HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP Ankara milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, HDP Ankara Gençlik Koordinasyonu tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında ODTÜ'de binlerce öğrenci ile Fizik Bölümü amfisinde buluştu. Önder ve Demirtaş, salonda binlerce öğrencinin coşkulu alkışlarıyla karşılandı. Amfiye sığmayan gençlerin bir bölümü merdiven ve yerlerde otururken, yüzlerce öğrenci de yoğun ilgi nedeniyle amfinin dışından etkinliği takip etmek zorunda kaldı. Etkinlik 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan şahsında devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı. Ardından, ODTÜ'ye sık sık yapılan polis saldırılara ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı. Yaşamını yitiren 68 kuşağı önderleri ve PKK'lilerin fotoğraflarının ekrana geldiği sırada, gençler hep bir ağızdan "Devrim şehitleri ölümsüzdür" sloganı attı.
ÖNDER: DENİZLERİN MÜCADELESİNİ KENDİ MÜCADELEMİZDE YÜRÜTME SÖZÜ VERİYORUZ
İlk olarak söz alan Önder, "6 Mayıs'ta Türkiye halklarının mücadelesinin en güzel evlatlarından üçünün katledildiği günde buradayız. Anıları önünde saygıyla şükranla büyük bir ödenmez borçluluk duygusuyla eğiliyoruz. Anılarını ve devrimci mücadelelerini, kendi mücadelemizde yürütme sözü veriyoruz" dedi.
Denizleri, Karşıyaka’daki mezarları başında andıklarını söyleyen Önder, "Başta gençlik olmak üzere, kadınlar olmak üzere bütün Ankara oraya akmıştı, o üç mezarın arasındaki mesafe tamamen kapanmış bir insan seliyle. Biri gider bin geliriz sözünün vücut bulmuş haliydi bugün Karşıyaka. Selam olsun herkese" diye konuştu.
DEMİRTAŞ: ORTAK ONURUMUZA SAHİP ÇIKMAK DEVRİMCİLERİN BOYUN BORCUDUR
6 Mayıs'ta ODTÜ olmalarının kendileri için anlamı bir yanı olduğunu belirten Demirtaş, "Bu seçimlerde ve seçim sonrasında, Türkiye'deki artık siyaset yapma biçiminin, egemen devlet siyaset dayatmasını boşa çıkartacak bir anlayış ile bir başarı elde edersek elbette ki Denizlerin anısına bağlı kalmış olmanın da bir somut göstergesi olacak. Kim her nerede bizler adına direnmişse, işkence tezgahlarında dağlarda her biri bizim onurumuzdur. Ortak onurumuza sahip çıkmak da Türkiye'deki bütün devrimcilerin boyunun borcudur. HDP kendi payına düşen sorumluluğu yerine getirme gayreti içindedir" dedi.
Rektörlük kararıyla basın mensuplarının ODTÜ'ye alınmamasına tepki gösteren Demirtaş, "ODTÜ yönetimi ODTÜ'nün direniş şanını yakışır bir tutum içerisinde olmadığını belirtmek isterim. Burada özgür düşünceyi engellemeye çalışan öğrencilerin, siyasetçilerin, akademisyenlerin düşüncelerini engellemeye çalışmak nafile bir çabadır. Bunu 2015 yılında başarabileceğini düşünen varsa kendini kandırıyor. Burada bizim sesimizin dışarıya ulaşılamayacağını düşünerek salonu, basını engelleyen bir yönetim zaten bireysel düşünüyor olamaz. Zaten ODTÜ'ye yakışır olamaz. Ben ODTÜ Rektörüne ve yönetimine şu tavsiyede bulunmak istiyorum. ODTÜ'de rektör olmak yürek ister, yüreğin yetmiyorsa bırakın kardeşim. HDP'liler gelip burada konuştu ve ODTÜ öğrencilerini dinledi diye azar işitmekten korkuyorsan sen yanlış üniversitede rektörsün. ODTÜ Rektörü ve benzer rektörler bu siyasal baskıyı kabul etmek istemiyorlarsa bu siyasal baskıdan kurtulmak istiyorlarsa HDP onları da kurtaracak. Yok memnunlarsa biz onlardan kurtulacağız" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrencinin "AKP ile HDP arasında oluşacak olası bir koalisyon nasıl sürecek?" şeklindeki sorusuna cevap veren Demirtaş, "Hiç AKP ile koalisyon yaparız demedik. Çok açık söylüyorum, biz AKP ile ittifak yapmak için bu kadar zahmet çekmiyoruz. Ama şunu Türkiye seçmenin hissetmesi lazım. 