HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin Kocaeli mitinginde konuştu.Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’ye oy istemekten vazgeçmediğini belirterek, “AKP’ye oy istemekten vazgeçmiyorsa Başbakana yazıktır. Onun ne işi var meydanlar da o zaman. O zavallının ne suçu var. Madem koltuk verdin biraz kendisini iyi hissetsin, Başbakan olduğunu hissetsin. Başbakanı korumakta bize düşüyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli İl Örgütü, İzmit Perşembe Pazarı Meydanı’nda HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katılımıyla miting düzenledi.
Demirtaş, “Halkların parasıyla siyasi partilere miting yapmak suçtur suç. Hiç bir savcı da çıkıp bunun hesabını soramıyor. Cumhurbaşkanı, AKP’ye oy istemekten vazgeçmiyorsa Başbakana yazıktır. Onun ne işi var meydanlar da o zaman. O zavallının ne suçu var. Cumhurbaşkanı fırsat vermiyor ki Başbakan iki kelime konuşsun. Müsaade et, o da biraz konuşsun. Madem koltuk verdin biraz kendisini iyi hissetsin, Başbakan olduğunu hissetsin. Başbakanı korumakta bize düşüyor. Fakat biz Başbakanımızı, Cumhurbaşkanına ezdirmeyiz. Zavallıya biz sahip çıkacağız ne yapalım” dedi.
Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Ürettiğinizi dağıtırken adaletli olacağız”
“Sizi gülerken görünce içi kan ağlıyor birilerinin. Hep sen mi güleceksin? Biraz da yoksullar, ezilenler gülsün. Hep ülkenin sultanı mı gülecek, bizim de hep birlikte güleceğimiz günler yakındır. 7 Haziran’da Türkiye tarihinde ilk defa halk kendi iktidarını kuracak.
“İşçi kenti, emekçi kenti Kocaeli alın teriyle üretmenin, çalışmanın ne demek olduğunu biliyor. Günde 12 saat, 13 saat hatta 14 saat çalışarak ama asgari ücrete talim olarak, sosyal güvencesiz olarak çalışmak nedir en iyi siz bilirsiniz. Birileri asgari ücret bin 800 TL olacak deyince kıyamet koparıyor. Zannedersiniz ki parayı cebinde alıp emekçiye dağıtacağı. Ülkenin kaynağını sizler üretiyorsunuz, kaynak dedikleri şey sizin emeğiniz, alın terinizdir. Biz sadece sizin ürettiğinizi dağıtırken adaletli olacağız. Kaynak adil paylaşım, adil bölüşüm meselesidir.
“Ülkenin bütün sorunlarını, en ağır bedellerin ödeyerek zorlu yaşam koşulları içinde çabalıyorsunuz. Üniversite bitirmek artık para etmiyor çünkü iş yok. Yüz binlerce öğretmen kardeşim ataması yapılmadığı için işsiz, mühendisi işsiz, doktoru işsiz.
“Ne yapacağız, birileri gibi gençlerin kaderimidir diyeceğiz. Evet, biz zorundayız işsiz tek bir genç kalmayacak. İktidar koltuğunda oturup da zengine çalışmazsanız, aç bir tek insan bile kalmaz bu ülkede.
“Sizler emekçiye bütçe ayırmak yerine kendi kasalarınız doldurdunuz. Saray yaptırmış kendine, ‘1 milyar Dolara yaptırdım’ diyor. Bu konuda da yalan söylüyor. Saray 1 milyar Dolar’ın üzerindedir. Cumhurbaşkanının işi meydanlarda yalan söylemek değil.
“Başbakanımızı, Cumhurbaşkanına ezdirmeyiz”
“Halkların parasıyla siyasi partilere miting yapmak suçtur suç. Hiç bir savcı da çıkıp bunun hesabını soramıyor. Cumhurbaşkanı, AKP’ye oy istemekten vazgeçmiyorsa Başbakana yazıktır. Onun ne işi var meydanlar da o zaman. O zavallının ne suçu var.
“Cumhurbaşkanı fırsat vermiyor ki Başbakan iki kelime konuşsun. Müsaade et, o da biraz konuşsun. Madem koltuk verdin biraz kendisini iyi hissetsin, Başbakan olduğunu hissetsin. Başbakanı korumakta bize düşüyor. Fakat biz Başbakanımızı, Cumhurbaşkanına ezdirmeyiz. Zavallıya biz sahip çıkacağız ne yapalım.
