, özellikle çocuk psikiyatri servislerine başvuran çocuk sayısında önemli bir yükseliş yaşandığı, çocuk psikiyatristi sayısının artan talebi karşılamadığı,
-Bulaşıcı ve salgın hastalıklar konusunda konteynerlerin belirli aralıklarla değil, sürekli gözetim altında tutulması gerektiği, sağlık merkezlerinin haftanın 2 veya 3 günü hizmet verdiği acil durumlarda sağlık personeline ulaşmakta zorluklar yaşandığı,
BAZI STK'LARIN İSTİSMAR ETTİĞİ İDDİASI
Raporun tespitler bölümünde pek çok sivil toplum kuruluşunun çocuklarla ilgili çalışmalara olumlu katkılar sunduğu kaydedilirken LGBTİ+ haklarını savunan sivil toplum kuruluşlarının ve 'terörle iltisaklı' olduğu savunulan kuruluşların çocuk ve gençleri hedef aldığı iddia edildi. Raporda, söz konusu STK'lar için, “Afetzedelerin yaşadığı zor durumu istismar etmesinin engellenmesi ve kırılgan grupların istismarının önüne geçilmesini teminen afet sonrası dönemde yalnızca yetkili kurumlar tarafından akredite edilmiş sivil toplum kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermesi yönünde bir çalışma yapılması gerekmektedir” denildi.