8 Haziran sabahı esnaflar dükkanları açmak, memurlar maaşlarını almak için garanti istiyorlar. AKP ve Cumhurbaşkanı koalisyon tartışmalarına atıfta bulunarak, bir korku ortamı yaratıp AKP'nin etrafından oy toplamak istiyorlar. Biz de sadece koalisyondan korkulmaması mesajı vermek istedik, yani ne olursa olsun sonuç Türkiye hükümetsiz kalmak, maaşlarını alacaksınız dedik. Bunun için illa AKP ye oy vermeniz, tek başına iktidar olması gerekmez. Biz HDP olarak bir istikrarsızlığa izin vermeyeceğiz' mesajı verdik. İlkeleri uyuşmayan iki uçtaki partiyiz. Bir hükümet etrafında çalışmamız imkansızdır. AKP'ye en nitelikli muhalefeti yapmak için Meclis'e girmek istiyoruz. Türkiye'yi AKP'den kurtarmak istiyoruz" diye konuştu.
Demirtaş, daha sonra dışarıda gündeme dair gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın “HDP barajın altında kalırsa süper olur” şeklindeki açıklamasına ilişkin de "Parlamento, yargı, üniversiteler, medya hepsi Aksaray'a bağlansa daha süper olur. Bence sadece HDP'nin girmemesi yetmez. Parlamentoda AKP dışında milletvekili olmasa mesela daha süper olur. Hayal ettikleri toplum, hayal ettikleri parlamento öyle bir parlamento. Fakat 7 Haziran akşamı neyin süper olduğunu görecekler. Kendisi de biraz bu konularda az konuşsa daha süper olur" dedi.
Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Fitne odaklarına ilişkin inadına çözüm süreci" açıklamasına ilişkin sorulan bir soruyu ise şöyle cevapladı: "Hangi Başbakan söyledi onu? Davutoğlu olan. Ne söylediklerini inanın ki kaile almaya gerek yok. Biri 'Kürt sorunu yoktur' diyor. Öbürü 'çözüm sürecini ısrarla sürdüreceğiz' diyor. İki Başbakan kendi aralarında anlaşamıyorlar. İki farklı kampanya sürdürüyorlar. Başbakanlardan biri AKP bildirgesini savunuyor, diğer Başbakan ise Cumhurbaşkanı olan yani kendi seçim beyannamesini savunuyor. Onda Başkanlık dışında hiçbir yok. AKP seçim kazanırsa kendi beyannamesini uygulayamayacak."
HDP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim yasaklarını ihlal ettiği gerekçesiyle yaptığı başvurunun YSK tarafından reddedilmesiyle ilgili soru üzerine Demirtaş, "Yüksek Seçim Kurulu'nun adil olmadığının tescil edildiği bir ortamda doğrusu seçim güvenliğini nasıl sağlayacağız veya seçmen güvenliğini nasıl sağlayacağız. Bu ciddi bir tartışma konusudur artık. YSK Sayın Cumhurbaşkanının şuanda seçimlere müdahale etmediğini söyleyemez. Bu halkı aptal yerine koymaktır. Halk aptal değildir, herkes ne olduğunun farkında, bir suç işlendiğinin farkında. Fakat YSK bunu tescillemiyor. Her gün YSK'ya başvurumuz rutin olarak devam edecek. Sonuç alıncaya kadar, son seçim gününe kadar ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne de arkadaşlarımız konuyu taşımak üzere hazırlık yapıyorlar. Belki yarın AYM'ye de bu konuda bir başvurumuz da olacaktır" diye konuştu. / Firatnews