“Sayın Davutoğlu, ülkenin Dışişleri Bakanı iken bugün paralel yapı diye suçladıklarıyla gizli görüşme yapmış. Ortaya çıktı. ‘Görüşmedim’ demişti, Gül çıktı, yalanladı. Paralel örgütle gizli gizli buluşup, ağlaşırken, ortak film, fırıldak yaparken her şey iyiydi de şimdi öküz ölünce mi bizi suçlamaya başladın.
“HDP ve paralel iş birliği yapıyormuş, Sizden daha büyük paralel iş birlikçisi yoktur. Gülen cemaatini, devlet içinde büyüten, örgütleyen, rant sağlayan sizlersiniz. Bugüne kadar gözlerimizin içine baka baka bunu yaptınız. Şahsen ben utanıyorum onun yalanlarından.
“Bu ülkenin çocuklarını ölüme gönderdiler”
“Bu ülkenin çocuklarını, evlatlarını bile bile ölüme gönderdiler. Amaçların Ağrı’dan, Türkiye’nin 15 şehrinde şehit cenazesi göndermekti. Ondan sonra HDP’ye saldırarak, baraj altında bırakıp beyefendinin başkanlığını garantileyeceklerdi. Bütün hedefleri buydu. Oy alabilmek için ana, baba kuzularını göz göre göre ölüme gönderdiler. Bu kadar seviyesiz, ucuz ve pespaye siyaset yürütüyorlar.
“Soruşturmayı gizlediler. Ama namuslu bir savcı çıksın kendi meslektaşının nasıl öldürüldüğünü iyice incelesin. O savcıyı orada öldürenler içeriye operasyon yapanlardır. Amaçları şiddet ve korku ortamı yaratmak, vatandaşı korkutmaktı. Bu ülkede yaşayan yurttaşlar AKP’nin etrafında tekrar birleşsinler diye kendi savcısını, askerini göz göre göre ölüme gönderen bu iktidarın artık sonu gelmiştir. AKP’nin sayfasının kapanmasının, ampulünün sönmesinin zamanı gelmiştir.
“AKP hala, ‘HDP bizi tehdit ediyor’ diyor”
“Yüzlerce insanı sadece Taksim’e çıkmak istedikleri için gözaltına aldılar. Bunların arasında bizim arkadaşımız da vardı. Üç gün boyunca emniyetin alt katında işkence yaptılar. 2015 Türkiye’sinde bunu yaptılar. Tıp doktoru olan adayımız, üç gündür İstanbul emniyetinde işkence görüyor yüzlerce işçi emekçiyle.
“AKP hala, ‘HDP bizi tehdit ediyor’ diyor. İşkence yaptıracak kadar küçülmüşsünüz ya. Ama elbette 7 Haziran gelecek, sandıklar kurulacak, açılacak o zaman senin tansiyonunu göreceğiz, yüz ifadeni göreceğiz. 7 Haziran akşamı sana balkon konuşması yaptırmayacağız.
“Pencerenin arkasından bile bakacak yüzün olmayacak. Ömrü hayatında bir daha o balkonu görmeyeceksin. Sana balkondan konuşma zevkini tattırmayacağız. Çünkü kendi değerlerine ihanet ettin. Seni destekleyen, sana oy veren müminlere ihanet ettin, sana verilmiş oyları hırsızlık yaptırmak için, sokakta insanlara işkence yapmak için kullandın. Saray yaptırmak, saltanat kurmak için kullandın. O nedenle yenilgiyi hakkettin.
“Artık etrafında halk ordusu yok, sarayda yalnızsın. And olsun gücümüz olursa o sarayı Cumhurbaşkanlığı sarayı olmaktan çıkaracağız. Saray için harcadığın her kuruşun hesabını soracağız. O pahalı çinilerin, fayansların çiçeklerin ve sultan özentisi olarak her bir parçasının altınlarla kaplatamayacağını, bu kadar yoksulluk içindeki halka bunu yapamayacağının hesabını soracağız.
“Daha iktidara gelmeden Mercedes’i geri aldık değil mi? Çünkü halkın hakkıdır, hakkı. Sizin hakkınızdır. Saraydakine de ibret olacak. Sarayı da geri alacağız inşallah sarayı da. 7 Haziran’da insanları yok sayanlara karşı büyük insanlık dersi vereceğiz.”
Güncelleme Tarihi: 06 Mayıs 2015, 12:02