'Darbe mağduru Erdoğan, darbeci olarak karşısımıza çıkıyor'

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, “Dünün darbe mağduru Erdoğan, bugünün darbeci Erdoğan’ı olarak karşımıza çıkıyor. Bu gün bu darbeye boyun eğmek Türkiye’nin geleceğini kaybetmek demektir” dedi.

'Darbe mağduru Erdoğan, darbeci olarak karşısımıza çıkıyor'

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İstanbul Makine Mühendisleri Odası’nda düzenlenen ve çok sayıda akademisyenin buluştuğu “Akademisyenler Barışı Konuşuyor” forumunda konuştu.

Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

‘Barış bir gönüllülük işidir’

“Barış bir taraftan gönüllülük işidir. Bir ilke siyasetidir HDP bakımından. Ama bazı anlar yaşanır ki bir gönüllü siyasi gündem ve yoğunlaşma tarihsel bir zorunluluk hale gelir. Kritik bir kavşakta tarihi bir önem kazanır. İşte bu gün barışı yapma gündemi bizim önümüze gelmiş bir mecburiyettir.

“Alternatif bir siyasi kanalın güç kazanması ve barışı, çözümü yapma iradesini ortaya koyması gerekiyor. İşte tam da bu eşikteyiz. 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonuca dayanarak barışın toplumsallaştırılması sürecini kararlı bir şekilde sonuca ulaştırmalıyız.

‘AKP aslına rücu etti’

“Geride bırakılan 40 yıllık dönemden bu yana siyasi iktidarların zihniyeti değişmedi. Tam değişti dediğimiz noktada da aslına rücu etmiştir. Neresiydi nokta? 2002 genel seçimleri ve AKP ve demokratik değişim söylemi. Ama AKP çok hızlı bir şekilde aslına rücu etti ve Türkiye’de siyasi iktidarların geleneksel statükocu siyaset algısından kopmadığını net bir biçimde ortaya koydu.

“AKP de kendisinden önceki diğer hükümetler gibi ölüm siyaseti yapıyor. Bu çok keskin bir kutuplaşma alanı oluşturdu. Bu kutuplaşmayı yaratan bizzat sarayın ve AKP’nin kendisidir. Bu kutuplaşma da toplumun değişim isteğine ve gücüne karşı yaratıldı.

‘Barış ve demokrasi bilinci gelişti’

“Fırat’ın doğusu ve batısı arasında kademeli olarak gelişen bir barış ve demokrasi bilinci gelişti. Son üç yıllık süreç de ayrı ayrı oluşan birikimin birleşmesine de zemin oldu. Gezi’deki birikim ve potansiyelle Kürt halkının açığa çıkarttığı demokratik siyaset kanalları birleşme şansına sahip oldu. Bu kanallar 7 Haziran seçim sandıklarında buluştu ve yeni yaşamın eşiği olarak tarif ettiğimiz bir kapı oluşturdu sonuçlarla.

“Türkiye toplumu sadece itirazını değil çağrısını da yansıttı. Bütün siyasi partilere de ‘Mevcut siyasi yönetim koalisyon mu? Ama çoğulcu bir yöntemle bizleri de yönetime katarak yeni demokratik bir dizayn oluşturun’ dedi. İşte siyasi iktidar bu düzeye savaş açmıştır.

“Sanmayın ki iktidar sadece PKK’ye HDP’ye savaş açtı. Aslında son yıllarda oluşan demokratik mayalanma ve ortaya çıkardığı birikime savaş açmıştır. Tahkim edilmiş planlanmış ve halka karşı açılmış bir savaş planlandı. Tüm Türkiye yurttaşları barışa ve demokratik inşaya bir kapı açtığı için cezalandırılıyor. Statükoya karşı yeni bir yaşamı inşa etme tavrı en çok Kürt illerinde ortaya çıktığı için en büyük zararı orası gördü.”

‘Çarpışma, statüko ile değişimin çarpışmasıdır’

“Karşımıza darbe ve savaş enstrümanları çıkartıldı. Erdoğan, bugün ‘Rejim fiili olarak değişmiştir çoğunluğu sağlayıp anayasayı kendimize uyduracağız’ diyor. Dünün darbe mağduru Erdoğan, bugünün darbeci Erdoğan’ı olarak karşımıza çıkıyor. Bu gün bu darbeye boyun eğmek Türkiye’nin geleceğini kaybetmek demektir.

“İşte savaşa karşı çıkarken darbeye ve despotik iktidar rejim değişikliği icrasına karşı çıktığımızı unutmamız gerekir. Rejimi bizler demokratik biçimde değiştirmedikçe onlar despotik biçimde değiştirecekler.

“Yaşanan çarpışma, statüko ile değişimin çarpışmasıdır. Türkiye’deki değişim isteği karşısında statükonun savaş ve darbe ilanı ile tutunmaya çalışmasına tanık oluyoruz. Bu rejim değişikliğini barış ve demokratik çizgiye doğru evriltmek zorundayız.”

Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2015, 15:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER